1974 Yılında Kıbrıs’a yapılan barış harekatından sonra sanki iki devlet kurulmamış gibi hala müzakerelerin yapılması çok anlamsız ve saçma.
Rumların Kıbrıs’ta Türk’lere karşı yaptığı soykırım katliamı, barış harekatını haklı olarak tetikleyip iki devlet kurulduktan sonra, iki devlete dönüşen Kıbrıs, Güney Kıbrıs devlet kabul edildiği halde kuzeyin devlet kabul edilmemesi sadece güneyin devlet kabul edilmesi zaten olağan olarak Kıbrıs’ı ayırmaktadır.
Sen kalkıp güneyi devlet kabul edip hatta AB üyesi yapacaksın akabinde tanımadığın devleti kuzeyi kalkıp müzakereye açacaksın.Tanınmamış ne demek bilinmeyen,bilinmeyeni nasıl bilinip hangi manada tanıyıp konuşuyorsun müzakereye açıyorsun.
Bir anlam bir ifade vardır değil mi?
Güney Kıbrıs’ın AB devletleri arasında olması dolayısıyla üniter yapısı bozulmuş, bağımsızlığını globelleşmeye terketmiştir.Kuzey Kıbrıs ise üniter yapıya bağlı bağımsızdır. AB üyesi olmayan Kuzey Kıbrıs zira tanınmıyor, üniter yapısı bozulmuş güneyle niye müzakereye girsin ki. Öyleyse biz de kalkıp şimdi Kuzey Kıbrısı Şangay Birliğine mi katalım, tanınmış yapalım veya Türk Birliği devletlerini kurup eşit şartlar mı yaratalım. Kuzeyin tanınmaması güneyin tanınmaması nasıl çifte satandart ise, tanınmayan devlet masallar ülkesi olacağından tüm müzakereler masal olacaktır.
Ya Güney Kıbrıs’ın AB üyeliğinden ayrılması başabaş iki devlet olarak birbirlerini tanıyıp aynı şekilde iki devlet olarak devam etmesi, topraklarına saygı göstererek, tam uyuşma sağlaması, en doğru karar olacaktır.
Zira asla ve asla Türk Askerlerinin ve sivillerin şehitler vererek kazandığı barış harekatı topraklarından Türk Askerlerinin çekilmesi söz konusu olamaz, olmayacaktır da.
Kıbrıs’ta iki devlet, iki ırk, iki millet yaşamaktadır. Bu bir gerçektir, herkes tarafından kabullenilmek zorundadır.Akıl, mantık,hukuk budur.
Refhan İrtem