DEPREM

Depremle ilk tanışmam 18 yaşında oldu.

Meslekte ilk yılım.Sabaha karşı köpekler uluyor,inekler ve tavuklar bağrışıyor.Ev beşik gibi sallanmaya başladı.”Fatoş ne geziniyorsun kızım gece yarısı evi sallıyorsun maşallah,hem bu hayvanlar niye bağrışıyorlar böyle?”Fatoş’un sesi çıkmıyordu.”Ümran ben gezinmiyorum,deprem oluyor,bismillah de kız!”

 

Korku ve telaşla ayağa kalktık ama ayakta duramıyoruz.Bir iki adım atıyoruz yere kapaklanıyoruz.Ev ahşap sadece tahta var ayaklarımızın altında ve beşik gibi sallanıyoruz.Korkudan bildiğimiz ne kadar dua varsa okuyoruz.

Duvarlar köşelerden ayrıldı ama yıkılmıyor öyle büyük çiviler çakmışlarki kirişlere gökyüzünü görüyoruz aralıktan.Bir de biz yıkılmadan merdivenlerden inebilsek aşağıya.Karşıdaki evden müdür bey bağırıyor!”Ümran çabuk çıkın dışarıya ev çökecek şimdi”

 

Ah şu beynimizin yıkanmışlıkları…İnatla üstüme mantomu almaya çalışıyorum gecelikle çıkılmaz diye.Sonunda düşe kalka aşağıya inmeyi başardık.Yalın ayak,başı kabak kar üstünde titreşiyoruz.

Bütün öğretmenler önce düz ayak diye ortaokul müdürünün evine doluştuk sabahın 4 ünde…Gündüz olunca çadır kuruldu ve hepimiz çadıra doluştuk.

 

Depremin merkez üssü Gediz di.28 mart 1970.Bir tek  postanede telefon var ama o da bozulmuş depremden çalışmıyor.Biz 6 kardeşiz.”allahım annem-babam koltuklarına birer tane alıp çıksalar yine bir tanesi kalıyor,gitti bütün ailem,ben hemen Kütahya ya gitmeliyim,” deyip yollara düşüyorum,arkadaşlar beni zorla oturtuyor yerime,aklımı oynatmanın eşiğindeyim.Bin 86 kişi hayatını kaybetmişti.

 

Sonra ilçeye tayinim çıktığında Gönül Hanım’la arkadaş olmuştum ve konu açıldığında 4 erkek kardeşini  27 Aralık 1939 depreminde kaybettiğini anlatmıştı.Bu depremde de 32.962 kişi hayatını kaybetmişti.

 

8 Ağustos 1999 da yıllık iznimi kullanmak üzere bir aylığına ABD ye gidiyordum.Havaalanına gelirken o güzelim bakırköy sıkışık sıkışık binalarla kaplanmış ve bir tek dikili ağaç kalmamıştı gördüğüm yerlerde.”Ümit yazıktır,inan bana doğa bir gün intikamını alacaktır”derken içim cız etmişti.

 

Ümit mail yazdı”sen ne zaman böyle şom ağızlı oldun,aldı doğa intikamını,taş taş üstünde kalmadı!”17 Ağostos 1999 daki depremde 18.373 kişi ölmüştü.

 

Doktor arkadaşım anlatmıştı,sadece çıkan cesetler sayılmıştı…Ya göçük altında kalanlar…Çok değerli doktorumu,en yakın arkadaşlarımı kaybetmiştim.Çocuklarım beni geri göndermediler artık,anlayacağınız depremzede olarak kaldım buralarda…

5  Yıl sonra Çınarcık da vapurdan indiğimde Fatoş’un penceresini açık görünce oraya çöküp kaldım.Zaten doktor arkadaşımın muayenehanesi hemen onun yanındaydı.Gözlerim görmüyordu.Meğer tansiyonum fırlamış ve göz damarlarım çatlamış ve kan akmaya başlamış,ben ağlıyorum sanıyordum.Doktor arkadaş hemen vapura geri bindirip,”uzun bir süre gelmiyorsun buraya”demişti.  

 

Hala depremin etkileri sürüyor heryerde…Müteahhitlerin malzemeden çaldıkları evler insanların başına yıkılıyor can kaybı yaşanıyor,geride kalanların hayatları alt üst oluyor,psikolojileri bozuluyor,iş hayatları bozuluyor,dolayısıyla ekonomi bozuluyor.

 

Deprem bölgelerindeki evler değerini yitiriyor.Kimse o bölgeden ev almak istemiyor,evini satmak zorunda kalan da satamıyor.

 

İnsanlar deprem korkusuyla yaşadıkları için verimli çalışamıyorlar,üretim düşüyor.

 

O bölgelere gelen turistler gelmez oluyor.Ailesini turizm geliriyle geçindiren insanların işleri ve aile yapıları bozuluyor,bu genel ekonomiye yansımıyor mu sanıyorsunuz!

 

Yaşanan bütün depremleri tek tek sayıp ,insanların acılarını tazelemenin hiç bir anlamı yok.

 

2011 de Japonya da meydana gelen 9.0 şiddetindeki deprem ve depremden sonra 38 metre yüksekliğe yaklaşan tsunami dalgaları sonuncunda 15.828 kişi hayatını kaybetti,4000 e yakın kişi ise halen kayıp.

 

Bu deprem eğer Türkiye de meydana gelseydi,sonuçlarını hayal bile etmesi insanın kanını donduruyor.

 

Beni kahrımdan ne öldürüyor biliyor musunuz!İnsanlarımız hergün korku içinde ha bugün deprem olacak ha yarın diye beklerken,birileri depremde sığınılacak yerleri hala ona buna peşkeş çekme derdinde…

Hiç mi Allah’tan korkmaz,hiç mi kuldan utanmazlar aklım almıyor.

 

Depremde ölenlere Allah’tan rahmet,yakınlarına da dayanma gücü ve sabır diliyorum.

 

Dilerim bu acıları unutturacak acılar yaşamayız yarınlarımızda..

Depremle ilk tanışmam 18 yaşında oldu. - umran unlu

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir