NECDET BULUZ
Suriye’nin geleceği konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani arasında Soçi’de yapılan zirvenin yankıları sürüyor.
Sorular soruların yoğunlaştığı nokta şu:
“Soçi’de kim kazandı?”
Bugünkü yazımızda Soçi’deki toplantıyı değerlendiren uzmanların ve gazetelerin görüşlerine ayırdık.
Ortak görüşü özetleyelim:
“Soçi’de kazanan Esad oldu.”
Şimdi yazılanlara,görüşlere ve detaylara bakalım:
Rus ve İran medyası, Soçi’deki Edoğan-Putin-Ruhani zirvesinde kazananın Suriye Devlet Başkanı Esad olduğunda birleşti. Rus Analist Leonid Isayev, Rus RBC gazetesine yaptığı değerlendirmede, “Esad kimin yardımıyla kazanmış olursa olsun, sonunda kazandı” dedi.
Batı basını ilk kez gerçekleşen ‘üçlü zirveyi’ yeterince gündemine almazken; Türk, İran ve Rus medyası zirve kararlarına geniş yer verdi.
Rusya’da günlük olarak yayımlanan Nezavisimaya gazetesinde zirveyi ele alan İgor Subbotin, Suriye’de savaş sonrası düzenin zirveye katılan üç ülke tarafından şekillendirileceğini yazarak, ABD’nin politik duruşu için ise ‘belirsiz’ ifadesini kullandı.
Subbotin, “Suriye anlaşmasında ABD geride bırakıldı” başlıklı makalede bu duruma dikkat çekerek, “Rus-Türk-İran ittifakının dışında kalan ve eğer çıkarları tehlikeye girerse sert tepki verebilecek aktörlerin de dışlanmamasının önemli olduğunu” yazdı.
RBC gazetesi ise üçlü zirvede Suriye lideri Beşar Esad’ın geleceği ile ilgili değerlendirme yapılmamasına dikkat çekti. Gazeteye değerlendirmede bulunan isimlerden Leonid Isayev, Esad’ın iktidarda kalmasının garantilendiği yorumunu yaptı. Isayev, “Esad kimin yardımıyla kazanmış olursa olsun, sonunda kazandı. Bu andan sonra onu taviz vermeye ikna etmek oldukça zor olacak. Moskova’nın Esad üzerindeki nüfuzu da eğer yükümlülüklerini yerine getirmeyi reddetse dahi sınırlı. Rusya bu durumda dahi ona olan desteğini kesmez” dedi.
Kommersant gazetesinde Andrei Kolesnikov imzalı haberde ise üçlü zirvede Putin’in, ABD ve ABD önderliğindeki koalisyon güçlerine ilişkin bir kelime sarf etmemesine dikkat çekti. Kolesnikov, Suriye’de yalnızca “DEAŞ’ın değil ABD’nin hedeflerinin de yenildiği” değerlendirmesini yaptı ve PYD/YPG konusunun ise Rusya ile Türkiye arasında çözümsüz olmaya devam ettiğini yazdı.
Erman-ı İmruz gazetesinde yer alan haberde, Soçi görüşmeleri, “İran, Türkiye ve Rusya arasında, teröre karşı, stratejik müttefiklik manifestosu” olarak tanımlandı.
İbtikar gazetesi de zirveyi ‘istikrar üçgeni’ olarak tanımladı. Cevan gazetesi ise Soçi görüşmelerinin, “ABD olmadan bölgesel bir düzen kurmak amacına adandığını” yazdı.
Soçi’deki Erdoğan-Putin-Ruhani buluşmasından sonra gözler bu kez Aralık ayında yine Soçi’de yapılması planlanan Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne çevrildi. Rus lider Putin, PYD/YPG dahil Suriye’deki tüm tarafların bu kongreye katılacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Soçi’deki zirvede Türkiye’nin böyle bir kongrede yer almayacağının altını çizdi. Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nde öncelikli olarak toprak bütünlüğü korunmuş bir Suriye’nin devlet başkanlığı seçim süreci dahil yeni Anayasası’nın çerçevesi çizilecek.
Bu arada İran’ın Suriye’nin geleceğine ilişki kaygıları yok değil. İran, Irak’ta olduğu gibi ABD’nin Suriye’de de üsler kurmasını çıkarlarına aykırı görüyor. Bu nedenle Ruhani Soçi’de Amerikan askerlerini kastederek, Suriye’ye Esad yönetimi tarafından davet edilmeyen yabancı askerlerin ülkede kalmasının kabul edilemez olduğu’nu söyledi.
İsrail, İran’ın Suriye’de özellikle İsrail sınırına yakın Golan Tepeleri’ndeki varlığının dizginlenmesini talep ediyor.
Öte yandan Birleşmiş Milletler’in Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’ya Moskova’da Putin’in Suriye planlarına dair bir brifing verildi! Soçi zirvesine paralel olarak Suriyeli muhalifler Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da bir araya gelerek son gelişmeleri değerlendirdi.
Zirvede 28 Kasım’da Cenevre’de başlayacak Suriye görüşmelerinde muhalifleri temsil edecek müzakere ekibi seçildi. Zirvede muhalifler “Esad’sız Suriye” tezinde ısrar ediyor.
Bizi en çok ilgilendiren konu ise Suriye’deki PKK/PYD terörist güçlerinin geleceğidir. Bilindiği gibi Esad güçleri de bu terörist gruplarla çatışıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son açıklamasında Şam yönetimi ile bu terörist gruplara karşı birlikte hareket edilebileceğinin mesajlarını veriyor. “Yarın neler olabileceği o anki şartlarla alakalıdır. Siyasetin kapıları son ana kadar her zaman açıktır” diyor.
Yorumu sizlere bırakıyoruz.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz