Olağanüstü bir gelişme olmazsa Meral Akşener liderliğinde yeni bir partinin kurulması artık kesin gibi. Partinin genel merkezi bile hazır artık; Çankaya Mustafa Kemal Mahallesi’nde olacak.
Cumhurbaşkanlığı köşkünün, Çankaya gibi Cumhuriyetle özdeşleşmiş bir yerden alınıp, Beştepe gibi siyasi anlamda hiçbir anlamı ve önemi olmayan bir alana taşınmasını dikkate aldığımızda, yeni partinin merkez binasının seçildiği noktanın simgesel bir anlamı bulunmaktadır. Çankaya sınırları içinde Mustafa Kemal Mahallesi!
Zaten başından beri Meral Akşener’le birlikte hareket eden Ümit Özdağ da geçenlerde “Ekimde inşallah Samsun’dan yola çıkacağız, çünkü Cumhuriyet tarihimizde çok önemli bir yer. İstiklal Harbi’nin başlangıcı. Ve Cumhuriyet’in kuruluş esaslarına ve milletimizin değerlerine ağır saldırıların yapıldığı bugünlerde Türk milletini kucaklayan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş esaslarına ve aziz milletimizin değerlerine sadık kalacak, birleştirici, onarıcı bir siyasi heyet olarak Samsun’dan yola çıkmayı uygun bulduk.” diyerek bu noktaya özel vurgu yapmış bulunmaktadır.
Peki partinin kurucuları kimlerden oluşacak? Bu konuda ser verip sır vermiyor öne çıkan isimler. Sayın Akşener’e bakılırsa; partide kadınlar ve gençler ağırlıkta olacak. Sayın Ümit Özdağ, AKP dahil bütün partilerden katılım olacağını ve partinin “Milli Merkez” görevi göreceğini söyledi. Doğrusu ya bu yaklaşım, bizi de heyecanlandırmıştır. Esasen geçenlerde yazdığımız bir yazıda kurulacak yeni partinin “İkinci bir Kuvayı Milliye hareketi” olacağını, daha doğrusu olması gerektiğini biz de söyledik. Zira Türkiye’de böyle bir ruha ihtiyaç var artık. Çünkü Türk Milleti, şu anda tarihinin en büyük sosyal çatlaklarından ve ayrışmalarından birisini yaşamaktadır. Hele hele etnik olarak milletin yekununu teşkil eden Türklerde, milletin geleceği hakkında büyük bir kaygı oluşmuş bulunmaktadır. Dolayısıyla; toplumsal onarıma ve bunu yapacak bir hükümete şiddetle ihtiyaç duyulmakta bu zaman diliminde.
Geçenlerde kurucu olarak isimleri medyaya yansıyan kişilerin hiçbirinin partide bulunmadığını söyledi Meral Hanım. Hepsinin birbirinden değerli isimler olmakla birlikte, bu isimlerin kurucular kurulunda bulunmadıklarını söyledi. Meral Hanım’ın söylediği bir ayrıntı da, isimleri sanki toplumda test ediliyormuş havası vererek kendilerini üzmemek için muhtemel parti kurucularının isimlerini önceden açıklamadıklarıdır. Bence de yerinde bir tedbir. Ancak bunun riski de var; yarın öbürgün aslında defosu bulunan birisinin, kurucular kurulunda yer alması, geri dönüşü zor bir süreç başlatabilir.
Kurucuları gibi, partinin adı da bir sır. Aynı zamanda partinin teorisyeni durumunda olduğu anlaşılan Sayın Ümit Özdağ’ın geçenlerde Hürriyet’e verdiği mülakatta söylediği şu sözler, kurulacak partinin ismi olmasa bile siyasi kimliği ve siyasi yelpazedeki yeri hakkında az çok bir fikir vermektedir:
“Merkez sağ parti değiliz. Her şeyden önce bütün Türkiye’yi kucaklayan bir siyasi hareketiz. Kendimizi milli merkezde tanımlıyoruz. Yani, merkezde, merkezin sağında ya da solunda olan bütün vatanperverleri davet eden bir siyasi parti oluşuyor şu anda. Herkesin yaşam tarzını güvence altına alacak bir parti olacağız. Şunun farkındayız: Ne yazık ki 1913 şartlarında bir Türkiye’yi, bu iktidar gerisinde bırakarak gitmek üzere. Biz bu ağır yıkımı aşmak için Türkiye’yi kucaklayan bir heyet ve çok iyi bir programla halkın karşısına çıkmaya hazırlanıyoruz. Bizim partimiz bir anlamda Birinci Meclis’in ruhunu taşıyacak bir parti olacak. Türkiye, kuruluş felsefesi ve milli değerlerine dönmeli….Birinci Meclis’te Mustafa Kemal ve çevresinde Türk milliyetçisi kadrolar vardı. Ama tüm vatanseverler de oradaydı. Daha muhafazakâr olan vatanperverler de daha liberal vatanperverler de vardı. Bu vatanperverler bu devleti kurdular…”
Demek oluyor ki; kurulacak parti, milliyetçilik/ulusalcılık miğferi etrafında toplanacak vatansever kitlelerden oluşacak. Tıpkı çekirdeğin etrafında büyüyen bir meyve gibi. Yani kurulacak parti, incir gibi, üzüm gibi, nar gibi, elma veya armut gibi birçok çekirdeği bulunan meyvelerden çok, tek çekirdekli kayısı, şeftali, erik ve badem gibi olacak. İçeride tek ve çok sağlam bir çekirdeği, dışarıda farklı renklerde ve şekillerde dolgun etleri olan bir meyve gibi.
Yeni oluşuma katıldığını söyleyen Koray Aydın da “Merkez Partisi” olacaklarını söyledi geçenlerde Fox TV’ye verdiği mülakatta. “Milli Merkez” ile “Merkez Partisi” kavramları, tam olarak aynı olmasa da birbirine yakın veya akraba kavramlar aslında. Bu iki kavramı facebook’ta tartışmaya açtığımda bir arkadaş “hocam iki kavramı birleştirip partinin adını MİLLİ MERKEZ PARTİSİ koyalım gitsin” deyiverdi. Bence de hiç fena fikir değil Milli Merkez Partisi aslında, neden olmasın?
İkinci Adam Kim?
Meral Hanım’ın, partinin lideri olacağı artık kesinleşmiştir. Zira öne çıkan isimler de onun liderliğini kabul ve ilan etmiş bulunuyorlar. Bu isimlerden Ümit Özdağ şöyle dedi geçenlerde:
“Ben bir Türk milliyetçisiyim. Milletimi kendimden çok seviyorum. Evet, siyasette bazı taleplerim oldu. Sayın Akşener ile de belirli bir süre MHP içinde çalıştık. Çok takdir ettiğim bir siyasetçidir. Kongre sürecinde rakip olduk. O süreçte de takdir ettiğim bir siyasetçiydi. Ancak 16 Nisan sonrasında artık bir parti kurmak lazımdı. Sayın Akşener’in siyaset deneyimi, kitlelerle iletişimi de benim etkileşimimden daha fazla. Doğrusu burada bana düşen bir tek şey vardı. Sayın Akşener’e elimden gelen ölçünün son noktasına kadar destek olmak. Şimdi onu yapıyorum. Biz birbirimize güvendik ve öyle yola çıktık.”Bu açıklamalar gerçekten de bir akademisyene ve Türk Milliyetçisine yakışan açıklamalardır. İçinde fedakârlık ve şahsi ihtiraslardan vazgeçmişlikler barındırmaktadır. Bu açıklamalarda dava ve devlet adamlığı ruhu gizlidir.
Dün gösterişli bir şekilde yeni oluşumun içinde olacağını açıklayan Koray Aydın’ın bugün Fok TV’de yayınlanan Çalar Saat programında Meral Hanım hakkında söyledikleri ise şöyle:
“(Meral Hanım, 2019 yılında bizim Cumhurbaşkanı adayımızdır)Meral Hanım’ın halkta karşılığı olduğu kesin. Bizim kurduğumuz partiyi millet kuruyor. Bu partinin genel başkanlığı görevini Meral Hanım’a verdi. Bu işin oyun kurucuları olarak, Meral hanım aday olduğu yarışta ilk turda alınamayacağı kesin. İkinci turda da kesin kazanacağını düşünüyorum, inanıyorum. En çok da dindarlardan oy alacağını düşünüyorum. Dindarlar büyük bir çıkış arıyor… 2002’de zamanın ruhu AKP’yi iktidar yaptı. Millet doğru düzgün ismini bilmiyordu. İnsanlar artık en değerli varlığı olan hürriyetin elinden alındığını söylüyorlar. AKP seçmeninin kafası karma karışık… İkinci tura da Akşener’in çıkacağı kesin görülüyor. Bu turda Erdoğan, Akşener karşısında kazanamaz. Tayyip bey 15 yıldır ülkeye hizmet ediyor. Güzel yaptığı şeyleri de görmezden gelmek olmaz. Ancak isteyen herkesle Meral Akşener’in seçimi kazanacağına dair iddiaya girerim..”
Ümit Özdağ’ın, ta başından beri Meral Akşener’le birlikte hareket etmesi, ağırbaşlı ve mütevazı açıklamalar yapmasına karşılık, Koray Aydın’ın dün gösterişli bir şekilde ve adeta gövde gösterisi yaparcasına, aile fertleri ve yakın arkadaşları ile birlikte katılım töreni düzenlemesi, lüks bir otelde basın toplantısı yapması, bugünkü açıklamalarında “bana bu konuda görev önerildi” diyerek bir miktar yumuşatmasına rağmen, geçenlerde “Partinin teşkilatlanmasını ben yapacağım” diyerek iddialı bir şekilde ortaya çıkması, yeni oluşumda asıl yarışın ikinci adamlık konusunda yaşanacağını göstermektedir.
Bakalım Sayın Akşener, ikinci adam konumundaki Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı’nı kime verecek? Başından beri yanında olan Sayın Özdağ’a mı, yoksa eşi Gönül Aydın’ı da kullanarak(!) ikna ettiği anlaşılan Sayın Koray Aydın’a mı?
İtiraf edeyim ki; Sayın Akşener’i 2019 yılında Cumhurbaşkanı adayı ilan eden Koray Aydın’ın, Meral Hanım’dan sonra partinin liderliğini hedeflediği bariz bir şekilde görülüyor. Bu sabah İsmail Küçükkaya’ya, şahsi görüşünün “Parlamenter sistemden yana” olduğunu söylemesi de bu iddiamıza bir karine teşkil etmektedir. Sayın Koray Aydın, umarım gelecekte bozgunculuk yapmaz ve hangi görev verilirse verilsin uyum içinde çalışır Sayın Akşener ve Sayın Özdağ ile. Dünkü basın toplantısında dikkatimizi çeken bir husus da, Sayın Ümit Özdağ’ın salonda bulunmayışıydı. Şahsen medyaya Yansıyan görüntülerde Ümit Özdağ’ı göremedik toplantının yapıldığı salonda. Umarım bu, bir kırgınlık ve ayrışma işareti değildir. Zira Türk Milleti, bu oluşumdan çok şey beklemektedir.
Koray Aydın’ın bu sabah açıklama getirdiği ve Akşener karşıtı Ülkücüler tarafından alabildiğine istismar edilen önemli bir husus da, halen internette görüntüleri dolaşan bir video kaydıdır. Koray Aydın, o kayıttaki sözleriyle, Meral Hanım’ı FETÖ’nün düzenlemiş olduğu etkinliklere katılmaması yönünde uyarmak istediğini, yoksa onun FETÖ’ye yakın durduğunu söylemek istemediğini beyan etmiştir.
El-hasılı kelam; bu oluşumda, Sayın Ümit Özdağ gibi aynı zamanda bulunduğumuz coğrafyanın uzmanı da olan bir teorisyene ve bilim adamına da ihtiyaç vardır, Koray Aydın gibi, uzun bir siyasi geçmişi olan ve teoriyi pratiğe dönüştürecek insanlara da ihtiyaç vardır. Anlaşılıyor ki; Meral Hanım, ısrarla bu iki ismi yanında bulundurmak istemiştir. Umarım ve dilerim ki; bu oluşum ülkemiz için hayırlara vesile olur…
23.08.2017/Ömer Sağlam
Yazıları posta kutunda oku