KALPAKLILAR

<p>KALPAKLILAR
Hüseyin MÜMTAZ</p>
<p>1959 yapımı “Kalpaklılar” Nejat Saydam’ın; Sadri Alışık ve Çolpan İlhan’lı unutulmaz filmidir.
Samim Kocagöz’ün aynı adlı eserinden uyarlanmıştır.
Romanda, yazarın belgelere dayanarak işlediği bir destandır. İşgal altındaki topraklardan Kuvayı Milliye’nin doğuşuna, cephelerdeki çarpışmalardan gerici ayaklanmalara kadar Kurtuluş Savaşı’nın, bir ulusun bağımsızlık için verdiği mücadelenin gerçek destanı anlatılır.
****
Daha önce de yazmıştım bir vesileyle; 29 Ekim-15 Kasım aralığı takvimin en sevdiğim parantezidir.
29 Ekim’de göğsümüz kabarır, 2123’lerin 2223’lerin hesabını yaparız; 10 Kasım’da başımız öne eğilmeden göğe yükselir, arşa varır ufkumuz; 15 Kasım’da da, tarihte devlet kuran son Türk’ün, Denktaş’ın kurduğu, tarihteki en genç Türk Devleti’nin, KKTC’nin kuruluşunu kutlarız.
Bu yıl da öyle oldu.
29 Ekim ve 10 Kasım’da her yer ay-yıldızlı al bayrak ve herkes Atatürk’tü.
Herkes “SON KASIM”a kadar Atatürk’tü.
İki olay damga vurdu anmalara.
İlki; saat 9’u beş geçe, saygı duruşu ve arkasından okunan İstiklâl Marşı’nın sonuna kadar bütün “insan”larla beraber hareketsiz duran sokak köpeğinin fotoğrafı.
“Zaman” bile durmuşken sokak köpeği de duruyor ama karşı kaldırımda “enginar” gibi bazı lüzumsuz sebze, zerzevat, muzahrafat ve sair küsurat yürümeye devam ediyordu.
Sokak köpeği kadar olamamışlardı.
****
Fesi püsküllü çakma tarihçinin de günün modasına uyarak kalpak giyip giymeyeceği ihtimalini ise okuyucunun yüksek ferâsetine bırakıyorum.
Sizce aklen ve ruhen olmasa bile bedenen giy(diril)miş midir? 12 Kasım 2017</p> - ata

 

KALPAKLILAR
Hüseyin MÜMTAZ

1959 yapımı “Kalpaklılar” Nejat Saydam’ın; Sadri Alışık ve Çolpan İlhan’lı unutulmaz filmidir.
Samim Kocagöz’ün aynı adlı eserinden uyarlanmıştır.
Romanda, yazarın belgelere dayanarak işlediği bir destandır. İşgal altındaki topraklardan Kuvayı Milliye’nin doğuşuna, cephelerdeki çarpışmalardan gerici ayaklanmalara kadar Kurtuluş Savaşı’nın, bir ulusun bağımsızlık için verdiği mücadelenin gerçek destanı anlatılır.
****
Daha önce de yazmıştım bir vesileyle; 29 Ekim-15 Kasım aralığı takvimin en sevdiğim parantezidir.
29 Ekim’de göğsümüz kabarır, 2123’lerin 2223’lerin hesabını yaparız; 10 Kasım’da başımız öne eğilmeden göğe yükselir, arşa varır ufkumuz; 15 Kasım’da da, tarihte devlet kuran son Türk’ün, Denktaş’ın kurduğu, tarihteki en genç Türk Devleti’nin, KKTC’nin kuruluşunu kutlarız.
Bu yıl da öyle oldu.
29 Ekim ve 10 Kasım’da her yer ay-yıldızlı al bayrak ve herkes Atatürk’tü.
Herkes “SON KASIM”a kadar Atatürk’tü.
İki olay damga vurdu anmalara.
İlki; saat 9’u beş geçe, saygı duruşu ve arkasından okunan İstiklâl Marşı’nın sonuna kadar bütün “insan”larla beraber hareketsiz duran sokak köpeğinin fotoğrafı.
“Zaman” bile durmuşken sokak köpeği de duruyor ama karşı kaldırımda “enginar” gibi bazı lüzumsuz sebze, zerzevat, muzahrafat ve sair küsurat yürümeye devam ediyordu.
Sokak köpeği kadar olamamışlardı.
****
Fesi püsküllü çakma tarihçinin de günün modasına uyarak kalpak giyip giymeyeceği ihtimalini ise okuyucunun yüksek ferâsetine bırakıyorum.
Sizce aklen ve ruhen olmasa bile bedenen giy(diril)miş midir? 12 Kasım 2017

<p>KALPAKLILAR
Hüseyin MÜMTAZ</p>
<p>1959 yapımı “Kalpaklılar” Nejat Saydam’ın; Sadri Alışık ve Çolpan İlhan’lı unutulmaz filmidir.
Samim Kocagöz’ün aynı adlı eserinden uyarlanmıştır.
Romanda, yazarın belgelere dayanarak işlediği bir destandır. İşgal altındaki topraklardan Kuvayı Milliye’nin doğuşuna, cephelerdeki çarpışmalardan gerici ayaklanmalara kadar Kurtuluş Savaşı’nın, bir ulusun bağımsızlık için verdiği mücadelenin gerçek destanı anlatılır.
****
Daha önce de yazmıştım bir vesileyle; 29 Ekim-15 Kasım aralığı takvimin en sevdiğim parantezidir.
29 Ekim’de göğsümüz kabarır, 2123’lerin 2223’lerin hesabını yaparız; 10 Kasım’da başımız öne eğilmeden göğe yükselir, arşa varır ufkumuz; 15 Kasım’da da, tarihte devlet kuran son Türk’ün, Denktaş’ın kurduğu, tarihteki en genç Türk Devleti’nin, KKTC’nin kuruluşunu kutlarız.
Bu yıl da öyle oldu.
29 Ekim ve 10 Kasım’da her yer ay-yıldızlı al bayrak ve herkes Atatürk’tü.
Herkes “SON KASIM”a kadar Atatürk’tü.
İki olay damga vurdu anmalara.
İlki; saat 9’u beş geçe, saygı duruşu ve arkasından okunan İstiklâl Marşı’nın sonuna kadar bütün “insan”larla beraber hareketsiz duran sokak köpeğinin fotoğrafı.
“Zaman” bile durmuşken sokak köpeği de duruyor ama karşı kaldırımda “enginar” gibi bazı lüzumsuz sebze, zerzevat, muzahrafat ve sair küsurat yürümeye devam ediyordu.
Sokak köpeği kadar olamamışlardı.
****
Fesi püsküllü çakma tarihçinin de günün modasına uyarak kalpak giyip giymeyeceği ihtimalini ise okuyucunun yüksek ferâsetine bırakıyorum.
Sizce aklen ve ruhen olmasa bile bedenen giy(diril)miş midir? 12 Kasım 2017</p> - ata

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir