Son günlerde Suriyeli sığınmacılar konusu daha da tartışılır hale geldi. Birçok yerde olay çıkaran, huzur ortamını gölgeleyen ve tartışmaların göbeğine oturan sığınmacılarla ilgili çeşitli görüş ve yorumlar yapılıyor. En son Başbakan Yıldırım “Rahat durmazlarsa geri göndeririz” açıklamasında bulunmuştu.
Sevginaz Hamevioğlu, konu ile ilgili geçtiğimiz günlerde önemli bir analiz yaptı ve bunu bizimle de paylaştı. “Dandanakan Savaşı’ndan alınacak dersler ve Suriyeli mülteci kriziyle benzerlikler” başlığı altındaki bu yazının sizlerin de ilgisini çekeceğini düşünüyoruz.
Gazneli Mesut’un devletinin yıkılmasına neden olan sığınmacı konusunu günümüzde Suriyeli sığınmacılara getiren Hamevioğlu “Gazneli Mesudun devletinin yıkılmasına sebep olan tarihi hatası ülkesine gelen mültecilerin kontrolsüz yayılma politikasına / göç hareketine sessiz kalmasıydı! Sultan Mesut Selçuklulara istediği kontrolsüz oturma ve barınma iznini vermeseydi, belli bir alanda iskan edilmelerini sağlasaydı hem devletinden hemde canından olmayacaktı” diyor.
Değişik bir pencereden değerlendirilen ve gelecekte Suriyeli sığınmacıların daha da büyük sorunlara neden olabileceğine vurgu yapılan Hamevioğlu’nun yazısını sizlerle paylaşıyoruz:
“Uygur Devleti 840 yılında yıkıldığında Oğuz Boyları yeni bir yurt aramak için batıya göç ettiler. 960 yılında, kendileri gibi yurtsuz Türk boylarıyla birleşerek, Selçuk bey idaresinde Seyhun nehri kenarındaki Cent şehrine yerleşerek Selçuklu Beyliğini kurdular.
Selçuk bey bölgede yaşayan Müslümanlardan etkilenerek Cend Valisine bir ulak/ haberci göndererek Oğuz Türklerine İslamiyeti öğretecek din alimi göndermesini istedi. Vali din alimiyle birlikte hediyeler gönderdi. Müslüman olan Selçuklulara diğer Türk boylarının da katılmasıyla bölgede güçlerini artırdılar. Abbasiler Selçuklu beyliğini tanıyarak destek verdiler.
Selçuk bey’den sonra oğulları Tuğrul ve Çağrı bey döneminde büyüyen ve güçlenen Selçuklu beyliği İç Asyada yeni bir Türk Devletinin temellerini attılar.
Selçuklu Beyliği Gazne devletine bağlıydı. Selçuklular Gaznelilere asker veriyor, vergi ödüyor, tıpkı Kayı boyunun Selçuklu Devletinin sınır bekçiliğini/ uç beyliğini yaptığı gibi sınır bekçiliği görevlerini üstleniyordu. Zaman içerisinde nüfusu giderek artan ve güçlenen Selçuklu Beyliği, 1035 yılında Ceyhun nehrini geçerek Gazne devletinin en önemli şehirlerinden olan Horasan’a yerleşti.
Gazne Devletinin başında bulunan Sultan Mesut, istila ve yağma gerçekleşmediği için Selçukluların bu yayılma politikasına / göç hareketine sessiz kaldı. Sessiz kalındığını gören Tuğrul ve Çağrı beyler Nesa ve Merv şehirlerine ilerleyerek hakimiyet alanlarını genişletmeye başladılar.
Selçuklu beyliği Gazne hükümdarı Mesut’a mektup yazarak Gazne devletine bağlılıklarının karşılığında izinsiz girdikleri bu şehirlerde oturma ve barınma izni istediler. Abanın altından sopanın gösterildiğini gören Gazneli Mesut, Selçuklu tehdidini ortadan kaldırmak için bir ordu görevlendirerek Selçukluların üzerine sefere gönderdi.
Gazne ordusu Nesa şehrinde Selçuklularla karşı karşıya geldiler ve ağır bir yenilgiye uğradılar. Gazneli Mesut Selçuklulara istediği oturma ve barınma iznini vermek zorunda kalmıştı. Bu yolla Selçuklular Nesa, Merv ve Ferava şehirlerinde yerleşik duruma geldiler.
Selçuklular istediklerini almışlardı. Ancak çevre illere genişlemeye devam ettiler. Gazneli Mesut’a tekrar bir mektup yazarak Üç şehir daha istediler. Gazneli Mesut, tekrar bir ordu görevlendirip Selçukluların üzerine gönderdi. Selçuklular Gazneli ordusunu Sarah şehrinde ağır bir yenilgiye uğrattılar. Selçuklu Devleti kurulma Gazne Devletide yıkılma sürecine girmişti.
Gazneli Mesut, iki yıl süren bir hazırlık sonunda ordusunun başına geçerek Nişabur Şehrine ulaştı. Nişabur yiyecek ve temiz su sıkıntısı içerisindeydi. Kalabalık ordusunun yiyecek ve içecek ihtiyacını karşılamak amaclı erzak tedariki yeterli olmayınca Merv şehrine ilerlemeye karar verdi. Selçuklular Gazne ordusunu açlık, susuzluk ve yorgunluk nedeniyle zayıf düşüyor, vur -kaç taktikleriyle yoruyordu.
Merv şehrinde Dandanakan kalesi önünde karşı karşıya geldiler. Selçuklu ordusu taarruza başladı. Gazne ordusu, susuzluk, açlık ve yorgunlukla mücadele ediyordu. Disiplini bozulan Gazne ordusu, Selçukluların karşısında tutunamayarak ağır kayıplar vererek yenik düşmeye başladı. Gazne ordusu savaşın sonunda ağır bir yenilgiye uğradı. Otoritesini yitirmiş Sultan Mesut askerlerinin saygısını ve bağlılığını kaybetmişti. Askerleri tarafından öldürüldü.
Selçuklular, Gazne Devletini, hazinesini ve ordugâhını ele geçirerek Büyük Selçuklu Devletini tarih sahnesine çıkarttılar. Bir Türk Devleti olan Gazneliler yıkılmış yeni bir Devleti kurulmuş oldu…
Gazneli Mesudun devletinin yıkılmasına sebep olan tarihi hatası ülkesine gelen mültecilerin kontrolsüz yayılma politikasına / göç hareketine sessiz kalmasıydı! Sultan Mesut Selçuklulara istediği kontrolsüz oturma ve barınma iznini vermeseydi, belli bir alanda iskan edilmelerini sağlasaydı hem devletinden hem de canından olmayacaktı!!
Tarihten ders almak gerekir. Merhametten maraz doğması istenmiyorsa Suriyelilere vatandaşlık ve kontrolsüz dolaşım hakkı verilmemeli. Sınırlarımızın Suriye tarafındaki kamplarda veya kontrolümüzdeki bölgelerde iskan edilmeli. Türkiye vatandaşlarına verilen haklardan fazlası asla verilmemeli. Bunun insanlıkla ve din kardeşliğiyle hiç bir alakası yoktur.”
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın