NECDET BULUZ
Suriye’deki gelişmelerle ilgili daha önce yazdığımız bir yazıda “Yanı başımızdaki tehlike” başlığı altında bir yazı yazmıştık. Yazımızda özellikle Amerika’nın bölgede Türkiye karşıtı terör örgütlerini örgütlediğine ve Türkiye’ye karşı düşmanca hareketlere hazırlandığına dikkat çekmiştik.
Bugün gelinen noktaya baktığımızda bu düşmanca hareketin bütün hızı ile sürdürülmekte olduğunu görüyoruz.
Şunu unutmayalım:
Son yıllarda Türkiye-Amerika ilişkileri hızla kötüye gidiyor. Amerika doğrudan Türkiye’yi karşısına almıyor ama, Suriye’de örgütlediği terör odaklarını silahlandırıyor, cesaretlendiriyor ve Türkiye’ye karşı eğitiyor.
Bize karşı ordu kuruluyor.
İşte kapımızdaki tehlike budur ve bunu görmek durumundayız.
Şimdi gelişmelerdeki detaylara bir göz atalım:
Suriye’nin kuzeyi PKK/PYD’ye teslim edildi. Bu terör örgütleri de gelişmiş silahlarla donatıldı. Adı geçen örgütlere eğitimleri de yine Amerikalı uzmanlarca veriliyor. Biz “PKK/PYD terör örgütleridir, Türkiye’nin düşmanlarıdır” dedikçe, Amerika bu örgütlerle olan ilişkilerini tüm itirazlarımıza ve dayatmalarımıza karşın sürdürüyor.
İdlib bizim için son derece önemli olmasına rağmen, son gelişmeler Amerika’nın İblid’i işgale hazırlandığını gösteriyor. PKK/YPG birleşmesi ile oluşan ve adına Suriye Demokratik Güçleri (SDG)’yi Türkiye’ye karşı savaşa hazırlandığı haberleri de geliyor.
Bunun açılımı şudur:
Amerika Türkiye’ye doğrudan savaş açmıyor, karşı düşmanca hareketlerden kaçınıyor ama, taşeron örgütleri organize ederek düşmanlığını bu yolla ortaya koymaya çalışıyor. Pentagon tarafından ağır silahlarla donatılan bu güçlerin komutanları da küstah açıklamalarla Türkiye düşmanlığını ortaya koymaktan kaçınmıyor.
Şimdi de grubun sözde komutanı Hesam Hidro, Türkiye’yi hedef alan küstah açıklamalar yapıyor. Sözde komutan “Osmanlı kolinicilerini en kısa zamanda ülkeden atacağızi Bu güç, ülkemizi yok edenlere, bizi acıyı tatmaya zorlayanlara ve ülkemizi işgal etmek için binlerce insanımız öldürenlere karşı savaşacak” diyor.
Bu çapulcular, Amerika’dan destek ve cesaret almamış olsalar, böylesine küstah açıklamalarda bulunabilirler mi?
Bir önemli nokta da şu:
Amerika tarafından YPG’ye verilen silahlar, Güneydoğu’da öldürülen terör örgütü PKK’lıların üzerinde çıkıyor. Buna rağmen, Amerika halen terör örgütü YPG’ye silah yağdırıyor. Son yapılan tespitlere göre Amerika’nın PKK’ya da doğrudan silah yardımı yaptığı ortaya çıktı. Yapılan açıklamalarda Amerika’nın en son PKK’ya 1250 TIR dolusu silah sevkiyatında bulunduğu söyleniyor.
Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere, ilgili yetkililerince PYD’ye verilen silahların PKK’lıların eline geçtiğini ilk ağızdan söylemiş, Amerikalı yetkilileri de uyarmışlardı. Ancak, Amerika, her zaman olduğu gibi bu silahların PKK’nın eline geçmeyeceğini, PYD’ ye verilen silahların da geri alınacağını açıklamasına rağmen, bu sözlerin hiç birini tutmamıştı.
Ortada dolaşan bir iddiaya da bakalım:
Teröristler Fırat Kalkanı Bölgesinde savaş ilan ederken, Amerika’nın da örgüte on binlerce miltan katılması için talimat verdiğine dikkat çekiliyor. Pentegon’un silah,cephane ve militan desteği verdiği Suriye’deki PKK’nın uzantısı PYD’liler El Bab, Menbiç, Azez ve Cerablus’a da saldırı hazırlığı içinde oldukları gözleniyor.
Suriye’deki bu güçlere, Suriye dışından da aşırı bazı terör gruplarından katılanların varlığından da söz ediliyor.
Şimdi ise Suriye’nin Kuzeyinde oluşturulan SDG güçleri ile Türkiye’ye karşı bir savaş girişiminin ortaya çıkması ile sınırımızdaki sıkıntının daha da büyüyebileceğini görmekteyiz.
Sorun sadece Suriye’deki bu gelişmelerle de sınırlı kalmyacak.
Irak’ın Kuzeyinde bağımsızlık için gün sayan Barzani’nin bu girişimin de Amerika ve müttefiklerince destek gördüğü biliniyor. Kuzey Suriye’deki sıkıntılara Kuzey Irak’ta yaşanmakta olan sıkıntıları da eklemek gerekiyor.
Bütün bu gelişmeleri alt alta koyduğumuzda Türkiye’nin etrafının çevrilmekte olduğu gerçeği ile karşı karşıya kaldığını görmekteyiz. Bu gelişmelerde Amerika’nın ortaya koyduğu irade Türkiye’ye karşı düşmanlık değil de nedir?
Almanya ile olan gerginliğimiz, AB ile olan ilişkilerimizdeki sarsıntıları da bunlara eklediğimizde içinde bulunduğumuz sıkıntının boyutlarını daha yakından görmüş olabiliriz.
Unutulmaması gereken bir gerçek de şu:
AB, her alanda Amerika’nın yanında yer alıyor.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz