DİYANET BİR BATAKLIKTIR…

Sözüm ona “Kemalist düzeni” yıkmak için Almanya’da “Anadolu Federe İslam Devleti” kuran “Kara Ses” lakaplı Cemalettin Kaplan, Diyanet’te yetişmiştir.

Atatürk’e “Veledi zina” diyen ve kendisini “Mesih” ilan eden Hasan Mezarcı Diyanet’te yetişmiştir.

“Madem eşitlikten yanasın be pezevenk adam, gönder hanımı da eşitlik sağlansın” dediği iddia edilen Şevki Yılmaz Diyanet’te yetişmiştir.

Isparta’da düşen Atlas Jet uçağında ölen hostesin, musalladaki tabutunun yanında duran fotoğrafı “günahtır” diyerek ters çevirttiği ve “Kadının sesi evinin dört duvarından dışarı çıkmayacak” dediği iddia edilen Abdullah Cihangir, Diyanet’te yetişmiştir.

“Çalışan Kadın Eşini Aldatır, kadınlarınızı çalıştırmayın” dediği iddia edilen Hasan Hakyemez, Diyanet’te yetişmiştir.

“Yok öyle ’Dayımın kızı elimi öptü, komşu teyzenin elini öptüm.’ Yok böyle şeyler. Nikâh düşer. Nikâh düşen kişinin elini öpemezsin. Bazıları diyor ki: ’Benim kalbim temiz’. Senin kalbin ne kadar temiz olabilir ki? Senin kalbin Hz. Peygamber’in kalbinden daha mı temiz? Peygamberimiz hiç kadınların elini öpmedi. Yanlış işler bunlar” dediği iddia edilen Osman Şener, Diyanet’te yetişmiştir.

“Tesettürsüz kadınları gelen öpsün, giden yalasın” dediği iddia edilen Metin Balkanlıoğlu örneğinde olduğu gibi, mensupları her gün ayrı bir pot kıran cemaatin lideri,Diyanet’te yetişmiştir.

Yapmış olduğu bir vaazda, Yozgat’ta lise caddesinde erkeklerle konuşan kızlar ile başını açan kız ve kadınların bütün akrabalarını DEYYUS ilen eden Nasuh Yaylagül Diyanet’te yetişmiştir.

Kendisini peygamberlerden bile üstün tutan ve Allah ile direk temasa geçtiğini iddia eden FETÖ elebaşı Fethullah Gülen Diyanet’te yetişmiştir.

Bugün sağda solda “FETÖ imamı” olarak zikredilen İlahiyatçılar ile FETÖ bağlantıları sebebiyle Diyanet’ten tard edilen binlerce din görevlisi Diyanet’te yetişmiştir.

Facebook’ta yapmış olduğu yorumda “Mağazalarda ambalajı açılmış teşhir ürünleri hep yarı fiyatına satılır.Anlayana” dediği iddia edilen Mehmet Yazıcı Diyanet’te yetişmiştir.

En son “Kot pantolon giyip üniversiteye giden, kaş aldırıp, kıl yolduran kızların ve bunların velilerinin cehenneme gideceğini” ilan eden İhsan Şenocak isimli adam Diyanet’te yetişmiştir.

Diyanet’teki en son görevi, yanlış bilmiyorsam DİB Samsun Aşıkkutlu Eğitim Merkezi Müdürlüğü’dür.

Bunlara ilave olarak; dini, televizyonlarda hikaye ve menkıbe anlatmaktan ibaret gören ve bu yolu adeta zenginleşme yolu haline getiren bazı şarlatanlar da Diyanet’te yetişmişlerdir.

Bu anlamda Diyanet tam anlamıyla bir bataklıktır efendiler!

Güya bu bataklığı kurutsun diye Diyanet’in başına getirilen adamın yaptığı ilk açıklama ise, Laiklik (sekülerizm) kıskacında debelenen insanlığı kurtarmak için mücadele edeceğini ilan etmek olmuştur!

Çünkü o da Diyanet’te yetişmiştir; imamlıktan Genel Müdürlüğe varıncaya kadar Diyanet’in çeşitli kademelerinde çalıştığına ilişkin haberler var medyada.

Laikliğin, din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olduğunu, bu sebeple en başta Diyanet’in asli görevinin bu ilkeyi korumak olduğunu, hatta bu görevin Diyanet’in anayasal görevi olduğunu birileri anlatmalı Sayın Ali Erbaş’a.

Anayasamızın 136. maddesi der ki: “Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, lâiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasî görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir.”

Aslında kendisi de tıpkı yukarıdaki satırların yazarı gibi bir İmam-Hatipli olan Hürriyet Yazarı Ahmet Hakan’a bakın neler diyor bugünkü yazısında:
“İHSAN Şenocak adlı bir hoca.
Çıkmış vaaz kürsüsüne…
Üniversiteye giden kızlara ve o kızların babalarına…
Hayâsızca saldırıyor.
*
Mesela…
Sırf pantolon giydiler diye… Üniversitede okuyan tertemiz genç kızların namuslarına ve şereflerine dil uzatıyor.
*
Mesela…
Üniversite amfilerini alenen ve resmen “kızların soyulup atıldıkları yerler” olarak tanımlıyor.
*
Mesela…
Üniversiteye giden kızların babalarını, “kızlarını soyup amfilere atan adamlar” diye nitelendiriyor.
*
Kısacası…
Sinir bozucu, mide bulandırıcı türden bin türlü şerefsizlik…
*
Bu İhsan Şenocak denilen adam…
– Sakalının etrafını bir güzel kıllardan arındırıp cillop gibi yaparken kadınların kaş aldırmalarının şeytani olduğunu söylüyor.
– Kuran kurslarında erkek çocuklarına edilen tecavüzler konusunda tek bir harf bile etmeyip kendisine tek konu olarak kızların pantolonunu seçiyor.
– Kendi kılık kıyafetine saygı beklerken başkalarının kılık kıyafetine onursuzca ve adice saldırıyor.
*
Ve bu İhsan Şenocak denilen adam konuştukça…
Türkiye’de maalesef deizm ve ateizm yükseliyor!
*
Uyanın ey ehli iman!
Bu İhsan Şenocak türü adamlar yüzünden…
Din elden gidiyor din!”(*)

Eşinin ve iki kızının başı açık ve üniversiteli olduğu bir koca ve baba olarak ne dememi bekliyorsunuz benden?
Diyeceğim çok da, tazminat olarak ödeyecek param yok efendiler!
Ahmet Hakan’ın arkasında koca bir gazete ve koca bir holding var, aklına geleni söylüyor!
Ya biz ne yapalım?
İçimize ata ata iyice dolduk ulan.
Yeter artık bitsin bu işkence!
25.09.2017
________________
(*)


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir