MADALYONUN İKİ YÜZÜ!..
Sokaktaki yurttaşın pek çoğu;
“Lami cimi yok, tam bir karşı devrimle karşı karşıyayız…” diyor…
“Uzun soluklu bu devrimi tam on beş yıldır yani Akp tek başına iktidara geldiğinden beri dozunun giderek arttığını fark ederek yaşıyoruz..” diyor…
“Uzunca bir yol kat ettiler, sabırlı ama yavaş yavaş sürekli olarak ilerliyorlar “ diyor…
“Onlar yol alıyor, ama kendisini aydın olarak lanse edenler buldukları her ortamda yalnızca laf üretiyor; bunlar nasıl aydınlar ?” diyor…
“Yasama, yürütme, yargıyı tümden elde etmişler istedikleri şekilde yasaları çıkartıyor, istedikleri şekilde itirazları bertaraf ediyorlar…” diyor…
“Tıpkı, İki yüzlü madalyon örneği, hem sana hem onlara yüz veriyor…” diyor…
“Dini, siyasette kullanmak becerisini büyük bir başarı ile sergileyip, devlet olanaklarını en sonuna kadar kullanarak belli bir tabanı elde tutmayı, sıkıştıklarında , kaybettikleri ya da kaybedeceklerini anladıkları anda da sosyal yardımlarla durumu kotarmaya çalışıyorlar…” diyor…
Ama aynı anda yukardakileri ve daha pek çok benzerini söyleyen yurttaşlar aynı anda da:
Ben/Sen/Biz/Siz, bunları alık alık yaşayıp, gıkımız çıkmadan sürekli avlanan olur, saftirik tavırlarla kendimizi; aydın, yiğit görerek seçimden seçime sandığa gider, sandıkta da ‘Nasıl olsa tuttuğumuz parti kazanamaz’ der mühürler akp ye basılırsa; ağlamanın sızlamanın artık hiçbir yararı yoktur; uyanmalı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine, Atatürk ilke ve devrimlerine derhal dönmeliyiz. Biz, Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan başka yol bilmeyiz…” diyor…
Yani yurttaş, kendine hızla dönüyor ve muhalefetin pısırıklığı, suskunluğu bozuluyor, halk bireyleri artık kendi özünde kenetleniyor…İnanmayan, hiçbir partinin üyesi olmayan , seçimden seçime belli partilere oy veren seçmenlerin artık aldatılmışlıktan, yalandan, talandan bıktığının göstergesini doğrudan halkın içine girerek doğrudan duyar ve yaşar…
Tabii, halkın içine birebir girecek gerçek yiğitseler?
Son söz: Ey iktidar edenler; Milli Eğitim Bakanlığı (MEB i ,Diyanet e bağlasanız da; özgürlükleri her fırsat buldukça “Yasak” diyerek kısıtlasanız da; sosyal yardım paketleri ile yıllarca oy almayı başartsanız da; ibre hiç artı hanesine geçmiyor, sürekli irtifa kaybediyorsunuz!15 yıl önce yakaladığınız o rüzgarı yakalama gibi bir şansınız olmasa da; eleştirilere kulak verip ulusun yarısının karşı çıktığı yasa, tüzük, yönetmelikleri bir bir geri çekerek, revizyon ederek, tümden ortadan kaldırarak en azından var olan toplumsal gerilimi ortadan kaldırabilirsiniz…
Refhan İrtem