NECDET BULUZ
Yanılmıyorsak, birkaç hafta önce Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba yaptığı açıklamada “Et fiyatları bir hafta sonra düşecek” demişti. Aradan geçen süre içinde et fiyatlarında değil düşüş, tam tersi yükselme görüldü.
Kasaplara “et fiyatları düşecek” açıklaması giden tüketiciler de hayal kırıklığı yaşadı.
Kasaplar, yaptıkları açıklamada “Böyle bir şey şu anda mümkün değil, bu iş sözlerle, açıklamalarla olmaz. Daha ciddi önlemlerin alınması gerekir” dediler.
Şunu açık söyleyelim:
Biz, Fakıbaba’nın samimiyetine ve içtenliğine inanıyoruz. Ancak, et fiyatlarını yapılan açıklamalarla düşürmenin de mümkün olmadığını da belirtmeliyiz.
Nitekim, piyasalarda et fiyatlarının düşmemesi üzerine Fakıbaba yine sahneye çıktı ve ne gibi önlemlerin alınması gerektiği konusunda açıklamalarda bulundu. Önce söylediklerine bir göz atalım:
“Vatandaşlarımızın et ihtiyaçlarını ucuz ve uygun fiyatla karşılayabilmeleri için uzun süredir yoğun bir tempo ile çalıştığımız kamuoyunun malumudur. Bu çalışmalarımızı sonuçlandırma aşamasına getirdik. Bu kapsamda öncelikli hedefimiz, en geniş tüketici kitlesine ulaşmaktır. Bu maksatla Türkiye’nin bütün illerinde satış noktası bulunan ulusal market zincirlerinde en ucuz ve en uygun fiyatla kıyma ve kuşbaşı et satışı yapılmasını hedefliyoruz. Bu hedefimizi gerçekleştirmek üzere kıyma etin kilosunu 29 TL ve kuşbaşı etin kilosunu 31 TL’den satmayı taahhüt eden ve Türkiye’nin bütün illerinde satış noktası bulunan zincir marketlere Et ve Süt Kurumumuz tarafından dana karkas et satışı yapılacaktır. Bir yandan vatandaşlarımızın et ihtiyaçlarını ucuz ve uygun fiyatla karşılamaları için bu çalışmaları yaparken yerli hayvan yetiştiriciliği yapan besicilerimizi de koruyacağız. Bu doğrultuda besicilerimizin yerli hayvanlarını, Et ve Süt Kurumumuzda kesilmesi kaydıyla kilosunu 25 TL’den satın alacağız. Bakanlık olarak yürütmüş olduğumuz çalışmalarımızdaki amacımız, hem tüketiciyi hem de üreticiyi mağdur etmeyecek bir yapı oluşturmaktır. Tüketicilerimize uygun fiyattan et temin edilmesi ve hayvan üreticilerimizin de imkânlarının geliştirilmesi yönündeki çalışmalarımız devam edecektir” ifadelerini kullandı.”
Şimdi, bu açıklamaları okuduktan sonra görüşlerimizi yineleyelim:
Daha önceki ilgili bakanlar da aynı yolu denediler. Ancak, başarılı olunmadı, et fiyatlarında düşüşler yaşanmadı. Tam tersi fiyatlar daha da arttı.
Üreticileri dinlemek, onların sorunları ile yakından ilgilenmek, bekledikleri desteği ve teşvikleri birer birer devreye koymak gerekiyor. “Ben yaptık oldu “ile işlerin yürümediğini daha önceki dönemlerde gördük. Aynı şeylerde ısrar etmenin de bir anlamı yok.
Geçici olarak ithal et ile fiyatların ucuzlaması da tutmadı. Tüketiciler, yerli ürünlerin dışında et almamaya özen gösteriyor. Bu önlemler de yerli üretim etlerin fiyatlarını düşürmüyor. İthal edilen etler, genellikle kamu yemekhanelerinde ve toplu yemek yapan kuruluşların mutfaklarında kullanılıyor.
Yerli üretici mutlak biçimde desteklenmeli, yem fiyatları başta olmak üzere tüm girdi fiyatları yeniden gözden geçirilmeli ve teşvikler artırılmalıdır. Üretim olmadığı takdirde et fiyatlarında düşüş sağlamak hayalden öteye gitmez.
Daha da önemlisi meraların yok edilmesinin önüne geçilemiyor. Bu konuda olumlu adımlar atılmalı, meralar yok edilmemeli, hatta artırılma yoluna gidilmelidir.
Dikkat edilecek olursa et üretimi yüksek olan dış ülkelerde meralar korunuyor. Maliyet düşüyor. Yem ihtiyacının önemli bölümü buradan karşılandığı için de fiyatlara yansımıyor. Üstelik hayvanların eti daha da kaliteli oluyor.
Aslında hastalık belli ama tedavi yöntemleri yanlış olunca sıkıntı da büyüyor.
Biz, daha ciddi, daha tutarlı, uzun vadeli önlemlerle ve de yerli üretimin artırılması yolu ile et fiyatlarının ucuzlayabileceği görüşündeyiz. Bunu konu ile ilgili yazdığımız her yazıda altını çizerek vurguluyoruz. Bugün yine aynı görüşte olduğumuzu belirtmek istedik.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın