CUMHURİYET GÜNEŞİ

 
 

 

 Yeni partiler kuruluyor…Başka partinin oyuyla o makamlara gelmiş birileri,gelecek kaygısıyla mıdır nedir bilinmez,seçmenine bile sorma gereği duymadan hop başka partiye geçiveriyor.

 

Arkadaş ben izin vermiyorum,benim oyumu alıp başka partiye geçemezsin…

 

Halkın oylarıyla seçilmiş belediye başkanları,birilerinin emriyle bir gecede istifa ediyor,Nasıl ediyor,niçin ediyor kimsenin bir şey bildiği yok.

Kapalı kapılar arkasında pazarlıklar yapılıyor,hesaplar kitaplar yapılıyor.Boşa koyuyorlar dolmuyor,doluya koyuyorlar almıyor.

 

Anlayacağınız kimin eli kimin cebinde belli değil,anlaşılan tek şey paçaların tutuştuğu…Artık pişmanlık söylemleri de kar etmiyor.Herşeyi tükettiklerinin onlar da farkında.

 Öncelikle Osmanlı Bayrağını görmek isteyenlerin cehaletine şaşıyorum.Çünkü bu günkü Türk Bayrağı,son Osmanlı Bayrağı idi.Anlayacağınız Cumhuriyetimize kadar,son altı Osmanlı Padişahı zamanında bu bayrak vardı.Tek farkı yıldızın ortalanmış olmasıydı.

Yurdumuz aç kurtlar gibi işgal devletleri tarafından yağmalanmaya çalışılırken,Vahdettin İngiltere’ye bir teklifte bulundu.”15 yıl için İngiliz sömürgesi olmak istiyoruz”,Damat Ferit ise bir toplantıda;”Yalnız Allah ile,İngiltere’den ümidi olduğunu söyledi”.

Bir yandan ,Mustafa Kemal ve arkadaşları kelle koltukta,güzel yurdumuzu kurtarmak için çırpınırken,Büyük Osmanlı İmparatorluğu’nun başındakiler ne yazık kı bu durumdaydi.

Bir yandan Amerika Başkanı”Türkler İstanbul’dan atılmali” derken,Boğazlara,kimlerin nasıl sahip olacağı hesapları  yapılıyordu.

Mustafa Kemal o çok sevdiği askerlik görevinden istifa edip,”İstanbul Anadolu’ya tabi olacak”derken,İçişleri Bakanı Ali Kemal”Mustafa Kemal ve arkadaşları,düşmandan daha tehlikeli ve aşağı tabakadan”diye beyanatlar veriyordu gazetelere.

 Düşman kuvvetleri halkı koyun gibi boğazlıyor,hamile kadınların karnını deşiyordu”mehmet doğacak” diye…

Mustafa Kemal,çarıklı erkanı-harp dediğimiz Anadolu insanını arkasına alarak,yüreğine ve vatan aşkına güvenerek,yurdun çeşitli yerlerinde toplantiıar yaparken;Abdülmecit ingiliz diplomatına”Bizim Kuva-i Milliye ile hiç bir ilgimiz yok,ne olur Turkiye’yi Amerikalilara bırakmayın” diye namus sözleri veriyordu.

Aç-sefil,silahı bile olmayan bir avuç anadolu insanıyla kurdu Cumhuriyet’imizi Mustafa Kemal.

Düşmanlar Bir avuç Türk’e yenilmeyi hiçbir zaman kabullenemediler.Sevr Antlaşmasıyla parçalamayı planladıklari yurdumuzu hile-hurda ile paylaşmak  için çeşitli yollar denediler.

Önce yardım adı altında borçlandırma yoluna gittiler hükümetleri.Olmadı bankaları,çeşitli kuruluşları yavaş yavaş ele geçirmeye başladılar.Yok pahasına satılıyordu herşey,gözlerini hırs bürümüş yöneticiler tarafından.

Eğitim sistemini çökertip,halkı cahil bırakarak istedikleri adamları getirdiler ülkenin başına.Cahil halkın sığınacagı bir dini kalmıştı.Sarıldı canla-başla dinine.Cemaatleri sardı başına,varını -yoğunu aldı elinden cemaatler gariban halkımın.

Olmadı terör belasını sardı.Hava raporu gibi ölen gencçerimiz sayılıyordu her akşam televizyon ekranlarından.

Seçimle geldiğini sandığımız  vatan hainleri,düşünen,sorgulayan insanları birer birer toplayıp hapishanelere doldurdular.Basın-yayın kuruluşlarını satın aldılar.Ordumuzu tasfiye ettiler.Ülkesine aşık tüm üst düzey askerler şimdi,terörist muamelesi görüyor,teröristler sayın deyip karşılanıyor.Atatürk’ün verdiği tüm haklardan vazgeçiyor benim cahil kadınım…Anayasamız yamalı bohçaya dönmüş.

Canım ülkem elden mi gidiyor! Dahili ve harici düşmanlar ağzından salyalar saçarak, her yol mubahtır deyip emellerine ulaşmaya çalışıyorlar.

 

Unuttukları bir şey var;Atatürk boşuna gençlere emanet etmedi bu ülkeyi.Bir de baktınız ki,damarlarındaki asil kan girivermiş devreye,bir dal ağacı bahane edip dökülüvermiş meydanlara…

 

 Siz de göreceksiniz,hevesiniz kursağınızda kalacak,işbirlikçilerinizle birlikte.

Herkes aklını başına toplasın,bu ülke sahipsiz değil,bir gecede nice Mustafa Kemaller doğar…Ağzınız açık kalır ayran delisi gibi…

Atatürk Korosu verdiği konserlerde,tüm dünyaya haykırıyor:

 

“Bir hızla kötülüğü,geriliği boğarız;

Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız,

Türk’üz,bütün başlardan üstün olan başlarız;

Tarihten önce vardık,tarihten sonra varız…”

 

Cumhuriyet ilelebet var olacaktır,bunu herkes böyle bilsin.

 

Ne mutlu ülkesine aşık olana ve Ne mutlu Türk’üm diyene!

 

 Yeni partiler kuruluyor…Başka partinin oyuyla o makamlara gelmiş birileri,gelecek kaygısıyla mıdır nedir bilinmez,seçmenine bile sorma gereği duymadan hop başka partiye geçiveriyor. - umran unlu

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir