Dünya’da, ABD’nin hegemonya ve güç siyasetine dayalı güvenlik anlayışı yerine karşılıklı güvene, yarara, eşitliğe ve eşgüdüme dayalı sürdürülebilir yeni bir anlayış gelişiyor.
Çok güçlü gelişen bu değişime karşı ABD’nin uluslararası ilişkilere yeni bir perspektiften bakması, sorunlara çözümler bulmak için tüm uluslararası toplumun birlikte çalışmasını sağlaması gerekiyor.
ABD bunu sağlayabilmenin öncesinde bir otomatik savaşa kadar, eski Başkan George W. Bush’un bilinmeyen düşmana karşı kurguladığı “Sonsuz Savaş” doktrinini işletiyor.
*
Bu konseptte, mesela Ortadoğu krizinde rekabetin koordinasyonla geliştirilip bir Rusya ortaklığının oluşturulmasıyla;
Bölgesel krizlerin daha az tehdit oluşturacağı, çalkantıların büyük oranda önleneceği kurgulanıyor.
Nitekim Ortadoğu krizinin çözümünde, “Sonsuz Savaş ” doktrini başlığı altında ama pek samimi olmayan bir diyalog düzleminde ABD ve Rusya ortak çalışıyor…
*
ABD bir taraftan da, süper yapay zekânın kendini yenileyip geliştirecek düzeye gelebileceğini ve zekâ patlamasının kontrol altına alınması mümkün olmayan sonuçlar doğurabileceği itirazlarına rağmen;
Dünya’da kendine ait hegemonya ve güç siyasetine dayalı güvenlik anlayışını yeniden pekiştirmek üzere askeri hazırlıklarını otomatik savaşın 15 yıla kadar gerçek olabileceği düşüncesine kuruyor…
*
Yapay zekâ askeri alanda 20 yıldan beri kullanılmaktadır, nitekim ilgili programlar hava sahası kontrolleri, denizaltı teknolojileri ve mayın arama çalışmaları için vazgeçilmezdir.
Artık kendiliğinde karar verebilen, hiç yorulmayan, karanlıkta gören, hızlı ve kuvvetli insan benzeri suni robotların tam otomatik olarak kullanılabileceği savaş senaryosunun üç ila beş yıl kadar sonra gerçek olabileceği öngörülüyor…
Ve bir çok gelişmiş ülke yapay zekânın askeri alanda geliştirilmesine çalışıyor…
*
Ama bu arada, 9/11 saldırılarından beri sürekli savaş halinde olan ABD Savunma Bakanlığı, son raporunda şu anda en az 172 ülke ve bölgede 240.000’den fazla aktif görev ve yedek birlik bulundurulduğunu açıklamıştır.
ABD kuvvetleri sadece medyada hakim olan Afganistan, Irak, Suriye ve Yemen’deki çatışmalarda değil Ürdün, Tayland, Nijer ve Somali’de de aktiftir.
Ek olarak 37.813 asker, muhtemelen “bilinmiyor” olarak listelenen yerlerde gizli görevler icra ediyor.
Japonya’da 39.980, Güney Kore’de 23.591, Almanya’da 36.034, İngiltere’de 8.286, Bahreyn’de 6.524, Katar’da 3.055 ve Türkiye’de 1.364 asker görevdedir.
Trilyon dolarlara mâlolan bu güçlerin çoğu mesela; Afganistan’da Taliban’a, Irak ve Suriye’de İŞİD’e, Yemen’de bir El Kaideci örgüte karşı terörle mücadele operasyonları yürütüyor.
Ancak bu görevlerin ve ihtiyaç duyulan konuşlandırmaların büyüklüğünün devamı ise artık Amerikan kamuoyunun daha kaç tane yeni askeri macerayı tolere edeceğine bağlıdır…
*
D.Trump başkanlık görevinde onuncu ayına girerken en sık karşılaştığı sorulardan biri, mesela ABD’nin Orta Doğu’nun ötesinde Asya’nın sorunlu Güney Doğu Asya’da ki pozisyonudur.
Burada Çin, son on yıldan beri nefes kesici bir gelişme hızı ve sürekli değişen dinamikler ve Çin toplumunun fikir birliğinde yeni küresel liderlerden biri olmaya göz kırpıyor.
Trump’ın bu bölgedeki müttefikleri Singapur, Malezya, Filipinler, Tayland, Vietnam ve Endonezya’ya bireysel güven duygusu sunmanın ötesinde bu ülkelerle ilgili gösterdiği bir endikasyonu bulunmuyor.
*
Yine de bu ülkeler bölgede ABD’nin çekirdek çıkarlarının güvenliği için ilk müdahale unsurlarıdır.
Aralarında iki askeri müttefiklik: Beş Güç Savunma Düzenlemesi: Çok taraflı anlaşmalar ve iki yeni stratejik ortak bulunuyor.
Her ülke birleşik bir varlık gibi Güney Doğu Asya anakarasında ve denizcilik alanında, ABD’nin bölgedeki gücünü korumak ve güçlendirmek, belirli stratejik çıkarlarına hizmet etmek gibi bir amaçla yükümlüdür.
*
Ama ABD’nin bu seçkin konumu, II.Dünya Savaşından bu yana işte yukarıdaki nedenlerle artık kendi özünde zorlanıyor.
Başkan Trump bu düşüş eğiliminin farkındadır ve askeri ekibi bu korkunç durumu düzeltmek için ellerinden geleni yapıyor.
*
İşte Başkan, Güney Doğu Asya politikasını belirlemek üzere Mayıs’tan beri Vietnam, Malezya ve Tayland’dan gelen liderlerle görüşmüş,
Başkan Yardımcısı Mike Pence, Jakarta’da Endonezya Cumhurbaşkanı Joko Widodo ile bir araya gelmiştir.
*
21 Ekim’de Singapur Başbakanı Lee Hsien Loong’un Washington’da Başkan Trump ile görüşmesinin ardından,
Başkan Kasım’da Güney Doğu Asya politikasını belirlemek üzere Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği liderlerinin Vietnam’daki toplantılarına, Filipinler’de Doğu Asya Zirvesi’ne katılmaya hazırlanıyor…
*
Bu noktada Singapur, ABD’nin stratejik çıkarlarını bir anlaşma müttefiki olmadan uyum sağlamanın gönüllüsü ve bölgede askeri havacılıkta ABD en önemli partneridir.
Geçen ay Singapur Başbakanı Lee’nin Çin’e yaptığı ziyarette geliştirilen yeni bir uyum ve anlayıştan sonra, Başkan Trump ile yapılan görüşmede de kilit Güney Doğu Asya ülkeleriyle stratejik ilişkiler tamamlanmıştır.
*
Malezya ve Taylandlı liderlerin son Washington ziyaretlerinde, ABD ticaret ve güvenlik çıkarlarına güçlü taahhütler verilmiş,
Bu iki ülkenin Çin ile yakın ilişkilerinde esas aldığı “Hedging” ya da üstlenilen yatırım riskini minimize veya yok edecek karşıt bir işlem yapma faaliyetine karşı uzun vadede ABD çıkarları kollayan yöntemlerde anlaşmalar yapılmıştır.
Malezya ayrıca Kuzey Kore kriziyle ilgili olarak BM ve Güney Doğu Asya Ülkeleri Birliği’nin (ASEAN) kabul ettiği pozisyon ve eylemlerin ötesine geçmeye de hazırdır.
*
Filipinler Cumhurbaşkanı Rodrigo Duterte, ABD’nin uyuşturucu karşıtı kampanyasına yönelik eleştirilerine verdiği şiddetli yanıtına rağmen ABD için geleneksel bir müttefiktir.
Kasım’da Filipinler’de Doğu Asya Zirvesi’nde Başkan Duterte ile Başkan Trump’ın beklenen görüşmesinde Clark Hava Üssü’nün durumunun ve ikili ilişkilerin güçlenmesi bekleniyor.
*
İlginç olan şey Başkan Trump’ın Vietnam’ı bölgedeki genel ilişkiler şemasına nasıl
yerleştirdiğidir.
Obama yönetiminin beş yıldan fazla süredir yürürlükte olan silah yaptırımları kaldırılmış ve Vietnam bölgede ABD’nin önde gelen kapsamlı stratejik ortaklarından biri haline
gelmiştir.
Şimdi ABD, Vietnam’ın büyük ticaret ortağı ve serbest ticaret savunucusudur.
Mayıs’ta Beyaz Saray’ı ziyareti sırasında Vietnam Başbakanı Nguyen Xuan Phuc, ABD ile 8 milyar dolarlık bir ticari anlaşma yaparken,
Ortak deniz güvenliği, Güney Çin Denizi’ndeki tartışmalı bölgelerin militarizasyonundan kaçınmanın da sözünü vermiştir.
*
Dünyanın üçüncü büyük demokrasisi Endonezya’nın siyasi konumunun artmasıyla birlikte ABD ile bağları 2015’te gelişmiş,
Endonezya artan uluslararası rolünün teşviki amacıyla stratejik ortaklığa yükseltilmiştir.
*
Başkan Trump, geçen aylarda serbest ticaret, İran’ın nükleer silahlarının imhası ve iklim değişikliği konularına ciddi bir darbe indirmiştir.
Şimdi Çin’in yükselen etkisini dengelemek için kişisel diplomasi ve ikili bir yaklaşımla altı temel ASEAN üyesine, her biri benzersiz şekilde tasarlanmış güvence ve güvenlik taahhütleri
sağlıyor.
Ama şu dakikada hiç birşey ABD’nin hegemonya ve güç siyasetine dayalı dünya güvenlik anlayışını pekiştirmiyor.
*
ABD, 2018’de Savunma Bakanlığı bütçesini Başkan Trump’ın istediğinden 60 milyar daha fazla olmak üzere 700 milyar dolara yükseltmiştir.
Bu diğer kalemler için yılda harcanması öngörülen 186 milyarın eklenmesiyle ABD’nin toplam askeri harcamasının yaklaşık 1 000 milyar dolara yükselerek federal bütçenin dörtte birini oluşturması anlamına geliyor.
Çin Komünist Partisi ise 19. Ulusal Kongresi’nde Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun yeni silahlarla donatılacağını, 2050’ye kadar Çin’in dünyanın en güçlü ordusuna sahip olacağı açıklanıyor.
*
İnsanlık,süper yapay zekâyı kimin daha önce ve daha etkin kendini yenileyip geliştirecek düzeye getirebileceğinin bekleyişindedir…
25.10.2017
Bir yanıt yazın