Korku dağları bekliyor…
Parçalanma, bölünme, düşüş korkusu…
AKP yöneticileri tedirgin… Şaşkın… Perişan…
İktidarı tek başına alamama telaşı sardı şimdi, tümünün de yüreğini…
Yüksek sesle konuşuyorlar… Bağıra bağıra… Tehditler savuruyorlar muhaliflerine… Çok güçlü olduklarını dosta düşmana göstermeye çalışıyorlar…
“Kimse bizden tek üye, tek partili çalamaz… Tek tuğla koparamaz. Dimdik ayaktayız… Kimse bizi parçalayamaz. Bölemez…” diyorlar.
Bu çıkışlar, yiğitlik ve güç gösterileri, aslında gece yarısı mezarlıktan geçen, ama aşırı korkan birisinin ıslık çalmasına, yüksek sesle şarkı söylemesine benziyor…
Zaten onlar, “Kimse bizden tek üye çalamaz” derken, aslında bu kuşkuyu düşündüklerini dile getiriyorlar, beyinlerinde yaşattıklarını açıkça ortaya koyuyorlar…
Onlar ne kadar çok bağırırlarsa bağırsınlar, kahramanlık, kabadayılık gösterileri yaparlarsa yapsınlar, AKP, çöküş dönemine girmiştir.
AKP’de çöküş dönemi başlamıştır…
Bu dönemin başlamasına sebep olan elbette muhalefet değildir… Şimdiye dek onun tek görevi, AKP iktidarının 15 yıl iktidarda kalmasını sağlamak ve Atatürk Cumhuriyetinin yıkılmasına yardımcı olmaktı…
Hele hele Devlet Bahçeli, taa 2000’li yıllardan bu yana “Koltuk Değnekliği” görevini aksatmadan sürdürmüştür…
Bu çöküşün en önemli nedeni, liderlerinin deyişi ile iktidarın ve partinin “Metal Yorgunu” olması, “Metal yorgunluğu” yaşamasıdır…
OHAL, baskılar, özgürlük kısıtlaması, haksız tutuklamalar, hukuksuzluklar, gazeteci kıyımları, işten atılmalar, işsizlik, açlık, ekonomik çöküntü, Suriyeli mültecilerin ülkemiz için bir yük, külfet olması, Suriyeli genç kızların para ile alınıp satılması, çeteler tarafından 5-6 yaşındaki çocuklara hırsızlık yaptırılması ve hepsinden önemlisi çiftçinin perişan hali…
Artık bu sıkıntılar bir kabak gibi ortadadır ve din sömürüsü de eskisi kadar etkili olamamaktadır… Bu olumsuz gelişmeler, AKP’lilerin de gözüne batmaya başlamıştır…
Peki, bir iktidar ne zaman çöküşe geçer?
Ülkeyi yönetmeyi artık beceremeyip, aciz duruma düştüğü zaman…
İşte şimdi o dönem başlamıştır.
Hız, hareket, canlılık, heyecan gün geçtikçe gücünü yitirmektedir…
Artık yöneticiler, partinin üst makamlarından gelen emirleri, yönlendirmeleri programlanmış bir robot gibi dinlemiyorlar… İlçe başkanları, il başkanları, devletten yararlanan müteahhitler, Genel Merkezin adamları ayrı ayrı hareket ediyorlar…
Makam – mevki, menfaat – çıkar savaşları öne çıkmaya başladı.
Kavgalar oluyor…
Ortalık toz duman… Tansiyon yüksek…
Sandalyeler havalarda uçuşuyor…
Bir iki yıl öncesine kadar bu türden manzaralar AKP’de yaşanmazdı.
Bu buzdağının görünen çok küçük bir bölümü… Asıl tehlike gerilerde gizli… Küçük de olsa isyanlar başlamıştır… Ayrı bir partinin kurulacağı dahi söylenmektedir…
Bu kez çatlama tabandan, dipten geliyor…
Bu bir panik havasıdır… Panik başlangıcıdır…
Yukarıda saydığımız nedenlerin dışında, Meral Akşener’in kuracağı partinin de AKP’yi sıkıntıya sokacağı, belki de iktidara tek başına konmasına engel olacağı söylenmektedir.
Yapılan anketlerde yeni kurulacak partiye MHP’den, AKP’den çok miktarda katılımların olacağı, seçimde önemli oranda oy alacağı görülmektedir…
Bütün bunların üstüne üstlük bir de ABD’de Reza Sarraf olayı ortaya çıkmıştır…
Ama işin içinde bir bit yeniği vardır… Sarraf’ın ardından, Halk Bankası Genel Müdür yardımcısı da kendi ayağı ile tıpış tıpış gidip, kendini tutuklattırdı…
Zamanla bunun da kokusu ortaya çıkacaktır elbette…
Hürriyet’in AKP’li yazarı Abdülkadir Selvi, Zafer Çağlayan’ın tutuklama kararının arkasında Erdoğan olduğunu yazdı.
Ve ekledi:
ANKARA’DA MORALLER BOZUK…
“17-25 Aralık’ta Erdoğan için, fezleke hazırlayanlar başarılı olamayınca, 15 Temmuz’da kanlı bir darbe girişiminde bulundular. Şimdi de 17 Aralık’ın ABD versiyonu oynanıyor.”
GEMİ SU ALMAYA BAŞLADI…
Yakında ÇÖKÜŞLERLE birlikte DÖNÜŞLER de başlayacak… Hep birlikte yaşayıp göreceğiz…
Bir ünlü sanatçı, hem de tüm kahvaltıları, ziyafetleri 15 yıldır hiç kaçırmayan bir sanatçı “ALDATILDIM” diyormuş… Böyle söyleniyor…
YEMEZLER…
Başka kapıya.
Bir yanıt yazın