NECDET BULUZ
Kuzey Irak’taki Peşmergebaşı Barzani’nin oynamakta olduğu oyunu daha önce görmek gerekirdi. Çünkü, Barzani fırsat bulduğunda Türk ve Türkiye düşmanlığını ortaya koymaktan çekinmeyen biridir.
Biz, Barzani ile ilgili yazdığımız her yazıda bu konuya enine boyuna değindik.
Türkiye’ye geldiğinde ayaklarının altına kırmızı halılar serilerek bir Devlet Başkanı gibi karşılanmasının da karşısında olduk.
Kerkük’te Türkmenler’in kıyımına ses çıkarılmadı. Kerkük’ün yapısı göz göre göre değiştirildi. Barzani yaptığı açıklamalarda “Kerkük bir Kürt kentidir” dedi. Kerkük’ün ileri gelenleri suikastlerle öldürüldü. Çokları evlerinden işyerlerinden uzaklaştırıldı. Bu zamanlar nerelerdeydiniz?
MHP Genel Başkanı Bahçeli, cılız açıklamalarla tabanının gazına almakla yetindi. Tam ağırlığını ortaya o zamanlar koyabilseydi, bugün çok farklı olabilirdi.
Geçmiş olsun.
Şimdi Barzani’ye söz geçirilemiyor.
Geç kalınmış olsa bile bugün yaşananlar karşısında Bahçeli’nin açıklamalarını yerinde buluyoruz. Konu, sadece açıklamalarla sınırlı kalınmasın.
En azından bugüne kadar destek verdiği AK Parti Hükümeti’nin Kuzey Irak’a daha duyarlı yaklaşım içinde bulunması için yapılan bu sert açıklamalar yerindedir.
Ancak, Başbakan Yıldırım’ın konu ile açıklamaları ve Bahçeli’ye yanıtı sanki siyasette taşları yerinden oynatacak nitelikler taşıyor.
Kuzey Irak’taki referandumun oldu-bittiye getirilmesine göz mü yumulacak?
Barzani’ye daha sert yanıtlar verilmeyecek mi? Ya da Barzani’nin önüne kesebilecek savaşmadan adımların atılması mümkün değil mi?
Buna somut bir örnek verelim:
Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) Başkanı Oğuzhan Akyener, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) bağımsızlık referandumu girişimine ilişkin, “IKBY’nin ayakta kalabilmesi için en büyük gelir kaleminin petrol satışları olduğu ve bunun da önemli kısmının Türkiye üzerinden gerçekleştirildiği dikkate alınırsa, mevcut durumda bölgede hayatın devam ettirilebilmesi için söz konusu ticaret gereklidir. Dolayısıyla bölgesel dinamiklerden onay alamayan IKBY’nin 25 Eylül’de referanduma gitme kararı, Türkiye ile ortak çıkarlar dikkate alınarak gözden geçirilmelidir. Aksi takdirde enerji kozuna başvurulması doğal bir süreç haline gelir” diyor.
Akyener, IKBY’de referandum yapılması kararının zamanlama olarak bölgenin petrol gelirleri sayesinde ekonomik ve askeri anlamda belli bir seviyeye geldiği bir dönemde alındığına dikkati çekti. Bölgenin bağımsız olabilmek için gerekli olan altyapı ve üstyapı imkânlarına sahip olmadığına işaret eden Akyener, “Başkent Erbil’de bile günün uzun bir bölümünde şehir elektrik şebekesi çalışmadığı için insanlar jeneratörlerle ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Çok güvenilen petrol ve doğalgaz kaynaklarının geliştirilmesi için bile yurtdışına muhtaç olan bölgede insani ihtiyaçların karşılanması için gerekli olan teknoloji bulunmuyor” şeklinde bir alternatif ortaya koyuyor.
Bizi yönetenler Barzani için daha önce “Bölgedeki müttefikimiz ve işbirliği içinde olduğumuz biri” demiyorlar mıydı?
Kuzey Irak’ta yapılacak referandumun savaş sebebi sayılacağını söyleyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye Başbakan Yıldırım, “Savaş devletle devlet arasında olur. Biz bunları devlet olarak tanımıyoruz. Bu yüzden savaş sebebi olmaz” karşılığını vermişti.
Bahçeli bu sözlere yanıt verdi. İşte MHP Lideri’nin Başbakan’a verdiği yanıt:
“Irak’ın Kuzeyinde yapılması planlanan referandum milli güvenliğimiz ve devletin milletiyle bölünmez bütünlüğü açısından ertelenemez, örtülemez, geçiştirilemez tehlike ve feci sonuçlar içermektedir. Elbette bu referandum Kürdistan’ın inşa ve ihyası için sinsi bir ön çalışma, karanlık öncü hamledir. Sayın Yıldırım’ın bizzat şahsımın, ülkemize yönelen tehlikelere karşı göstermiş olduğu yoruma aceleyle tepki gösterip aklınca düzeltme gereği duyması siyasi nezaket ve zarafete ters düşmüştür. Sayın Başbakan’ın bize parmak sallar gibi sözlerimizi düzeltme gayretine tevessül etmesi yanlıştır, Türkiye’nin milli hassasiyet ve hedeflerini savunan ortak görüşe zarar vermektedir. Yanlışımızı bulmaya çalışanlara tavsiyem, çevremize bakmaları, büyüyen düşmanlıklara kafa yormaları, Türkiye’nin elini zayıflatmaktan, askeri ve siyasi yaptırımlarını zedelemekten uzak durmalarıdır.”
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın