1.. AGİT Minsk Grubu’ nun Dağlık Karabağ anlaşmazlığının çözümü için girişimleri son günlerde artmış bulunmaktadır…. Aşağıda linkleri verilen haberlerde, Minsk Grup eş başkanları Ermenistan ve Azerbaycan cumhurbaşkanları arasında yıl sonuna doğru üst düzey bir toplantı öneriyorlar…
2. Armedia.am’ de yer alan habere göre, Avrupa Parlamentosu’(AP) nun Ermenistan – Türkiye sınırının açılması çağrısı Türkiye tarafından bir kere daha reddedildi… AP’ nin bu çağrısı ilk değil. Daha önce, 15 Nisan 2015 tarihinde, Parlamento Ermeni <sözde> soykırımını tanıyan, Türkiye’ nin de tanımasını, Türkiye – Ermenistan arasındaki iklişkilerin normal hale getirilmesini, Ermenistan – Türkiye protokollerinin onaylanmasını ve sınırın açılmasını öneren bir karar almıştı….
3. Aşağıda linkleri belirtilen haber portallarında yer alan haberde, AGİT Minsk Grup eş başkanları ile Ermenistan ve Azerbaycan DİB’ ları Nalbandian ve Memmedyarov’ un Brüksel’ de yaptıkları görüşmeleri özetledikleri belirtiliyor….Haberde özetle şu hususlar yer alıyor ; “Bakanlar, bu yıl sonu bir toplantı yapmaları konusunda eş başkanların önerisini Cumhurbaşkanlarına iletecekler ….Eş başkanlar, bu toplantıyı organize etme konusunda yardımcı olacaklar….Toplantıda, mevcut durum da görüşüldü… Bakanlar ve eş başkanlar Eylül ayında New York’ ta tekrar buluşmayı kararlaştırdılar…
4. Armenpress’ te yer alan habere göre, Karabağ Savunma Ordusu Komutanı Korgeneral Levon Mnatsakanyan, 12 Temmuz’ da Ermenistan’ ın bazı parlamenterlerini misafir etti. Yaptığı konuşmada, Nisan 2016 savaşı hakkında bilgi verdi…Azerbaycan’ ın bu savaşta özel kuvvetler, büyük sayıda zırhlı personel taşıyıcılar, füze ve topçu sistemleri kullandığını, temas hattında şu andaki durumun sakin olduğunu, Karabağ ordusunun Azerbaycan provokasyonlarına gerekli karşılığı vermeye ve gerekirse taarruzi harekat yapmaya hazır olduğunu bildirdi….
https://armenpress.am/eng/news/898382/artsakh-defense-army-ready-to-take-offensive-actions-if-necessary-–-defense-minister.html
5. Armenpress’ te yer alan habere göre, AGİT Minsk Grup eş başkanları sonbaharda bölgeyi ziyaret etmeyi planlıyorlar…Dağlık Karabağ anlaşmazlığının münhasıran müzakereler yoluyla çözümlenmesine olan ihtiyacını bir kere daha vurguladılar…
6. Armenpress’ te yer alan habere göre, 5 İsveç Milletvekili Erdoğan ile ilgili olarak insanlığa karşı suç iddiası ile bir dava dosyası açtı….2014 Yılında İsveç’ te kabul edilen yasaya göre , İsveç Mahkemeleri, suç nerede işlenirse işlensin insanlığa karşı suçları yargılıyabiliyor…Dava dosyası kabul edilirse Mahkeme kırmızı bülten yayımlayabiliyor….
https://armenpress.am/eng/news/898380/swedish-mps-file-lawsuit-against-turkey’s-erdogan-accusing-him-of-genocide.html
7. Avim Bülteni’ nde Özge Nur Öğütçü’ nün “ ‘Batı Balkanlar’ Kavramı, Balkanlar ve Türkiye” başlıklı yorumu yer alıyor… Yorumdan bazı alıntılar ; “ 17 Mayıs 2017 tarihinde dört konuşmacı Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Amerikan Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’ne bağlı Avrupa, Avrasya ve Yükselen Tehditler Alt Komitesi’nde Balkanlar’ı odak noktasına alan ifadeler vermişlerdir….. ABD gibi dünya siyasetinde söz sahibi bir ülkenin yasama organlarından en önemli komitelerinden birinde Balkanlar konusunu ele alması, bölgedeki gelişmelerin duyurulması ve bölgesel istikrarın desteklenmesi açısından önemlidir. Yazık ki hiçbir konuşmacı Balkanlar’dan bahsederken hangi coğrafi tanım ve kritere göre bölgeyi ele aldığını ifade etmemiştir. Bunun yerine uluslararası camiada son dönemlerde karşımıza çıkan “Batı Balkanlar” kavramını kullanmışlardır….. ‘Batı Balkanlar’ AB belgelerindeki günümüz kullanımına göre Arnavutluk, Bosna Hersek, Makedonya, Karadağ, Sırbistan ve Kosova’yı kapsamaktadır….. Bu kullanım AB belgelerinde ve 2014 yılında Berlin Süreci olarak ortaya çıkan ve hala devam eden “Batı Balkanlar Zirvesi” gibi pratiklerle zaman içinde kalıcı bir nitelik kazanmıştır. ….. Burada hatırlanması gereken, “Batı Balkanlar” kavramı ile Balkanların dışında bırakıldığı gözlemlenen Türkiye’nin yakın tarihte öncülük ettiği “Balkan Paktı” fikriyle Balkanlar çapında işbirliği ve dayanışmayı gündeme getiren lider ülke olduğu gerçeğidir… Yine aynı şekilde 1990’ların başında Yugoslavya’nın dağılmasının ardından kurulan Güneydoğu Avrupa İşbirliği Girişimi de yine “Batı Balkanlar” kavramını bir yana bıraktığı içindir ki, klasik anlamda Balkanlarda güvenlik ve ticareti kapsayan çeşitli işbirliği projelerinin gerçekleşmesinde bir araç olarak işlev görmektedir. …. 2000’li yılların başlarında AB tarafından ortaya atılan “Batı Balkanlar” kavramı Balkanlar’ı bütüncül bir yaklaşımla ele almaktan yoksundur. Ayrıca AB fon programlarında Balkanlar ülkeleri ile birlikte anılan Türkiye’nin kültürel, tarihi ve ekonomik bağları ile bölgedeki istikrar ve işbirliği çalışmalarına yapacağı katkı ihmal edilmemelidir……Türkiye’nin Balkanlar’a yönelik politikaları dört ana unsur olan ‘Üst düzeyli siyasi diyalog’, ‘Herkes için güvenlik’, ‘Azami ekonomik entegrasyon’ ve ‘Bölgedeki çok etnili, çok kültürlü, çok dinli toplumsal yapıların muhafazası’ çerçevesinde şekillenmektedir….. Ayrıca NATO üyesi olan Türkiye’nin AB ve NATO ile Balkan ülkelerinin entegrasyonunu desteklediğini de söylemek mümkündür. Türkiye her zaman Balkanların bir parçası olmuştur. Dolayısıyla Balkan genişlemelerini Türkiye’siz düşünmenin mümkün olmadığı gibi “Batı Balkanlar” gibi Türkiye’yi de coğrafyanın bütünlüğünden koparan bir yaklaşım en azından gerçekçilikten uzaktır.