CHP’nin 26 Ağustosta başlayıp 30 Ağustosta sona erecek Adalet Kurultayı için tutuklu olan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bir gazeteye verdiği röportajda;
Adalet Kurultayı’na tüm demokrasi güçlerinin katılmasını arzu ettiğini söylemiş.
Geçti Bor’un pazarı demek gerek.
Bu çağrıyı yapabilmesi için önce PKK dan ayrıldığını halka ispat etmesi gerekirdi.
Bunun için “Aman kardeşim CHP den uzak dur “diyorum.
Çünkü HDP, Kürtleri asla temsil etmeyen ve emperyalist güçlerin güdümü altında ülkeyi bölmeye çalışan PKK ve PYD uzantıları ile işbirliği içinde olan, demokratik, özgür iradesi ile karar almayan bir partidir.
Çünkü onun bu sözlerinin CHP’ye yarar yerine zarar getireceğinden eminim.
Eş başkanlarından Figen Yüksekdağ “Biz sırtımızı YPJ’ye, YPG’ye ve PYD’ye yaslıyoruz”diye açıkça kimden yana olduklarını belli etmişti.
Türk toprakları içerisinde kendi kendilerine özerklik ilan etmek, sözde mahkemeler kurmak, yol kesmek, haraç toplamak, Güneydoğuyu cephaneliğe dönüştürmek ve kalleşçe pusularla yüzlerce sivil halk dâhil askerimizi polisimizi şehit edenlerle CHP yan yana olamaz.
IŞİD’in AYNEL Arab’ı (Kobani) kuşatmasında Türk Hükümeti YPG adlı terör örgütünün Türkiye üzerinden silah nakli yapmasına izin vermediği için 6 -7 Ekim kanlı olaylarını başlatan da Selahattin Demirtaş’tı.
YDG-H- üyelerinin öncülüğünde sivil halka saldırılar, kamu binalarının yakılması talan edilmesi,
Atatürk büstlerinin yakılması kırılması ve ülke genelinde 46 vatandaşımızın öldürülmesi 682 vatandaşımızın yaralanmasının sebebi Demirtaş ve de HDP dir.
Halk tarafından seçilmiş, güvenoyu almış ve TBMM’sine 80 milletvekili ile girmiş bir parti tüm bunları nasıl yapar?
Bu düpedüz oy verenlere, onlara güvenenlere ve vatana ihanet değil midir?
Bu konuda söylenecek öyle olaylar yapıldı ki sayfalara sığmaz.
Neymiş efendim özgürlük için savaşıyorlarmış ve özgürlük savaşçılarıymışlar.
PKK, YPG, PYD diğer bağlantıları azılı terör örgütleridir.
Bunlar acımasız ölüm makineleridir.
Çoluk, çocuk, hamile dinlemeden can alırlar.
İşte, daha birkaç gün önce Trabzon’da 15 yaşındaki Eren’i öldürenler bunlar değil midir?
Güneydoğunun kalkınmasını asla istemezler.
Millet cahil kalsın koyun sürüsü gibi gütsünler…
AKP’nin din kisvesi altında kindar gençlik yetiştirmek istemesi de oyunun başka bir senaryosudur.
- Yüzyılda geriye dönmenin çağdan uzaklaşmanın başka ne anlamı olabilir?
Kubilay’ı katleden kafa neyse Atatürkçülüğe karşın böyle nesiller yetiştirmek, cumhuriyeti yıkmaya kalkmak ve Totaliter bir yönetim ile saltanatını sürdürmektir amaç.
Bakınız FETÖ temizliğinde kurunun yanında yaşın da yandığı bizzat Erdoğan tarafından söylenen söz iken tutuklanan, 79 gündür yarı tecrit durumunda hapiste olan Sözcü Gazetesinin iki muhabiri Gökmen Ulu ve Mediha Olgun sadece bir haberden ötürü tutsaklar.
19 Mayıstan beri haklarında halen iddianamenin hazırlanmaması ister istemez bizlere Hitler dönemlerini hatırlatıyor.
İnsanlar hükümetin herhangi bir hatasını eleştiremez, ne düşündüklerini özgürce ifade edemezler gibi.
Ülke bugün bu hale geldi.
Oysa insanlar tarafsız mahkemelerce yargılanmalı, suçları varsa cezalarını çekmeliler.
Ne yazık ki Türkiye’de durum böyle olmuyor.
Nedeni bir gazeteye korku salmak, susturmakmıdır?
Yasama, Yargı ve Yürütme tek bir idareye (AKP) bağlı olunca böyle oluyor demekki…
Türkiye bugün resmen olmasa da fiilen tek bir adam tarafından yönetilmektedir.
Ortam bu durumdayken cumhuriyeti kuran parti CHP ye büyük bir görev düşmektedir.
CHP, Adalet Yürüyüşü ile büyük bir rüzgâr yakalamıştır.
Bunu çok iyi değerlendirmelidir.
HDP den uzaklaşarak başlayabilir.
Karşısında yandaş bir medya ordusu vardır ve her gün CHP yi FETÖ’cülükle,PKK yandaşı olmakla suçlamaktadır.
Mesela Akşam Gazetesi dün şöyle manşet atmıştı.
“Kılıçdaroğlu, Ankara’dan başlattığı ve İstanbul’da bir miting ile bitirdiği yürüyüşte FETÖ ve PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile saf tuttu.
CHP düzenleyeceği sözde kurultayda FETÖ ye ve PKK ya kürsü sunacak…”
Buna benzer çok şeyler yazılacak ve Erdoğan tarafından da söylenecektir.
CHP kimsenin eline, diline malzeme vermemelidir.
CHP ye iktidar yolları açılmışken bunu kendi elleriyle yok etmemelidir.
Ümit Kocasakal bir yazısında çok güzel anlatmış bu günleri.
“Milli mücadele kahramanlarına, Atatürk’e ve İnönü’ye, Lozan’a yönelik sistematik saldırılar; milli eğitimin, gayrı milli (ümmi) eğitime, hatta “eritime” dönüştürülmesi, kindar nesil yetiştirme projesi, laikliğin aşındırılması, devlet kadrolarının cemaat ve tarikatlara terk edilmesi, devrim kanunlarının yok sayılması, TSK’nın genetiği ile oynanması, milli günlerin değersizleştirilme çabaları, TC tabelalarının indirilmesi, eyalet söylemleri ve birçok diğer eylem, kurulmakta olduğu ifade ve itiraf edilen yeni devletin adımlarıdır.”
Evet, ne yazık ki Türkiye bu durumdadır.
Artık sona yaklaşılmaktadır.
CHP’nin yanlış politikalar yapma lüksü yoktur.
Derhal kendi özüne dönmeli ve ona göre hareket etmelidir.
Yok, ben bildiğimi okuyacağım düşüncesinde ise o zaman derhal tüm yönetimi ile Kılıçdaroğlu istifa etmelidir.
Çünkü mevzubahis vatanın selametidir.
Tünay Süer
13 Ağustos 2017