Ne Günlere Kaldık…

Bu kadar cahil - cühela, çağdışı adam nereden çıktı? - orijinal 1Turkish Forum

Bu kadar cahil – cühela, çağdışı adam nereden çıktı?

Bu kadar acayip, tuhaf, uygarlıktan yoksun, ilkel adam nerede gizleniyordu şimdiye dek? Nerede saklanıyordu?

Ne oldu da bu adamlar birden yerden biter gibi, ayrık otu gibi çevremizi sardılar; üniversitelerimizi, okullarımızı, TV’lerimizi, gazetelerimizi teslim aldılar.

Yaşantıyı, doğayı, şu güzelim dünyayı bize zindan ettiler…

Güneşimizi, gündüzümüzü kararttılar…

Hayallerimizi çaldılar… Umut çiçeklerimizi soldurdular…

Niçin böyle bir gerici, yobaz patlaması oldu?

Niçin sevgili yurdumuzu kara bulutlar gibi kaplayıp, Atatürk’ün aydınlanmasını, laikliğini yok ettiler? Bilimin, sanatın, kültürün çanına ot tıkadılar…

Aralarında her kesimden, her sınıftan, her yöreden, her meslekten adam var… PROF’lar, doçentler, doktorlar, dekanlar, öğretmenler… Politikacıları saymıyorum artık… Onlar her gün gözümüzün önünde mesleklerini icra ediyorlar zaten.

Hiç onların ağzından, dillerinden iyilikle, dostlukla, sevgiyle, uygarlıkla, bilimle, fenle, barışla, özgürlükle ilgili tek sözcük çıktığını duydunuz mu siz?

Hiç onların yardımlaşma, paylaşma, bölüşme ile ilgili tek sözcük konuştuklarını işittiniz mi siz?

Hiç onların soygunla, hırsızlıkla, ayakkabı kutularına konan paralarla, yalan dolanla, yoksullukla, en pahalı benzinin ülkemizde satılması ve samanı bile ithal eder duruma gelmemizle ilgili bir açıklama yaptıklarına tanık oldunuz mu?

Varsa yoksa bacak arası… Tek sorun, küçücük kız çocuklarının babası, dedesi yerinde adamlarla evlendirilmesi… Bir an önce kocaya verilmesi… Sanki şu yoksul ülkede başka sorun kalmamış gibi…

Nurettin Yıldız adında bir din uleması(!), “6 yaşındaki kız çocuğu ile 78 yaşındaki, yaşıyorsa 135 yaşındaki birisi bile evlenebilir!” diyormuş ve bir de bu adam AKP’li gençlere ders veriyormuş…

Bir eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, 45 çocuğa tecavüz edilen Ensar Vakfı için, “Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz. Biz Ensar Vakfı’nı da tanıyoruz, hizmetlerini de takdir ediyoruz, ama öteki taraftan bunu yapan kişi için de sıfır toleransla hukuki açıdan bütün takibimizi yapıyoruz” demişti.

Taciz, tecavüz günlük olaylardan oldu…

Şimdi de adam çıkmış, Hz. Nuh’un oğluyla cep telefonu ile konuştuğunu, gemiden onun “Uçan bir araç”, İHA (İnsansız hava aracı)  gönderdiğini ileri sürüyor. Hem de bunu söyleyen bir bilim adamı, Deniz Bilimleri Fakültesinde bir öğretim üyesi…

Varın Türkiye’nin nerelere geldiğini siz düşünün… Ve:

Sebahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcılığı görevini yürüttüğü sırada “Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben her zaman cahil halkın ferasetine (anlayış – sezgi) güveniyorum” açıklamalarıyla gündeme gelen Prof. Dr. Bülent Arı, YÖK Denetleme Kurulu üyeliğine atanıyor.

Ondan sonra çıkıyorlar “Biz Atatürkçüyüz, bilmem neciyiz” diye nutuklar atıyorlar…

Peki, Mustafa Kemal’in “Hayatta en hakiki yol gösterici bilimdir, fendir” sözü nerede kalıyor. Şu yukarıda söylenenlere bir bakar mısınız?

Bu mudur Atatürkçülük? Bu mudur çağdaşlık?

Kurban olun siz Atatürk’e…

Siz onun tırnağı bile olamazsınız…

Çünkü Atatürk cumhuriyetçidir. O, Abdülhamitleri, Vahdettinleri, Damat Feritleri yıkarak, emperyalistleri yurdumuzdan kovarak, milli ve laik Türkiye Cumhuriyetini kurmuştur…

Siz ise laik, milli ve demokratik Türkiye Cumhuriyetini yıkıp yerine saltanat ve hilafet düzenini yeniden getirmek için yırtınıyorsunuz.

Kemalistlerin döneminde sesleri kısılan, sindirilen, tasfiye edilen yobazlar, gericiler, uygarlık ve bilim düşmanı cemaatler, tarikatlar şimdi tüm ülkeyi ayrık otları, deve dikenleri gibi sarmış, kaplamış durumdadırlar.

Okullar mescitlere döndü. Öğretmenler camiye gidenler, gitmeyenler diye ikiye ayrıldı ve birbirlerine düşman kardeşler haline getirildiler.

İlçe milli eğitim müdürlüklerinden gönderilen emirlerde öğrenciler ve öğretmenler camilere davet edilip “Sabah Namazı Buluşması” programları düzenlenmektedir.

Diyarbakır’daki bir kız imam hatip lisesinde, evli ve 3 çocuk babası A.B. (34) hakkında, öğrencisi 16 yaşındaki A.D.’ye cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla 4,5 aydan 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Coğrafya öğretmeni, şikâyetini geri çekmeyen mağdurun babasına bir mesaj gönderdi: “Bir hata işledim. Bu suçun Allah’ın şeriatı doğrultusunda mahkeme edilmesi gerekir. Davayı şeriata taşımak yerine, Allah’ın yasakladığı tâğût (zorba-şeytan)  ve hükmüne havale ettin. Şeriata gidelim, cezam ölüm de olsa razıyım…”

Bu mudur Mustafa Kemal’in laiklik ilkesi? Bu mudur Mustafa Kemal’in öğretmeni?

Ne diyor Gazi Mustafa Kemal Atatürk?

“Ülkemiz içinde uygar düşüncelerin, çağdaş ilerlemelerin bir an yitirmeksizin yayılması ve gelişmesi gerektir. Bunun için bütün bilim ve fen adamlarının bu konuda çalışmayı bir namus borcu bilmesi gerekir.”

Ne dersiniz? Yukarıda, konuşmalarından alıntılar yaptığım insanlar ATA’mızın bu direktifine, yönlendirmesine uyuyorlar mı sizce?

Bu adamlar “Biz artık Atatürkçü olduk” deseler de bu kafayla Atatürkçü olabilirler mi?

Ne günlere kaldık…

(alieralp37@gmail.com)

Mustafa Kemal Atatürk

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir