Paralı vatandaşlık
Aramızda sesi çok çıkan ama sayıları fazla olmayan çığırtkanlar var.
Bunlar, Kıbrıslı Rumlar ne yapsa alkışlar, yanlış yapsa ağzını kapar ve sesini çıkarmaz ama iş KKTC’ye ve Türkiye’ye geldi mi eleştirilerin ve saldırıların en alasını yapar.
Bir çoğu KKTC bütçesinden maaş almasına, bir kısmı KKTC’nin ekonomisinden nemalanmasına, KKTC’de ikamet etmesine ve de her tür nimetinden faydalanmasına rağmen önce KKTC’yi sonra da her konuda yanımızda yer almış olan, başımız sıkışsa da sıkışmasa da sevgisini ve desteğini esirgemeyen anavatanımız Türkiye’mizi sevmezler, istemezler ve dil uzatıp nefretle eleştirirler. Bunu da kendi aralarında “kahramanca” bir duruş sayarlar!
KKTC’deki UBP-DP koalisyon hükümetinin, iş başına geldikten sonra kasten diyebileceğim bir şekilde batırılmış ve iflas ettirilmiş KKTC Hazinesini toparlayıp bütçe fazlasına geçirmesini, Türkiye’den suyun gelmesini, Türkiye’den elektriğini gelecek olmasını, Türkiye’nin KKTC’nin alt yatırımını iyileştirmek için açtığı ihaleleri, haklı olarak verilen vatandaşlıkları ve benzeri bir çok olayı bu nesebi bozuklar acı acı eleştirir, fırsatını bulduğu vakit de AB’ye, BM’ye utanmadan mektup yazıp şikayet ederler.
Bu nesebi bozukların arasında KKTC’ye, dünyada bir ilk olan teknoloji ile Türkiye’den deniz yüzeyinin 250 m. altında, deniz tabanına tutturulmuş 1600 mm çapında 25 atmosfer basınca dayanıklı borularla Torosların doğal suyunun getirilmesini bile -saçma sapan iddialarla-eleştirenler bile var. Dünyanın III. büyük savaşının enerji değil, su kaynakları nedeni ile çıkacağının farkında dahi olmayan bu kişiler, KKTC’de belediyelerin kendi bütçe açıklarını kapatmak için Türkiye’den gelen suyun maliyet fiyatı üzerine koydukları fahiş karları görmezler ve suyun pahalı olduğundan bahsederler, geçmişin tuzlu suyuna insanlarımızın ödedikleri ücretlerle kıyaslamadan.
KKTC hükümetinin yılların ayıbını düzeltmek için ele aldığı vatandaşlık konusunu söz konusu da bu kişiler ağızlarına sakız etmiş durumdalar. İki yaşında KKTC’ye gelmiş, KKTC’de ilkokul, Ortaokul, Lise ve üniversiteyi bitirmiş, iş güç sahibi olmuş, yanında insan çalıştıran bir kişinin bile vatandaşlık müracaatını eleştirmeyi marifet sayıyor bu kişiler. Ki bu örneğe benzer yüzlerce kişi var. Kimi 20, kimi 25 senedir KKTC’de ama vatandaşlık talepleri, “yurtdışında 41 günden fazla kalmış”, “karısı taşıyıcı çıkmış”, “işten ayrılınca 3 ay boş kalmış” gibi yasal anomalilerle reddedilmekte. (Diyelim yurtdışında yaşayan anneniz/babanız ağır hasta ve size ihtiyaçları var. Siz yurtdışında 40 günden fazla kalırsanız vatandaşlık hakkını kaybediyorsunuz. Süre yeniden başlatılıyor. Önemli ağır bir hastalık geçirdiğinizde tedavi için yurtdışına gider ve yine 40 günü aşan bir tedavi görürseniz, o da aynı yasal prosedüre takılıyor.) Bir dönemin hükümetinin, içinde Jak Kamhi, TOBB Başkanı, tanınmış bir Futbol Klübü Başkanı gibi Türkiye’nin kıymetli ve değerli insanlarının yer aldığı 1300 kişilik vatandaşlıkları yeni verilmiş kişilerin listesini, kendi tabanına yaranmak için, (kendine göre) kahramanca bir davranışla topluca iptal etmesi de politik tarihimizin ayrı bir garabeti.
Öte yandan, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin gerekli güvenlik soruşturması yapmadan Rus ve Ukraynalı işadamlarına para karşılığında AB Pasaportu vermesini ise bu nesebi bozuklar ağızlarına bile almazlar, eleştirmezler ve AB ile BM’ye şikayet etmezler avantaları bozulmasın diye.
Rumların vatandaşlık satmalarını Mısır’daki sağır sultan bile duyduktan sonra nihayet İngiltere’nin önde gelen ciddi gazetelerinden “The Guardian’ manşetine taşıdı ve AB Komisyonu (AB Bakanlar Kurulu) Kıbrıs Rum Yönetimini ve Muhaceret Dairesini incelemeye aldı. İnceleme kapsamında da verilecek tüm yeni pasaportlara da el koydular.
The Guardian’ın haberi içinde, para karşılığı Rum Yönetimi tarafından satılan vatandaşlıklar listesi içinde yüzlerce ismin bulunduğundan bahsedilmekte ve Leonid Lebedev, Gennady Bogolyubov, Igor Kolomoisky ve Tedy Sagi gibi tanınan Rus ve Ukraynalı iş insanlarının ismi de verilmekte. İddialara göre bu vatandaşlık satışlarından Rum Yönetiminin kasasına ve ekonomiye dört milyar Avro’luk para girmiş. (Ki Rumların kafasına göre verdiği Kıbrıs Cumhuriyeti kimliği, Avrupa Birliği’ni de yakından ilgilendiriyor.)
Bizim ülkemizin verdiği vatandaşlıkları acı acı eleştirenler, umarım Rumların bu resmi dolandırıcılığını da eleştirirler. Yoksa haklı bir taraf mı bulurlar diyorsunuz? Olabilir… Bekleyip görelim…
Prof. Dr. Ata ATUN
KKTC III. Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı
e-mail: [email protected] veya [email protected]
Facebook: AtaAtun1
Bir yanıt yazın