BAYRAMDAN SONRAKİ GÜNLERİMİZİ BİZLERE ZEHİR ETMEYİN

BAYRAM’DAN SONRAKİ GÜNLERİMİZİ

BİZLERE ZEHİR ETMEYİN

Sevgili okurlar;

30 Ağustos Zafer Bayramı ile Mübarek Kurban Bayramını peş peşe kutladık.

Zenginler Kurbanlarını kestiler. Dolaplar etle doldu. Kesilen kurbanlıkların etlerinin 3 de 1 i ev halkının yemesine, 3 de 1 i eve gelen misafirlere ikram edilmesine ayrılarak, kalan 3 de biri de fakirlere ve kurban kesmeyenlere dağıtıldı mı acaba?

Belki dağıtanlar olmuştur.

Nerede eski bayramlar!..

Çocukluğumuzda yaşadığımız ve zevk aldığımız Bayramların ne tadı kaldı ne de tuzu.

Yavan yavan geçen bayramlarda mutlu olmamız pek mümkün olmuyor.

Şimdi asıl sorun başlıyor.

Bayramda sevinenler, Eylül ayında sevinebilecekler mi?

Eylül ayı, masraf ayıdır.

Eylül ayı aynı zamanda zam ayıdır.

Hükümet dâhil herkes bekler bekler ve Eylül ayı girdiğinde ellerinden geldiğince her ürüne zam yaparlar.

Eylül ayında okullar açılır.

Ailelerin bütçeleri öyle bir açılır ki, yamamakla yırtığı kapatamazsın.

Eylül ayı bütçelerin açık verdiği ay olmasına rağmen, zam üstüne de zam yağmur gibi gelir.

Ben beni bildim bileli bu hep böyle olmuştur.

Yıllardır hayret etmişimdir. Neden Eylül ayı zam ayı oluyor?

Hiç olmazsa Hükümet fakiri, fukarayı düşünse de ürünlere zam yapmasa, diye düşünmüşümdür.

İşin kötüsü, devlet okullarının yetersizliği, eğitimin iyi seviyede olmaması, ailelerin, çocuklarını özel okullara göndermelerine sebep olmaktadır.

İlkokula yeni başlayan ve devam eden çocukların, masrafları 2 bin liradan aşağı olmamaktadır.

Ortaokula, liseye ve de Üniversiteye giden çocukların ailelerinin durumları daha da vahimdir.

Anne ve Babaların çocuklarının okul masraflarını karşılayabilme çabaları, onların borç içerisine sürüklenmelerine sebep olmaktadır.

Memurun, işçinin, emeklinin ve küçük esnafın, köylünün, durumu gözler önündedir.

Çocuklarını okutmak için aileler yeni borçlar altında ezilmeye başlarken, yapılan zamlarla iyice dibe vurmaktalar.

İşte Hükümetin bu zam mantığını anlamak mümkün değildir.

Bırakın,  aileler çocuklarını okula göndersinler. Onların masraflarını karşılasınlar. Hiç olmazsa Hükümet ürünlere zam yapmasın. Belediyeler kolaylık sağlasın.

Okumayan toplumlar gelişemez. Çocuklarımıza iyi eğitim vermeliyiz. Dinimizin ahlaki değerlerini anlatırken, tarihimizi ve Mustafa Kemal Atatürk’ün fikirlerini ve düşüncelerini de anlatmalıyız.

İlim, bilim ve akıl yolu ile hareket eden toplumlar, gelişir ve büyür.

Devleti yöneten büyüklerimizden ricamız, Eylül ayında zam üstüne zam yaparak, zaten zor geçinen bütçesi dar aileleri perişan duruma düşürmemenizdir.

Sevgili okurlar, önümüzdeki günler çok daha hareketli olacak.

Halkın yeni umudu olarak Meral Akşener ve ekibi yeni partilerini kuruyorlar. Bakalım başarı trendi ne kadar yükselecek.

CHP bütün gücü ile Adalet peşinde. Ülke de kaybolan Adaleti yeniden getir ecem diye toplantı üzerine toplantı yapıyor. Başarılı olup olamayacağını zaman gösterecek.

Bahçeli, tedirgin. Elinin altındaki ülkücüler yavaş yavaş Meral Akşener’e doğru kayıyor. Yalnız adam olarak kalmaya mahkûm olacak.

Hükümet elbet teki, elindeki gücü kaybetmeme peşinde. Feto denen vatan hainleri ülkeye çok zarar verdi. Halen temizlenmiş de değiller.

İçimizde o kadar çok hain var mış ki, kimse farkında değilmiş!..

Türkiye Cumhuriyetini Kuran Atatürk ve arkadaşlarına dil uzatanlar, çok ama çok yanlış yapıyorlar.

Milli birliği ve bütünlüğü sağlanması, ülkenin kalkınması ve muasır medeniyetler seviyesine çıkması, ancak Mustafa Kemal Atatürk’ü iyi anlamakla mümkündür. Onun yolundan ayrılarak başka bir yolu seçmek, bu ülkenin kurtuluşunu sağlayamaz.

Genç kuşaklar iyi eğitilmeli. Kafaları karışık ve gerici fikirlerle değil, aydınlık fikirlerle, ilimle, bilimle, doldurulmalıdır.

Kuran-ı Kerim’in ilk sözü nedir? OKU’dur. O halde okumalı, okumalı okumalıyız. Gerçekleri o zaman iyi görebiliriz.

Gençler ülkenin geleceği sizlersiniz.

Ey Türk Gençliği, senin birinci vazifen Türk İstiklalini ve Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Bunları yapabilmen için Atatürk’ün dediklerini bol bol okuyun. Kim ne derse desin, Mustafa Kemal Atatürk,  Türk milletinin şerefli, bağımsız, refah bir ülke olması için yolumuzu çizmiştir.

Emperyalist güçler ve onların içimizdeki yandaşları, Türk’ün adını tarihten silmek, bizleri parçalayarak, köle haline getirmek için çaba harcamaktalar.

Siz siz olun kimliğinizi unutmayın. Türk Tarih ve Kültür bilincimiz ve geleneğimiz binlerce yıllıktır. Buna sahip çıkın. Başkasını taklit etmeyin. Kendiniz olun.

Eğitiminizi en iyi şekilde tamamlayın. Araştırın, okuyun ve akılcılığınızı öne çıkarın.

Sizin yolunuz iki Mustafa’nın yolu olsun. Ancak, o iki Mustafa’yı iyi araştırın ve inceleyin.

Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran ve sizlere emanet eden, son söz olarak da muhtaçlığını başka yerlerde arama, senin muhtaç olduğun kudret asil kanında mevcuttur, diyen Mustafa Kemal Atatürk’ü iyi tanı ve incele.

Onun yolu sana ışığı gösterecek ve geleceğinin aydınlanmasını sağlayacaktır.

EY TÜRK GENÇLİĞİ; 

SEN, SEN OL MUSTAFA KEMAL’İN YOLUNDAN AYRILMA.

06.09.2017

Zekeriya Tümer

[email protected]

 

BAYRAM’DAN SONRAKİ GÜNLERİMİZİ - turkiye cumhuriyeti bayrak

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir