ABD Başkanı Donald Trump, İran İslam Cumhuriyetinin şiddet performansı üzerinden yeni bir ABD stratejisi açıkladı.
1980’lerde Beyrut’ta yaşananları : El Kaide ve Hizbullah gibi terörist grupların desteklenmesini: Yemen ve Suriye’deki sivil savaşları: Amerikalılara uygulanan şiddeti sıraladı.
Sonra Ortadoğu ve dışarısında İran’ın istikrarı bozma operasyonlarına karşı tedbirleri ve Nükleer- Balistik füze programlarını finanse eden mali geliri bloke etmek için yeni yaptırımları listeledi…
*
Bu tehditler ABD ve şu anda Suriye’de İran ile işbirliği yapan fakat bölgede bir İran hegemonyası görmek istemeyen Rusya’yı da endişelendiriyor.
Üstelik bu ülkeler, İran’ın yekpare bir ülke olmadığına çünkü Devrim Muhafızları Ordusunun ayrı bir gündemi olduğuna inanıyor.
Devrim Muhafızları Tahran’dan Akdeniz’e bir İran Koridoru kurmayı amaçlarken,
Rusya’dan sonra H. Rouhani’de Suriye’de bir kaç ay içinde tasfiye olacağı aşikar olan İŞİD’in ardından ülkenin yeniden inşası ve petrol alanlarıyla ilgilidir.
Ama Suriye Devlet Başkanı B.Esad, iki patronu arasında doğrusu büyük bir yetenekle manevra yapıyor…
*
Devrim Muhafızları Ordusunun teröre destek ve silahlı vekil güçler sağlaması engellenecek, bunun için İran’ın Devrim Muhafızlarına finansal varlıkları kaçırması önlenirken,
Başkan D.Trump, İran’ın JCPOA hilafına herhangi bir kusurunun yeniden belgelendirmeye tabi tutulmayacağını, ABD’nin anlaşmaya katılımını sona erdirmekte özgür kalacağını duyurmuştur.
Ayrıca Kongre bu kusurlara karşı teyakkuza geçirilmiş ve müttefiklerine işbirliği çağrısında bulunulmuştur..
Bu baskının, Rouhani ve taraftarlarının menfaatine ve aynı zamanda Rusya da dahil olmak üzere tüm dünya güçlerinin çıkarlarına uyacağı öngörüyor.
*
Ancak İsrail hâlâ endişelidir, zaten İran ile yapılan anlaşmanın yararına baştan beri inanmıyor.
İsrail’in kaygısı Başkan Trump’ın stratejisinin Kuzey Kore ile ilgili krizde olduğu gibi bir ültimatom olmaktan öteye gitmeyişidir.
Üstelik ültimatom sadece İran ve Kuzey Kore’ye değil aynı zamanda NATO müttefiklerine yapılmıştır, deniliyor.
Ne ki, gerçek bir neden olmaksızın ve anlaşmayı imzalayan ülkelerin rızası olmadan bir uluslararası sözleşmeyi iptal etmek mümkün değildir.
Bu yüzden İsrail, ABD’in yeni İran stratejisini kendine bir meydan okuyuş olarak algılıyor…
*
Bir diğer düşünce, belirsiz bir dünya konjonktöründe İran’ın ya da ABD’nin nükleer anlaşmada yeni bir sapmaya neden olma olasılığıdır.
Bu durumda Ortadoğu’da mevcut uluslararası düzeni sağlamak için yapılan herşey yok olabilecektir.
Bu yüzden İran Cumhurbaşkanı H.Rouhani, Trump’un sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedemeyeceğini ve İran’ın sözleşmeyi uygulamaya devam edeceğini söylüyor,
Washington ve Kongre’nin kararından önce İngiltere, Almanya ve Fransa’yı bölgesel barışın sonuçlarıyla ilgili değerlendirmelere çağırıyordu…
*
Bu durumu en iyi haliyle;
17.10.2017
Bir yanıt yazın