Türkiye’de köylerde tarım-hayvancılık yapacak insan kalmadı.
Köylerde ki tüm nufus 6 milyona düştü.
Böyle giderse tüm gıda ürünlerimizi Dubai, Suudi Arabistan gibi ithal etmek zorunda kalacağız.
Türkiye nufusu son 10 yılda 9.2 milyon arttı.
Buna karşılık köy nüfusu son on yılda 14.6 milyon azaldı.
Ülke nüfusu 9,2 milyon artarak 79,8 milyon’a çıkarken, geçinemeyen, tarım yapamayan köylüler şehirlere akın etmeye başladılar. Son on yılda belde ve köy nüfusu 14,6 milyon azalarak 6,1 milyona düştü. Bu azalma tarım ekonomisi ve hayvancılıkta gerileme ve üretimde azalmaya sebep oldu.
Et- saman, bakliyat, buğday ithali ile gıda açığımızı kapatmaya çalışıyoruz. Son 6 yılda (subat 2017’ye kadar) 4,4 milyar dolarlık et ithalatı yaptık.
Baklagil ekim alanı ve rekoltede hızlı bir kayıp yaşanıyor –
Kısacası son 20 yılda ekim alanı yüzde 60, rekolte de yüzde 40 civarında geriledi.
Ekim alanlarındaki daralmaya karşın verim birçok bakliyat ürününde artış gösterse de söz konusu durum toplam bakliyat üretiminin artmasını sağlayamaya yetmedi.
Arzdaki yetersizlik ithalatın artışına eden oldu.(Blomberg)
Ziraat Mühendisleri Odası 2016 değerlendirmesinde, “Ülkemizde 1988’de 20 milyon dekar alanda baklagil ekimi yapılırken, 2016’ya gelindiğinde ekim alanı yaklaşık 6 milyon dekara geriledi. Üretim ise 1988’de 2 milyon 136 bin ton iken, 2016’ya geldiğimizde yüzde 50 düşüşle 1 milyon tona indi. 1988’de 2 bin ton olan bakliyat ithalatı 2016‘ya geldiğimizde 400 bin tonu geçerek Türkiye’nin net ithalatçı konuma geldiği görülmektedir. Son 2 yılda baklagildeki dış açık yaklaşık 200 milyon dolar civarındadır” dedi.
Sadece inşaatla kalkınma projeleri sürdükçe gıdada dışa bağımlı bir ülke olmaktan kurtulmak mümkün görünmüyor.
dr.güler