Suriyeli mülteciler bayram tatili için memleketlerine gidiyorlarmış… Vatan savunması için değil… Tatil yapmak için ülkelerine dönüyorlarmış…
Bir ayakları Türkiye’de, bir ayakları Suriye’de… Ne güzel bir dünya!
Siz şimdiye dek hiç tatil yapan mülteci gördünüz mü?
Türkiye’nin hiç sorunu kalmamış gibi bir de bunları başımıza bela ettiler…
Dünyanın en gelişmiş ülkeleri bile kapılarını onlara kapatırken bizde sayıları milyonları aştı.
Hırsızlık, taciz, cinayet her türlü pislik onlarda…
Bazıları da deniz kıyılarında, tatil yörelerinde keyif çatıyorlar… Geçenlerde gördüm, savaştan kaçan, vatan savunmasından kaçan varlıklı Suriyeli gençler teybi sonuna dek açmışlar, bir parkta, gerdan kırıp, göbek atıyorlardı…
Bir başka Suriyeli de evinde oturduğu yaşlı kadının birikmiş kirasını vermemek için, hortumu çekip, boğazından sokarak, karnını suyla doldurup öldürmüştü…
Bu sorun, bu mülteci sorunu ileride, ülkemizi çağdaş ve uygar dünyadan koparacak, Cumhuriyet kültürümüzü yok edecek “Araplaşma”mızı sağlayacak bir “İlk Adım”dır…
Ülkemize giriş yapan mültecilerin sadece yüzde 10’u okuma yazma bilmektedir ve bu oran kadınlarda daha da aşağılara düşmektedir… Bu rakam, Cumhuriyetimizin ilk kuruluş yıllarından bile daha azdır…
Bu durum, en çok da AKP’nin işine yaramaktadır… Onun gücünü daha da artırmaktadır.
Artık şu gerçeği herkes bilmektedir:
Ülkemize mülteci kabulü bir merhamet, bir misafirperverlik, bir yardımlaşma duygusundan kaynaklanmamaktadır… Bu girişim, Ortadoğu’nun bağnaz, dinci insanlarının yardım ve desteğinde, doğrudan, geleneksel Cumhuriyet rejiminin yozlaştırılıp zayıflatılmasına, sonradan da bütünüyle ortadan kaldırılmasına yönelik bir girişimdir…
Yeni bir “Müslüman Kardeşler”, yani Siyasal İslam iktidarının hazırlıklarıdır…
Sinsi bir plandır…
Bu plan, yani mültecilerin Türk toplumuna katılması planı, aynı zamanda iktidarın güçlendirilmesine yönelik bir çalışmadır… İleride, bu topluluğa TC vatandaşlığı da verilerek yandaş oy deposunun büyümesi hedeflenmektedir…
Şu anda mültecilerin kayıtlı sayısı 3-4 milyon civarındadır. Gerçekte bu sayının 5 – 5,5 milyon olduğu söylenmektedir ve yeni yeni göç dalgaları her an olabilir…
Durumun ciddiyetini anlayabiliyor musunuz şimdi?
Onların gelecekte Türkiye’nin başına ne gibi dertler açacağını görebiliyor musunuz?
Zaten şu anda ülkemiz parklarda, spor salonlarında, terk edilmiş yıkık dökük binalarda yaşam mücadelesi veren Suriyeli göçmenlerle dolmuş durumda…
Bu durum, en çok da turizm sektörünü etkilemektedir… Turizmciler çok perişan bir haldedir… Turizm çalışanları sefalet içindedir…
Suriyelilerin kaçak ve ucuz iş gücü olarak görülmesi ve pek çok sektörde sigortasız ve çalışma izni olmadan işe alınması nedeni ile son yıllarda, ülkemizde resmi rakamlara göre yüzde 12 olan işsizlik oranı hızla büyümektedir…
Ve mültecilere bu yoksul, gariban halkın bütçesinden, mutluluğundan çalınarak, trilyonlar harcanmıştır, harcanmaya da devam edilmektedir…
Sefil bir hayat süren bu göçmenler bir taraftan da hızla çoğalmaktadırlar… Onların Türkiye’ye kabulünden sonra geçen ilk 3 yıl içinde 100 bin bebek dünyaya geldi… Bu göç akını 2011 yılında başlamıştı… Şimdi yedinci yılını dolduruyor… Varın gerisini siz hesap edin…
Bir taraftan da Suriyeli kadınlar ve kızlar Türk erkekleri tarafından ikinci, üçüncü, dördüncü eş olarak para karşılığında satın alınmaktadırlar…
Şimdi 2017 senesindeyiz… O gün doğanlar bugün 7 yaşında, o yıllarda 13 yaşında olanlar bugün 20 yaşında…
Bunlar şu anda ne Türk, ne Suriyeli… Ne Türk, ne Suriye kültürüne sahip…
Savaştan, vatan savunmasından kaçan bu vatansızların kendilerine faydası yok, TC vatandaşı yapılması durumunda Türkiye’ye ne faydası olacak?
Ülkemizi gelecekte çok büyük tehlikeler beklemektedir…
Göçmen sayısının hızla artması, vatanımızı, altından kalkamayacağı, ağır bir yük altına sokmuştur…
Zamanla kriz daha da büyüyecek, acil müdahalelerle yaşayan bir hasta görünümünde olan ekonomimiz bu artışı kaldıramayacaktır…
Bir zaman sonra da ülkemiz hak arayan, belki de toprak isteyen isyancı mültecilerin varlığına tanık olacaktır. Belki de yeni bir iç savaş ortamı oluşacak, ikinci bir PKK ile karşı karşıya kalacaktır…
Öyle görünüyor ki, PKK’lıların Türkiye’ye yaşattığı acı, keder, kan ve gözyaşı dolu yıllara rahmet okuyacağımız günler çok uzakta değildir… Tam da emperyalistlerin arzuladığı bir ortamdır bu…
Malum, kurt dumanlı havayı sever…
Bu sorun çözümlenmezse ülkemizi çok kötü günlerin beklediğini söylemek bir kehanet, geleceği önceden görme, bir kâhinlik olmayacaktır…
“Kendim ettim, kendim buldum” dememek için şimdiden uyarıyoruz…
Bizden söylemesi…
Bir yanıt yazın