“Bu yaştan sonra…” kalıbının insan hayatına verdiği zarardan dolayı kullanımdan kaldırılmasını talep eden ve bu konuyu da kendisine has sinema dili ile çektiği ilk uzun metrajlı filmi ile anlatan Burçak Üzen Açık’ın “Beginner” ismini verdiği film bu hafta sinemalarda gösterime giriyor. Vizyona girmekle de kalmayıp T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün katkılarıyla düzenlenen ve bu sene 17-26 Kasım 2017 tarihleri arasında gerçekleşecek olan 5. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali’nin ulusal uzun metraj film yarışmasında 100.000 TL için yarışacak dokuz filmden biri olarak festival yolculuğunu da eş zamanlı olarak sürdürmeye devam ediyor.
Yeni Bir Dil, Yeni Bir Başlangıç
Başrolünde Güven Kıraç’ın yer aldığı film, emekli olmuş ama geçimini sağlamak için bir taksi şoförü olarak çalışan, altmışlı yaşların sonunda olmasına rağmen İngilizce öğrenmeye çabalayan Faruk’un hikayesini anlatıyor.
Faruk, hepimizin tanıdığı, içimizden, bizden hatta kendimizden pek çok şey görebileceğimiz; kayıpları ve onu hayata bağlayanlar arasında arafta kalmış biri. Beklentileri ya da kendisinden beklenenleri yerine getirmeye çalışmanın ağırlığı altında ezildiğini fark etmeden kendi hayatının dümenini kontrol etmeye, tüm çevre baskısı ve alaycı yaklaşımlara rağmen pek çok kişinin cesaret edemeyeceği bir yolda ısrarla ve kararlılıkla ilerlemeye çalışan, yalnızlığıyla mücadele eden yorgun bir savaşçı.
Yıllar önce dul kalan ve taksi durağındaki arkadaşları ile deli dolu komşusu Figen dışında hayatında pek kimsesi olmayan Faruk’u yaşama bağlayan en büyük şey ise; gecenin bir yarısı ya da sabahın ilk ışıkları demeden, en üzgün, en kırgın, en çaresiz, en mutlu ya da en heyecanlı olduğu anda bile ona İngilizce öğrenme isteği sağlayan motivasyondur.
Ana dil dışında yeni bir dil öğrenimi bir beklentiyi de doğurduğu için bireyin günlük yaşamına yansıyacak sonuçları da beraberinde getiriyor. Bu beklentiye ulaşılmadığı zaman eleştiriler ve olumsuz tavırların ortaya çıkması da insanda kaçınılmaz bir baskıya neden oluyor. Fakat Faruk, tüm bu sürece rağmen kendisine dayatılan şeyle yetinmek zorunda olmadığını savunarak film boyunca mücadelesine devam ediyor.
İnsan yaşı ilerledikçe öğrenme yetilerinin azaldığını kabul eden bilimsel yargılara ve toplumdaki, yaş ilerledikçe yeni başlangıçların yapılmasının zor ve gereksiz olduğu kanısına inat “hem dinimiz hem de bütün doğu felsefeleri son nefese kadar yeni şeyler öğrenmenin kutsallığından bahseder” diyen Burçak Üzen, senaryonun dramatik yapısını da bunun üzerine kurmuş. İleri yaşlardaki bir adamın İngilizce öğrenme sevdasının hayatında yarattığı dönüşümlerle de filme yön vermiş.
Faruk, film boyunca İngilizce öğrenme sürecinde birçok karakter ile karşılaşıyor. Karşılaştığı her bir karakter de temsil ettiği bir duygu ya da olayın bir metaforu olarak karşımıza çıkıyor ve karakterlerin Faruk üzerinde olumlu ya da olumsuz etkileri bir şekilde karakterin gelişimini destekliyor. Haliyle böylesi bir anlatım tarzı insan doğasındaki zorluklar ile mücadele etme, pes etme, başarının ya da başarısızlığın yarattığı psikolojik tepkilerle de seyircinin katharsis yaşamasına olanak sağlıyor. Yönetmenin de ifade ettiği gibi; hayatta karşımıza çıkan kişiler ya da yaşadığımız olayların bizi değiştirmesi gibi Faruk da bu süreçte yaşadıklarıyla değişimin kendisine dönüşerek nihai bir karar verme noktasına geliyor.
John Lennon “Hayat, siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir” demiş. Ne kadar da doğru söylemiş. Filmde Faruk da kendi planları çerçevesinde yaşamını şekillendirmeye çalışırken aslında yaşam onu şekillendirmeye başlıyor. İnsan altmışından sonra olgunlaşır mı demeyin, Faruk olgunlaşıyor, kabulleniyor. Nihayetinde kendi isteği ve düşüncesiyle yolun sonunda doğru olduğuna inandığı bir tercih yapıyor.
Yapımını “be Productions’ın” üstlendiği, senaristliğini ve yönetmenliğini Burçak Üzen Açık’ın yaptığı, başrollerinde Güven Kıraç, Birsen Dürülü, Ali Uyandıran, Bülent Çolak, Cenk Doğar, Cengiz Okuyucu, Saim Karakale, Bülent Ergün ve Serdal Genç’in yer aldığı, “Beginner” filmini ister vizyonda, ister festival ortamında seyredin, seyirciye de filmden sonra aşağıdaki şekilde kendisine telkin vermek kalıyor.
Başladığınıza pişman olmayın.
Hayatı gözünüzde büyütmeyin.
Hayatın sizi sömürmesine ve çevrenizdekilerin sizi etkilemesine izin vermeyin.
Geçmişi geçmişte bırakın…
Mehmet Erduğan
[email protected]
Bir yanıt yazın