Cuma günü Dışişleri Bakanı M.Çavuşoğlu, ABD Başkanı D.Trump’ın, R.T.Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesinde;
ABD’nin Suriye’deki Kürdistan Halk Koruma Birimlerine (YPG) silah verilmeyeceğini söylediğini açıkladı.
*
Türkiye, YPG’nin bir terör örgütü olan Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK) Suriye şubesi olduğunu iddia ediyor…
ABD ise 2016’dan beri, Kürt YPG unsurları kapsamında Demokratik Birlik Partisi’ni de (PYD) içeren Suriye Demokratik Güçlerine (SDF) silah sağlıyor…
*
Ancak hem Beyaz Saray hem de Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ile mücadele eden ABD liderliğindeki koalisyonun Kamu İşleri Ofisi;
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’na verdiği yanıt farklı şeyler söylüyor.
“Başkan Trump R.T.Erdoğan’ı, ABD’nin Suriye’deki ortaklarına askeri desteği hazır tutma konusunda bilgilendirdi” açıklaması yapılıyor…
*
Nitekim Birleşik Ortak Görev Gücü’nün Kamu İşleri Ofisi yaptığı açıklamada,
IŞİD’in Suriye ve Irak’ta askeri yenilgi yolunda olsa da, bölgede süren yenilgisini sağlamak için yapılacak daha çok işin olduğunu,
Bu yüzden “Doğu İsrail” olarak adlandırılan bölgedeki Suriye Demokratik Güçlerini oluşturan gruplara;
IŞİD ile savaşmak hedefine bağlı kaldıkları sürece maddi destek, eğitim, tavsiye ve yardım sağlamaya devam edileceği bildiriliyor…
*
ABD, Suriye ve Irak’ın çöllerinde hâlâ 3 binden fazla IŞİD teröristinin olduğunu tahmin ediyor.
Suriye ihtilafını sona erdirmeyi amaçlayan Cenevre sürecinde alınan kararlar doğrultusunda SDF’ yi oluşturan güçlere destek sağlandığı ifade ediliyor.
ABD’ nin SDF ile olan taktik ortaklığının, IŞİD’in kendine başkent olarak ilan ettiği Rakka’daki savaş ile başladığı,
Esasen İŞİD’e karşı savaşan SDF ‘nin Araplar, Kürtler, Süryaniler, Ermeniler ve diğer etnik grupların çok etnikli ve çok dinli bir ittifakı olduğuna işaret ediliyor.
*
Ancak ABD liderliğinde 70’den fazla ülkenin oluşturduğu koalisyonun, SDF ile YPG’nin bir parçası olan Kürt PYD’yi ayırmaya çalıştığı vurgulanıyor…
Ekipmanın SDF’nin Kürt unsurlarına nasıl bölündüğüne ilişkin bilginin de Türkiye’ye düzenli olarak verildiği açıklanıyor.
Böylece ABD’nin YPG ile ilgisinin olmadığı söylenmeye getiriliyor…
*
Doğrusu Suriye’deki iç savaş son birkaç ayda dramatik bir şekilde bölge haritasını değiştirmiş,
İŞİD’in çökmesiyle Ortadoğu’da Suriye ve Irak alanında temel çıkarlar üzerinde biri İsrail diğeri İran olmak üzere iki alan ortaya çıkmıştır.
*
İsrail alanında Suudi Arabistan ve onun İran’a karşı NATO himayesinde Sünni Arap askeri koalisyonu bulunuyor.
Kendi çıkarları adına ve birbirlerine düşman olarak Sünni terör örgütleri üzerinden Kuzey Suriye’deki toprakları ele geçiren Türkiye ve Kürtler de işbu Sünni alanda bulunuyor…
*
Diğer alanda ise İran’ın, İsrail’in alanında siyasi ve askeri potansiyelini maksimize etmek ve bölgeyi tek bir çatışma alanı haline getirmek stratejisi doğrultusunda,
Suriye, İran Devrim Muhafızları yönetiminde Şii milisleri ve Lübnan Hizbullah’ı bulunuyor…
*
ABD; Ortadoğu krizinde rekabetin koordinasyonla geliştirilip bir Rusya ortaklığının oluşturulması halinde,
Bölgesel krizlerin daha az tehdit oluşturacağı, çalkantıların büyük oranda önleneceği kurgusuyla bir diyalog düzleminde Rusya ile birlikte çalışıyor…
İsrail ve Suudi Arabistan koalisyonu ise bir Rus Suriye’sini İran Suriye’sine tercih ediyor…
*
Şimdi bu çerçevede ABD’nin Rojava’daki Suriyeli Kürt müttefikleri;
Amerikan kuvvetlerinin Rojova Kürt kantonlarında kalması halinde,
Suriye Devlet Başkanı B. Esad’ın Rojava için karşılıklı kabul edilebilir yeni bir siyasi statünün müzakere edilmesi yönünde elini güçlendireceğini savunuyor.
Rojava’da ABD varlığının sadece Suriye hükümet güçlerini değil, aynı zamanda Türk ve Rus güçlerini de caydıracağı düşünülüyor.
*
Rojavalı Kürtlere göre, Esad rejimi; şu anda Suriye’nin kuzey doğusunda SDF denetiminde olan Suriye’nin tek petrol sahası üzerinde kontrol tedbiri almak istemektedir.
Üstelik Türkiye sınırında özerk Kürt bölgesine sahip olması durumunda;
Türkiye’nin gelecekte Esad’ın Sünni Sorununa müdahale etmesi halinde, Türkiye’ye “Kürt Sorunu” misillemesi yapmasının yolu açılacaktır.
*
Bu yüzden R.T.Erdoğan’ın iki yıl önceki barış sürecini bırakıp PKK’ya savaş açtığı,
O günden beri SDF’nin Suriye’deki kazanımlarını engellemek, Kürtlerin siyasi bir hareket olmasının önüne geçmek için elinden gelen her şeyi yapmakta olduğunun iddiasındadırlar.
Bu nedenle Rojavalı Kürtler gelecekleri için pazarlık yapamayacakları bir Türk politikasına hazırlanıyorlar…
*
Bu perspektifte Türkiye’ye “Savaş” tan gayri yapacak tek şey kalıyor;
Kendi sınırları içindeki Kürt Sorununu çözmek,
ABD ile İsrail’in ve Suriye rejiminin tutumları doğrultusunda Suriye’deki Kürt özerkliğini destekleme yollarını bulmak.
*
Ama mesela Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ hâlâ uyduruyor;
“ABD’li yetkililer YPG’ye şimdiye kadar verilen silahların da toplanacağına dair söz verdiler” diyor…
28.11.2017
Bir yanıt yazın