"Darbecilerin ticaret sicili kayıtlarında işi ne?"
"Bakın akçalı ilişkiler diye Akıncı’dan yola çıktık, nereye geldik…"
Hürriyet yazarı Sedat Ergin, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimiyle ilgili olarak "Akıncı Üssü iddianamesine göre, Milsoft Yazılım AŞ aynı zamanda Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile iş ilişkisi içinde. İddianamede, Hava Kuvvetleri İstihbarat "Başkanlığı’nca 10 Nisan 2014 ile -darbe girişiminden iki gün önce- 13 Temmuz 2016 tarihleri arasında Milsoft AŞ’ye alınan hizmet karşılığı toplam 7 milyon 62 bin 851 TL para gönderildiği belirtiliyor" dedi.
Sedat Ergin’in "Darbecilerin ticaret sicili kayıtlarında işi ne?" başlığıyla yayımlanan (18 Temmuz 2017) yazısı şöyle:
15 Temmuz 2016 gecesini Akıncı Üssü’nde geçiren, 16 Temmuz sabahı üssün yakınında açık arazide jandarma tarafından yakalanan darbenin sivil yönetici kadrosundaki isimleri birbirine bağlayan çok önemli bir ortak payda var: Akçalı ilişkiler…
Bugünkü yazımızda, Akıncı Üssü iddianamesi ve Ticaret Sicili Gazetesi’ne dayanarak, Gülen organizasyonuna bağlı şirketler içindeki ortaklıklar, hisse paylarındaki hareketler ve bu şirketlerdeki SGK kayıtları üzerinden darbenin sivil yöneticilerini birbirleriyle ilişkilendirmeye çalışalım.
Bunu yapmaya koyulduğumuzda hemen karşımıza Gülen örgütünün finans ayağında Bank Asya ile birlikte en önemli kuruluş olan Kaynak Holding çıkıyor. Örneğin, darbenin sivil yöneticilerinden Kemal Batmaz, 2001 yılında önce bu holding bünyesindeki Kaynak Dış Ticaret AŞ’de çalışmaya başlamış, ardından da Kaynak Kâğıt AŞ’ye geçmiş, burada genel müdürlüğe kadar yükseldikten sonra 2015 yılında şirketten ayrılmış.
Batmaz, aynı zamanda 2005 yılında kurulan Gürmed Medikal Özel Sağlık Teşhis Tedavi Merkezleri Limited şirketinde yüzde 10 hisseye sahip. Bu şirketin çoğunluk hissesi Mehmet Sungur’da. Gürmed Tıbbi ve Teknolojik Sistemler Sanayi Ticaret AŞ isimli 2010 yılında kurulmuş ikinci bir şirkette ise yüzde 11 hissesi var Batmaz’ın. Burada da Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sungur.
Bir de Garnet Tıbbi ve Teknolojik Sistemler Dış Ticaret AŞ adında 2005 yılında kurulmuş bir şirket var. Kemal Batmaz burada yüzde 50 hisse sahibi iken 12 Ağustos 2015’te hisselerini Mehmet Sungur’a devrederek bu şirketten ayrılmış.
Her üç şirkette de kilit oyuncu olarak Mehmet Sungur’u görüyoruz. Sungur, Gülenci işadamlarının örgütü TUSKON’un 1 Mart 2014 tarihli genel kurulunda kuruluşun başkanı Rıza Nur Meral’in dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a meydan okumasının ardından ayağa kalkıp kendisini alkışlayan konukların ilk sırasında yer alan, hakkında yakalama kararı bulunan bir işadamı. Bu arada söz konusu üç şirkete de FETÖ/PDY bağlantıları nedeniyle kayyum atandığını belirtelim.
*
Şimdi Garnet AŞ deyince biraz durmamız gerekiyor. Akıncı Üssü’ne ilişkin iddianamede, “Hava Kuvvetleri İmamı” Adil Öksüz’ün darbe hazırlık toplantılarını yapmak üzere Ankara’ya gelirken “34 SIR 49” numaralı aracı kullandığı belirtiliyor. Kent girişinde arabaların ön cephesini fotoğraflayan PTS (Plaka Tanıma Sistemi) kayıtlarına göre, bu aracın 27 Aralık 2015 ile 15 Haziran 2016 tarihleri arasında Ankara’ya tam 11 kez geldiği tespit edilmiş.
Öksüz, kullandığı Audi 6 marka bu aracı nasıl edindi? Kaynak Holding’e kayyum olarak atanan İmran Okumuş’un 17 Ağustos 2016 tarihinde AA’ya yaptığı açıklamaya göre, bu araç kendisine Garnet şirketi tarafından temin edildi. Okumuş, ayrıca Öksüz’ün Kısıklı’da karargâh olarak kullandığı ofisin de Garnet’e ait olduğunu belirtiyor bu açıklamasında.
Adil Öksüz’ün Mehmet Sungur’un şirketleriyle ilişkisi bununla sınırlı kalmıyor. İddianameye göre, Öksüz’ün eşi Aynur Öksüz’ün Gürmed Tıbbi ve Teknolojik Sistemler Sanayi Ticaret AŞ’de SGK kaydı bulunuyor. Ayrıca MASAK raporu, Mehmet Sungur’un 2 Şubat 2014 tarihinde Adil Öksüz’e 234 bin TL havale gönderdiğini gösteriyor.
Bitmedi. Öksüz’ün kayınbiraderi Abdülhadi Yıldırım da üçüncü şirket Garnet AŞ’de bir dönem hisse sahibi görünüyor. 17 Haziran 2008 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi’ne göre, 1 milyon TL sermayeli şirkette Abdülhadi Yıldırım’ın yüzde 4’e tekabül eden 40 bin liralık hissesi var.
Batmaz, savcılık ifadesinde Öksüz’ü tanımadığını, ancak kendisinin kayınbiraderini tanıdığını, ABD gezisine giderken adres olarak Abdülhadi Yıldırım’ın adresini verdiğini söylüyor.
*
Şimdi Harun Biniş’in durumuna bakalım. Harun Biniş, önce 2004 yılında kurulan Venero Bilişim Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nde çalışmış. 16 Nisan 2004 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi’nde Biniş’in şirkete müdür olarak atandığı yazıyor. 31 Ağustos 2006’da Ertuğrul Mescioğlu’dan bu şirketteki hisseleri Harun Biniş’e geçmiş. Biniş 2010 yılında hisselerini Sürat Bilişim Teknolojileri AŞ’ye devrederek Venero ile ilişkisini kesmiş. 5 Ağustos 2011 tarihinde Venero’nun yeni hisse yapısında Kaynak Holding AŞ ikinci büyük hissedar olmuş. Venero’ya da FETÖ/PDY bağlantısı nedeniyle 2015 yılında kayyum atanmış.
Biniş, Kaynak Medya AŞ adlı şirkette de yüzde 3.68 hissedar görünüyor. Bu şirketin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı’nı da bir süre Kemal Batmaz yapmış. Ayrıca Biniş’in Gürmed Tıbbi ve Teknolojik Sistemler AŞ’de de SGK kaydı bulunduğu ortaya çıkmış. Bunların hepsi FETÖ/PDY kapsamında işlem yapılan şirketler.
Biniş, ardından 2012-2015 yılları arasında Milsoft Yazılım Teknolojileri AŞ’de çalışmış. Bu şirketin Yönetim Kurulu Başkanı ve iki ortağından biri olarak karşımıza yine Mehmet Sungur çıkıyor. Bu şirkete de FETÖ/PDY bağlantısı görülerek 19 Şubat 2016 tarihinde kayyum atanmış.
*
Akıncı Üssü iddianamesine göre, Milsoft Yazılım AŞ aynı zamanda Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile iş ilişkisi içinde. İddianamede, Hava Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı’nca 10 Nisan 2014 ile -darbe girişiminden iki gün önce- 13 Temmuz 2016 tarihleri arasında Milsoft AŞ’ye alınan hizmet karşılığı toplam 7 milyon 62 bin 851 TL para gönderildiği belirtiliyor.
Peki bu bilgi iddianamenin hangi bölümünde yer alıyor? 15 Temmuz’da Hava Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı’nda Daire Başkanı olan Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş’le ilgili bölümde yer alıyor. Şu Çiğli’den Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı yakalamak üzere helikopterle Marmaris’e giden özel ekibin başındaki tuğgeneralden söz ediyorum.
Bakın akçalı ilişkiler diye Akıncı’dan yola çıktık, nereye geldik…
Bir yanıt yazın