Şimdi Amerika’yı, Hollywood filmlerinden aşina olduğumuz jürili mahkemeyi, özel statü ile Türk vatandaşı olan bir kaçakcının Amerikan bayrağı önündeki itiraflarını bırakalım sadece Türkiye açısından bakalım. Kolay anlaşılması için sadece bir kaç paragraf…
Tarihden beri rekabet içinde olduğumuz bir komşumuz, İran, dünya güç dengelerini değiştirecek bir atılım içinde: Atom bombası. Bunu yapmasının önündeki tek engel Uranyum zenginleştirme prosesi. Bunu yapabilmesi için gerekli malzeme ve bilgiyi satın alması gerekiyor. Bunun için ise para gerekiyor.
Her ülke nükleer güce sahip olmak isteyebilir ama tüm ülkelerin üzerinde anlaştığı husus nükleer güce sahip ülkelere yenilerinin eklenmesi dünya’da barışı arttırmayacak tersine insanlığın sonunu getirebilecek. Hele de bir komşunuzun atom bombası sahibi olmasını istemezsiniz değil mi? Hele de bu komşunuzun böyle bir bomba ile tehdit edebileceği ülkeler arasında ilk aday sizseniz.
Bu sebeple diğer ülkeler ne yapıyorlar? İran’ın para kaynaklarını engelleyerek atom bombası üretmesini geciktirmeye veya engellemeye çalışıyorlar. Sahip olduğu zengin doğal kaynaklardan elde ettiği geliri atom bombası için harcamasın diye para yerine zorunlu ihtiyaç maddeleri ve insani konularda malzeme olarak ödüyorlar.
Ama o ne… Aralarına ülkeyi idare eden kademelere kadar gelmiş vatan hainlerini de alan bir çete yolunu yordamını bulup, bugün dost, yarın bilinmez düşman İran’ın atom bombası üretebilmesi için ihtiyaç duyduğu nakit parayı sağlıyor.
Evet arkadaşlar. Ülkemizde birileri, bir çete, komşu ülke İran’ın atom bombası üretebilmesi için nakit para temin etmiş ve kendilerine vermiştir. Tüm sorumluların tespit edilip yargılanması gerekir;
Ve bu yargılamanın tek bir adı vardır arkadaşlar: Vatan hainliği