NECDET BULUZ
Son günlerde Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeleri ile sıkıntılarımıza her geçen yenilerinin eklenmesi “Batı’dan kopuyor muyuz?” sorusunu gündeme getiriyor. Özellikle Almanya ile başlayan gerilim, diğer ülkeleri de kapsayacak şekilde yayılma gösteriyor.
Batı ülkelerinin Türkiye aleyhtarı tutumunun ve terör örgütlerine verdiği destek, hiç kuşkusuz bu gerilimin ana nedenlerinden birini oluşturuyor.
Kısaca bakalım:
Türkiye ile Batı arasındaki gerginlik nedeni ile makas sürekli açılıyor. Bir yandan ABD’nin terör örgütü PKK-YPG’ye silah desteği ve FETÖ elebaşı Gülen’e sahip çıkması, bir yandan Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin Türkiye karşıtı tutumları ve PKK ve FETÖ gibi Türkiye düşmanı terör örgütlerine desteği, Türkiye ile Batılı ülkeler arasındaki ilişkileri kopma noktasına getirdi.
Bu gerginlikten Türkiye-AB ilişkileri de etkilenmeye başladı. Bu bağlamda Ankara’ya kritik bir ziyaret gerçekleşti. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian Ankara’ya gelerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüştü.
Fransız Bakan’ın ziyareti gerilimi düşürmeyi hedefliyordu ama, beklenen sonucun alındığını söyleyemeyiz.
Bakıyoruz, AB ülkeleri hep kendilerini hakıl göstermeye çalışıyor. Her şeyi kendilerine göre planlıyor. Türkiye’ye karşı bugüne kadar uygulanan çifte standardı sürdürmeye kararlı görünüyor. Bu anlayış içinde Türkiye-AB ilişkileri rayına oturtulabilir mi?
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, görüşmede ikili ve bölgesel konuların gündeme geldiğini söyledi. “Bölgesel konularda özellikle Irak, Suriye ve Libya konusunda Fransa ile bizim görüşlerimiz örtüşüyor. Çünkü yaklaşımlarımız objektif, herhangi başka bir gizli ajandamız yok” değerlendirmesinde bulundu.
Asıl sorun şu:
Almanya ile olan ilişkilerimiz neredeyse tamir edilemeyecek kadar arızalanıyor. Alman siyasetçilerin ard arda Türkiye aleyhindeki açıklamaları ve değerlendirmeleri gerilimi daha da artırıyor. Çavuşoğlu da haklı olarak şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Bizim AB kriterlerine her zaman saygımız var fakat bu AB kriterlerinde çifte standart olmamalı. AB kendisi yaptığı zaman AB üyesi ülkelerin ‘Biz üyeyiz, siz adaysınız. Siz böyle yapamazsınız’ bu olmaz. Bu bir. İkincisi bizim AB’den bugüne kadar haksız bir talebimiz hiç olmadı. Yani hak etmediğimiz bir şeyi hiç istemedik. Avrupa’nın kötülüğü bizim kötülüğümüzdür. Avrupa’nın istikrarı bizim güvenliğimiz ve istikrarımızdır. Avrupa ile sorun yaşamak isteyen bir ülke değiliz. Dayatmalara ve çifte standartlara boyun eğen bir ülke ve millet de değiliz. Avrupa’ya bunu anlatmaya çalışıyoruz. Bize karşı yaklaşımınızı siz artık değiştirmek zorundasınız. Bizi eşit bir ortak olarak görmediğiniz sürece, standartlarda, başka konularda farklılık olsa da sağlıklı ilişki yürümez. Çünkü eskiden olduğu gibi ‘Biz ne dersek Türkiye’ye yaptıracağız’ anlayışı artık Türkiye’de karşılık bulmuyor. Bu değişimi esasen Avrupa, tüm ülkeler için, Rusya dahil herkes için yapmalı. Bu mantaliteyi biraz değiştirmesi lazım.”
Batı ile sorunlarımız var. Her zaman AB ile olan ilişiklerimizde çifte standartlarla da karşılaşıyoruz. AB ülkelerinin çoğunun terör örgütlerine kucak açmasının sıkıntılarını da yaşadık. İçinde bulunduğumuz şu günlerde yaşanan gerilimlerin daha artması ile sıkıntıların büyüyeceğini görmekteyiz.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen Batı’dan kopmamak gerekiyor. İletişim yolları açık kalmalıdır. Belki AB üyesi olmayacağız ama Batı ile olan bağlarımız da korumak durumundayız. Hem siyasi, hem ekonomik açıdan bunun kaçınılmaz olduğunu bir kez daha vurgulayalım.
Yazımızı noktalamadan önce Avrupa Birliği Bakanı ve Baş müzakereci Ömer Çelik’in yaptığı şu açıklamaları sizlerle paylaşalım:
“AB doğrudan Türkiye’ye santaj yapmaya çalışıyor. Müzakerelerin yargı ve temel haklarla ilgili 23’üncü ve adalet, özgürlük ve güvenlik ile ilgili 24’üncü fasılların açılması gerekiyorken AB hala buna yanaşmıyor. Göçmenler için 3 milyar Euro’luk yardım yapılacaktı ne oldu? Türkiye vatandaşlarına vize serbestîsi sözü verildi ne oldu? Müzakere sürecinde yeni başlıklar açılacaktı bunun da sözleri tutulmadı. Türkiye’nin AB’den uzaklaştığı yolunda yapılan açıklamalara da katılmıyoruz. Biz, Türkiye olarak bugüne kadar verdiğimiz her sözü yerine getirdik. AB’den ise hiçbir olumlu adım atılmadı. Çifte standart uygulamaları ise devam ediyor.”
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın