Elektrik mühendisi Prof. Sayın Azmi Güran’ ın tarih uzmanı Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci ‘ ye verdiği tarih dersini havi cevabını kendisinin izni ile yayımlıyorum. Bu mektup şanlı tarihimizin yetkili zannedilen kişiler tarafından bile nasıl tahrif edilmeye çalışıldığına çarpıcı bir örnektir. Hepimizin yararlanabileceği bir tarih dersi. Saygı ile sunuyorum…. Orhan Tan
Prof. Dr. Ekrem Bugra Ekinci
Marmara Üniversitesi Tarih Profesörü
Muhterem beyefendi.
5 mart 2016 sali günü TGRT TVsinde speaker Mehmet Aydin beyin Gün Biterken programinda 45 dakikalik konusmaniz internet’ten elime gecti.
Ben WW I ve Istiklal harbini icinde yasamis neslin evladi ve Ataturk devdini yasamis Cumhuriyet cocuguyum. Yüksek tahsilimi WW II dan kisa bir zaman sonra Almanya’da RWTH Aachen University’de (rahmetli Necmettin Erbakan ile ayni zamanda ayni sehir ve universitede) MS ile bitirdim ve 15 sene sonra Philadelphia’da (U of P) University of Pennsylvania’da Ph.D. ile tamamladim. Meslegim elektrik mühendisligi. Tarihci degilim. Hele sizin gibi tarihci, hic degilim.
Bizim TV lerde konusmalarini davet eden speaker’ler umumiyetle bir sey bilmezler. Esasinda TV gazetecisi olarak en guzel suallerin onlar tarafindan sorulmasi icap eder. Onlarin sorduklari tek sual ise «siz ne dusunuyorsunuz efendim» den ibarettir. Davetli konusmacilar durumun farkina vardiklarinda meydani bos bulduklarindan atlarini istedigi sekilde kostururlar.
Konusmanizin agirligi Osmanli devleti üzerineydi, bu arada WW I sonunda 1918 de galip devletler tarafindan kurulan devletler (Finlandiya, 3 Baltik devletleri, Polonya, Cekoslovakya, Macaristan, Avusturya, Yugoslavya) arasina Turkiye’yide katarak, Ingiltere hükümetinin müsaadesiyle, design edilmis olduklarindan bahsettiniz.
Ekrem bey, siz bunu nereden buldunuz? Nerede okudunuz? Lütfen bana da, zahmet buyurup yazinda, bende okuyup ogreneyim. Siz talebelerinize sanli, serefli T.C. tarihini böyle mi tanitiyordunuz? Bana T.C. tarihini okuma hevesini samimi arkadasim U of P’de Türk tarihi ve kültürü dersi veren 2014te vefat eden Prof. Talat Halman bey
During his long academic career, Professor Talat Sait Halman taught at Columbia University, Princeton University (1965–71) and (1972–80), the University of Pennsylvania and New York University, where he also served as Chairman of the Department of Near Eastern Languages and Literatures.
oldu. T.C. 20inci asrin mucizesidir Ekrem bey. Osmanli devletinin külleri arasindan hayata dönen Phoenix kusu gibi. Kimse yepyeni bir devletin dogacagini hayal bile edememisti. Tavsiyesi üzerine ilisik eski kitaplari kopya etmek icin L of C te 13 günümü harcadim.
200 e yakin üniversitemiz var diye iftihar ediyoruz. QS World University Ranking siralamasinda ancak 4 Türk üniversitesi 400-450 siralarinda, 6 üniversitemiz 600 – 850 siralarinda bulunuyor. Geri kalanlar 1000 inci siralarin asagisinda daginik, yerleri mechul, kimsenin ugrasmadigi yerlerde bulunuyor. Universitelerimizin bu derece asagi siralarda bulunusunun sebebi kolayca anlasiliyor.
QS World University Rankings is an annual publication of university rankings by Quacquarelli Symonds (QS).
Bagli bulundugunuz Marmara üniversiteside 1000 in asagisinda yeri belli olmayan bir yerde. Bunu yazmakla ben 1000 inci sirada yanliz Türk üniversitelerinin bulunuyor demek istemedim. Ayni siralarda ismi duyulmayan University of Montana Missoula, University of the Pacific, George Mason University, Marquette University amerikan üniversiteleri bulundugu gibi Nottinhagham Trend University, South Bank University diye ingiliz üniversiteleri v.s. mevcut.
Ne derece dogru oldugunu bilmiyorum, pekte inanmiyorumda, kimya, matematik, fizik gibi müspet ilim derslerinin yerini seriat, ilahiyat derslerinin alacagi ve bu yolda 400-450 siralarinda bulunan 4 üniversitemizin 395-399 uncu siraya terfi edilecegi söz konusu ediliyor. Fakat ben böyle dedikodulara, ispati olmadikca, kulak asmam.
Yurarida tirnak icinde yazdigim devletler 1918 de, bolsevizmin Garp’a duhul etmesini önlemek icin kurulmus bir nevi duvar vazifesini gören devletlerdir. Fakat Turkiye 5 sene sonra 1923 te kendi enerjisi, azmi ve gayretiyle, kimseye muhtac olmadan kuruldu. Dediginiz dogru olsaydi, Turkiye’de 1918 de dünyaya gelirdi. 5 sene sonra degil. Hamdolsun bizi kimse kurmadi, kimse design etmedi. Hele Ingiltere? Asla. Canakkale maglubiyetinden sonra, Ingiltere ve Fransa’nin askeri gücünün belleri büküldü ve el’an oyle bükülü kaldi. WW I, 1914 e kadar yapilan en korkunc harpti. Gaye, Asya ve Afrika üzerinde bulunan devletleri kendilerine müstemleke edindikten sonra, sira son kalan Osmanli devletini paylasmakti. Canakkale harbinden sonra harbin agirlik merkezi Avrupa’ya, bilhassa fransiz topraklarina, kaydi. Canakkale zaferi, bir yanda müttefik devletler, öbür yanda merkez devletlerin milletleri artik bundan sonra paylasilacak bir sey kalmiyacagi bir daha Avrupa harp yüzü görmeyecek ve harp 1916 da bitecek ümidiyle harbe kosa kosa, sevincle gittiler. Canakkale zaferi harbin seyrini tamamiyle degistirdi, harp iki sene daha uzadi, planlari altüst etti, bolsevik Rusya’nin dogmasina sebep oldu ve o zamandan beri Ingiltere ve Fransa’nin el’an devam eden askeri gücüne agir bir darbe vurdu. Müttefik devletleri «Sizin Canakkale zaferiniz harbi 2 sene daha uzatti ve bize 2 milyon sehidimize mal oldu. Bunun cezasini siz vereceksiniz» diye bize (Sevres müsvettedir diye tanitan Prof. Dr. Mehmet Hakan Saglam) Sevres muahedesini 10 agustos 1920 de imzalattirdiler.
1914 senesine kadar yürüyerek, at, deve, esek, katir üstünde 2.5 ay yapilan asker sevkiyati, tren, kamyon gibi motorlu vasitalarla 2.5 haftaya indi. Bu müthis hectic zamandi. Ayrica o harpte ilk defa tank, tayyare, zehirli gaz, alev makinalari, motörlü vasitalar kullanildi. Avrupa devletleri harbin sonunda WW II ya kadar yorgunluklarini üzerlerinden atamadilar. WW II 1 eylül 1939 da basladiginda, Almanya haricinde, hic bir Avrupa devleti harbe hazir degildi. Hitler Polonya’yi halledip Garba döndükten sonra Hollanda, Belcika, Danimarfka, Norvec, Luxembourg devletlerinin her birinin isgali icin en fazla birer hafta harcadi. Fransiz askerleri ise, silahlarini birakip kactilar ve 2.5 hafta sonra Fransa teslim oldu. Atatürk’ün Nasrettin Hoca’nin mezarina benzettigi, meshur Maginot hatti bile ise yaramadi. Bu harbe o zaman Yildirim harbi, (Lightning War, Blitzkrieg) adi verildi. Ingiltere, 1 eylul 1939 dan Hitler’in ABD ne ilani harp ettigi 10 aralik 1941 e kadar, Polonya, Cekoslovakya’dan kacan pilotlar ve ABD nin her turlu yardimi ile 28 ay Almanya’ya karsi mukavemet edebildi.
Osman Gazi, Orhan Gazi, Murat, Yildirim Bayazit, Fatih Sultan Mehmet, 2. Murat. 2. Bayazit, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman v.s. gibi, padisah, sultanlarinin büyüklüklerinden bahsettiniz. Böyle büyük devleti, imparatorlugu idare etmek icin büyük olmak lazim. Türkcede armut pis, agzima düs diye bir söz vardir. Bunun Türkce karsiligi mirasa, hazira konmaktir. Saydiginiz kimselerin hepsi, ama hepsi bilaistisna hazira konan armut-pis-agzima-dus-kimselerdir. Hepsinin babasindan kendilerine koskoca bir devlet, koskoca bir imparatorluk kaldi. Speaker Mehmet Aydin bey T.C. tarihini bilmedigi icin, size gereken suali soramadi. Ekrem bey, o suali, musaade buyurursaniz, ben size sorayim: Osmanli devletinden yabanci isgali altinda Anadolu topraklarindan baska Türk milletine ne kaldi? Atatürk’e babasindan ne kaldi?
Saydiginiz padisahlarin hepsi 3 yaslarindan itibaren devletin en büyük, en meshur, alimleri, hocalari, hacilari tarafindan yetistirildiler. Yanliz Türk milleti ve olan hadiseler haricinde Atatürk’ü kim yetistirdi?
Siz Washington’da (L of C) Library of Congress’e ugradiniz mi? Bilir misiniz orada Atatürk ve Atatürk Türkiye’si hakkinda 2’400 adet kitap, mecmua, makale, symposium, v.s. bulundugunu? Winston Churchill hakkinda bile bu kadar cok nesriyat yoktur.
1453 te Istanbul’un fethinden sonra Osmanli devletinin dünyadaki intibasinin, hürmetinin arttigi dogrudur. Ama surasida hakikattir, ortodos Bizans’in dusmesi Vatikan’i sevindirdi. Ondan dolayi Avrupa Bizans’a yardima gelmedi. Ama Viyana muhasarasinda hemen bütün Avrupa birlesti, hatta yakin zamana kadar katolik ve ortodos kilisesi bir araya gelmemisti.
Canakkale harbinden bahsederken, “kazanmamiza ragmen dusman ardindan elini kolunu sallayarak gecti ,zafer ne ise yaradi, binlerce sehit bosuna verdik, eninde sonunda düsman genede gecti Canakkale’yi” dediniz. Canakkale zaferi olmasaydi, kuvvetli bir kumandanna sahip olmayacak ve Istiklal harbini asla kazanamiyacaktik. Ingiliz kuvvetlerinin Istanbul’dan ayrilmalari 23 agustos 1923 te baslar ve 4 ekim 1923 te, ilisik resimde görüldügü gibi, Türk bayragina selam vererek gitmeleriyle biter. Istanbul’u biz tek bir kursun atmadan geri aldik. Atatürk ise Istanbul’un ikinci ve son fatihidir Ekrem bey. Istanbul’a giren Türk birliginin basinda, merhum mektep arkadasim Semuh Adil’in babasi, bizim Istinye’den komsumuz, Selahattin Adil Pasadir. Siz Türkiye’de yabancilarin nasil yasadiklarini bilir misiniz Ekrem bey? Bir italyan, fransiz, ingiliz gayrikanuni is yaptiginda kendi konsoloslugunun mahkemesine cikar, akabinde beraat ederdi. Bir rum, ermeni tramvayda, otobuste Türkü kaldirtir, onun yerine otururdu. Bunlari annem anlatirdi. Ben ve benim neslimin cocukluk, genclik zamaninda mahallenin bakkali, cakkali, bekcisi, pek cogu Istiklal harbinin gazileriydi. Onlarin anlattiklarini dinleyerek biz gencligimizi gecirdik. Hepside mi uydurdular? Buyurunuz, asagidaki kitaplara bir göz atin lütfen.
Halide EDIP. The Turkish Ordeal 1928
Ahmet Emin YALMAN Turkey in my Time 1956
Demetra VAKA. Asia mecmuasinda Istanbul’un o zamana ait devamli yazilarinda okuyabilirsiniz. 1918-1924.
Ekrem bey, 1938 de Cenevre’de, azasi 50 kadar olan, Cemiyet-i Akvam vardi. Aza devletlerin yarisi Avrupa devletlerinden mütesekkildi. Atatürk’ün 1938 de öldügü sene Avrupa’dan hic bir devletin cumhurreisi, krali, kralicesi gelmedi, gelemedi. Aceba neden? 1938 senesi nasil bir sene idi? Neden memleketlerinden ayrilamadilar? Buna karsilik 19 Avrupa dost ve düsman devletleri hükümetinden, devletin yüksek seviyelerinden insanlar geldiler, Ingiltere’den Milli Müdafaa vekili, Fransa’dan Dahiliye Vekili, Almanya’dan Hariciye Vekili, v.s. Bunun haricinde, dünya tarihinde olmayan bir hadise daha oldu. 11 dost ve düsman devletinin askerleri Ankara’da cenazesinin önünde resmi gecit yaptilar. Dünya tarihinde ikincisi görülmemis hadise. 20inci asrin tek bir 1981 senesi, Talat Halman beyin tesebbüsü ile, Atatürk senesi olarak atfedilmistir. Atatürkün hayatinda muvaffakiyetinin yegane sirri, rakibini, dostunu, düsmanini kücümsememesi, kücük görmemesinden ileri gelir
Lord KINROSS Atatürk. The Rebirth of a Nation William Morrow & Co. NY 1965
Bir yazinizda Atatürk’ün Ankara’yi bassehir yapmakla, hata olarak kendisinin isfa ettigini söylentilerinin dolastigini söylediniz. Bunu kim söyledi Ekrem bey? Söyleyen kim? Ismi ne? Siz tarihci olarak bilirsiniz, tarih yazili vesikalara, ispatlara dayanir. Nitekim Mehmet Aydin beyle olan mülakatinizda bunu söylediniz. Bende aksini biliyorum ve
Azmi GÜRAN Den “kranken Mann am Bosporus” mit westlichen Rezepten kuriert. Vor 50 Jahren starb Badener Tagblatt 1988
Kemal Pascha, der Vater der modernen Türkei
yerli gazetede bana ayrilan 2inci sayfada yarim sayfa olarak Ankara’nin bassehir olarak secildiginin sebebini yazdim.
Siz, William Shakespeare gibi ingilizce lisanina vakifsiniz, size
Harry N. HOWARD The Partition of Turkey. A Diplomatic History 1913-1923 Howard Fertig NY 1931-1959-1966
kitabini acizane tavsiye etmek isterim. Kitap yanliz Osmanli devletine, dolayisiyle Türk milletine, kulis arkasinda dönen entrikalardan bahsediyor. 480 sayfa kitabin yarisina yakin kismi verilen, ve yerlerinin bulundugu, reference ile yazili. Ilk defa 1931 de nesredilen kitap o kadar büyük itibar kazanmiski WW II dan14 ve 21 sene sonra 1959 ve 1966 da tekrar basilmis ve bugun bile, Türk olan kimsenin okudugunda kanini donduran bu kitap, T.C. den bahsedilen literature de reference olarak verilir. 1931 de yazilan bu kitap bugün bile muteber. Icinde bahis mevzu devletler degisti, yerleri degisti, sistemleri degisti, ama hedef ayni kaldi: Türkiye.
Oktay SINANOGLU Hedef Türkiye Otopsi Yayinevi 2002
Iddiali konusuyorum, 80 milyon Türk millet icerisinde 80 kisinin bu kitabi tanimadigina eminim, ancak 8 kisinin bilmis olduguna inaniyorum, cünkü meshur bir tarihci arkadasim biliyor.
Konusmanizda 1924 te sürülen padisah erkanindan ve onlarin gittikleri Avruma memleketlerinde nasil fakir, yardima muhtac yasadiklarindan bahsettiniz. Evet dogru. Ingiliz tarihcisi David Frost (1939-2013) bu mevzuda ’80lerde Sky TV de nesriyat yapti, bende banda almistim. 1927 de annem ve babam Fransa’ya gittiklerinde parasizlik cektiklerini hatta yiyecek bile bulamadiklarina sahit olmuslar, bir kac istisna haricinde. Annemin babasinin babasi Nuri Pasa sarayin doktoru imis, ailece Anadoluhisarinda Nuri Pasa yalisi (Mahmut Sami Simsek. Istanbul’un 100 Yalisi. Istanbul Büyüksehir Kültür Yayinlari 2010. Sayfa 144) diye bilinen yalilarinda otururlarmis. Memleket haricine mecbur edilenler arasinda bir prenses Hydarabbad’li musluman bir mihrace ile evlenmis. Senesini tam olarak hatirlamiyorum, 1945-50 senelerinde Istanbul’u ziyarete gelmis ve Ismet Inönü onu Savarona yati ile Bogazda gezdirmisti. Annem ve teyzem sonra bu sultani Istinye’de yalimiza davet etmisti. Onu cok iyi hatirlarim. Ismini belki isitmis olabilirsiniz, Bonn ve Harvard üniversitesinde
Annemarie Schimmel (7 April 1922 – 26 January 2003) was an influential German Orientalist and scholar who wrote extensively on Islam and Sufism. Internationally renowned, she was a professor at Harvard University from 1967 to 1992.
Annemarie Schimmel diye türkce, farsca, urduca, arapca ve 4 avrupa lisanina hakim islam tarih ve kültürünü cok iyi bilen meshur bir kadin profesörün 6 konferansini dinledim. Kendisine sordugumda bu sultanin prenses Nilüfer olabilecegini bana yazdi. Yanliz kalinca Londra’da yerlesmis ve orada ölmüs.
Internet’te size kendini tarihci olarak tanitan akil adam Mustafa Armagan beyefendi ile birlikte gördüm. Konusmanizda Atatürk’ün zamaninda camilerin, yakildigini, yikildigini, 80 % okuma-yazma bilen Turk milletinin bir gecede cahil oldugunu söylediniz. Devamini dinlemedim. Ekrem bey. Insaf artik. Vicdan denilen bir sey var. Siz Rusya’da Stalin’in yaptiklarini Atatürk’e mi mal etmek isiyorsunuz? Pes artik Ekrem bey. PES. O senelerde bütün Türkiye’de günde 10 bin adet gazete ve mecmua nesredilir ve okuma-yazma nispeti 5 % idi. Yani bütün memlekette ancak 600 bin insan okuma-yazma bilirdi. Ondan dolayi latin alfabesi kolayca ogrenildi.
Donald Everett WEBSTER The Turkey of Atatürk. Social Process in the Turkish Reformation The American Academy. Philadelphia 1939
Maynard Owen WILLIAMS Turkey goes to School National Geographic Magazine 1929
Donald Webster’in kitabi yerinde arastirilmis olup T.C. devletinin resmi statistiklerine dayanmaktadir. Orada okuma-yazma nispetini, Türkiye’de bulunan ilkmektep adedini verilen statistiklere dayanarak yazilidir.
Istiklal harbinde Ingiltere’nin yunan ordusunu nasil kurban ettigini
Winston CHURCHILL The World Crisis. Vol. The Aftermath Thornton Butterworth 1923
Vol. Gallipoli
kitaplarinda bütün tafsilatiyla okuyabilirsiniz.
Ekrem bey, cok uzun yazdigim ve kiymetli vaktinizi isgal ettigim icin özür dilerim. Pek cok tarihcilere yazdim, hic biri cevap vermedi. Sizdende cevap alacagimi ümit etmiyorum. Sayet lütuf buyurupta cevap verirseniz, cok rica ediyorum, kahve falindan tarih yazan Kadir Misiroglu; Istiklal harbini bir maymuna borcluyuz diye yazisiyla meshur akil adam Mustafa Armagan; Sevres müsvettedir iddiasinda bulunan Prof. Dr. Mehmet Hakan Saglam beyefendilerin yazilarini reference olarak vermeyin. Daha pek cok meshur tarihciler ve 90 yasinin uzerinde bulunan, hayatta olan devletin yüksek seviyesinde bulunmus ve benimde irtibatta bulundugum, devlet adamlari var. Onlarin yazdiklarini okuyun lutfen Ekrem bey. Tarih okumakla ögrenilir, mahalle kahveleri dedikodularini dinleyerek degil.
Mulakatinizda 1919 dan sonra yeni ve dogru tarihimizin yazilmasi lüzumundan söz ettiniz. Sözünüze göre 1919 dan beri simdiye kadar yazilan T.C. tarihi tamamiyle bostu, uydurmaydi. Yazin Ekrem bey. Yazin. Fazla vakit gecirmeden lütfen hakiki T.C. tarihini yazinizdan ögrenelim. Hic yoksa ciktiginda bana bildirirseniz cok memnun olurum. Hemen alip okur ve hakiki tarihimizi ögrenmis olurum.
Bilinen bir söz vardir: Kendi tarihini bilmeyen milletin cografyasini yabancilar cizer.
Hürmetlerimle
Dr. Azmi Güran
Ph.D. Prof.Eng.