TERÖR VE GÜVENLİ LİMANLAR
İzmir’de patlamasının sesi kulaklarıma kadar gelen terör saldırısıyla alakalı düşüncelerim şunlardır.
1) Farklı taşeron terör örgütlere belli bir strateji doğrultusunda benzer eylemler yaptırılan asimetrik bir saldırı dalgası altındayız. Değişik isimler altındaki örgütlere farklı zamanlarda zincirleme eylemler yaptırılmasının sebebi “karşınızda çok fazla düşman var ve size kimin, ne zaman saldıracağını asla bilemezsiniz” mesajının verilmesi içindir. Klasik taktiktir. Elinizde küçük bir kuvvet varsa onu aynı yerden aynı zamanda saldırıya geçirmez, ufak birliklere bölüp farklı yerlerden hücum ederseniz. Böylece karşınızdakiler sizi olduğunuzdan daha büyük bir kuvvetmiş gibi algılar.
2) Bir ülkenin sadece belli büyük şehirlerine yapılan terör saldırıları diğer şehirlerde sahte bir güven havası oluşturabilir. Saldırı planlayan odaklar bu sebeple saldırıları ülkede normalde saldırı beklenmeyen ve ciddi terör eylemlerine maruz kalmamış şehirlere ve hedeflere yönlendirebilirler. Böylece korku ve dehşet dalgasının ülkenin her yerinde hissedilmesi hedeflenir
3) Hedefler seçilirken özellikle belli görüş, mezhep veya etnik kökenle öne çıkmış şehirler bu öne çıkan kimliklerin tam tersi imaja sahip gözüken örgütlere vurdurulabilir. Mesela sağ kimliği ağır basan bir şehir sol görünümlü örgüte ya da tam tersi şeklinde. Böylece insanlarda yaratılacak dehşet ve korku sonucu oluşacak öfkenin terörü düzenleyen odaklara değil birbirlerine yöneltilmesi amaçlanacaktır.
4) Ülkede tarihi ve sembolik değeri olan ibadethane, anıt veya tarihi yapıların bu tip saldırı dalgaları altında çok iyi korunması lazımdır. Çünkü milyonlarca insanın sembolik değer verdiği binalara yapılacak saldırılar psikolojik olarak çarpan etkisi yaratır ve moral bozma etkisi yüksek düzeyde olur.
5) Tüm bu saldırı dalgalarının nihai amacı ülke insanlarında belirsizlik, güvensizlik ve devletin can güvenliklerini koruyamadığı hissini yaratmaktır ve bunu ekonomik kriz algısıyla beslemektir.
Bu duygulara kapılan insanlar zaten günlük yaşamlarının sıkıntıları üstüne bir de güvensizlik hissine kapılırlarsa normalde streslerini atmak için gittikleri sosyal faaliyetlere de korkudan gidememeye başlayacaklar ve bu sıkışmış durum üzerlerindeki baskıyı arttıracaktır.
Toparlarsam tüm saldırıların ana hedefinin insanları psikolojik tahammül sınırlarının en üst seviyesine kadar zorlamak ve sonrasında onlara sığınabilecekleri “güvenli bir liman” teklif ederek, kendi amaçları doğrultusunda yönlendirmek olduğunu düşünüyorum.
Sevgilerimle
Aydın Serdar Kuru
www.serdarkuru.com
Bir yanıt yazın