1.. Aşağıda linkleri belirtilen Ermeni web siteleri, ABD Temsilciler Meclisi’ nin bazı üyelerinin Washington’ da Türk Büyükelçisi rezidansı önünde meydana gelen olayları da gerekçe göstererek Türkiye’ ye F – 35 savaş uçaklarının satışının bloke edilmesini önerdiler…. Öneri ile, hafif silahlardan savaş uçaklarına kadar silah satışını bloke etmek üzere 2018 Ulusal Savunma Yetki Yasasında değişiklik isteniyor…. Değişiklik önerisi kabul edilirse Lockheed Martin yapımı F-35 savaş uçaklarının satışı da engellenecek… Başka bir öneri de, Dave Trott tarafından 1.2 milyon dolarlık yarı otomatik hafif silah satışının engellenmesi için yapıldı…
California Cumhuriyetçi MV Dana Rohrabacher, verdiği öneride Türkiye’ ye savunma malzemesi verilmesi yerine IŞİD ile savaşta kilit rolü bulunan Kürt Peşmerge güçlerine silah verilmesini teklif etti…. Haberde , Türkiye’ ye silah satışının bloke edilmesini öneren parlamento üyelerinin kimlikleri de yer alıyor.
2. Armedia.am’ de ve Ermeni Radyosunda yer alan habere göre , Ermenistan ve Çin, savunma ortaklığını müzakere ediyorlar…Çin Savunma Bakanlığı savunma politikası uzmanları 6 – 8 Temmuz günleri Ermenistan’ a bir çalışma ziyareti yaptılar…. Çin Delegasyonu 5 inci Sargsyan Üniversitesini ve Ulusal Savunma Araştırma Üniversitesini ziyaret ederek konferanslar verdiler, akademisyenler ve yönetim kurulu üyeleri ile görüşmeler yaptılar…
3. Asbarez.com’ da yer alan haberin başlığı : “ Bin Yıldır…Hala Yağmacılık” Haberin Özeti ;
“ Türkler, çeşitli kabileler adı altında bin yıldır Orta Doğu’ da bulunuyorlar…Bu süre içinde çok fazla şey öğrenmiş görünmüyorlar….Yerel halkların ağır biçimde Türkleştirilmesine rağmen; var olan kültürel ve yönetim usul ve kurumlarına karşı yapılan kütlesel hırsızlık ve alıntılara rağmen; komşu imparatorluklar ve devletlerle etkileşime rağmen; modernizasyon konusunda devamlı gayretlere rağmen; şu anda dünyanın 17 veya 18 inci ekonomisi olmasına rağmen; Türkiye Türkleri çeteci içgüdülerinden sıyrılamamakta, …, bugün bile yağmacılığa devam etmeye güvenmektedirler…. Ermeni topraklarında, Mezopotamya’ da, Bereketli Hilal’ in diğer bölgelerinde ve Mısır’ daki hakimiyetleri sırasında pek çok imparatorluklardan yalnız daha fazla acımasız değil, aynı zamanda ekonomilerini de kurutmuşlardır….Haberde, ayrıca, Varlık Vergisinden, Kıbrıs konusundan, son günlerde gündeme gelen Süryani kilise ve manastırları konusundan kısaca bahsedilmiş ve haberin sonunda California’ da gündemde olan Türkiye’ye kamu yatırımı yapmayı önlemeye yönelik AB 1597 (Divest Turkey) kampanyasına destek çağrısı yapılıyor….
4. Aina.org , Abigail Frymann Rouch’ un Middleeasteye.net’ te yayımlanan “ Iraklı Bakan , Kürt bağımsızlığının Bölgede korku yayacağını söyledi” başlıklı yazısına yer vermiş…. Haberin Özeti : “ Irak Bakanı İbrahim el- Caferi Middle East Eye’ a yaptığı açıklamada; ‘ Irak Kürtleri bağımsızlık peşinde olduklarını açıklayarak Orta Doğu’ da korku yayıyor….Referandum yapma yetkileri olmasına rağmen Irak’ tan ayrılış diğerlerinin ilgisi dışında ve yalnız başına gerçekleşemez.. Söz konusu bağımsızlık yalnız Irak’ ı değil, Kürt topluluklarının yaşadığı Türkiye, İran, Suriye ve Rusya’ yı da etkiler… Kürtlerin Irak’ tan ayrılmasına gerek yok, federal Irak yönetimi içinde Kürdistan Bölgesel Hükümeti olarak kalabilirler…. ‘ dedi….” ’
5. Avim Bülteni, 27 Haziran’ da Aydınlık’ ta Mustafa Birol Guger tarafından kaleme alınarak
yayımlanan “ ABD’ li tarihçi Dr. Brendon J . Cannon’la özel söyleşi” ye yer veriyor… Söyleşiden bazı alıntılar : “ …Söyleşinin temelinde Cannon’ın son eseri, ‘Gerçeği Yaşamak ve Tarihi Siyasallaştırmak – Ermeni Soykırımı İddialarının Kavramsallaştırılması’ vardı…Cannon, özetle şu hususlara değindi ; ‘Kitabım, Ermeni diasporası kimliğinin temel yapı taşlarını; genel bağlamda, Ermeni ve Ermenistan Cumhuriyeti Vatandaşı kimliklerini ayrı ayrı ele alarak kavramsallaştırıyor. Araştırmalarım sırasında sözünü ettiğimiz iki kimlik arasında ince bir çizgi olduğunu tespit ettim. Diaspora kimliğinin ABD, Fransa, Arjantin gibi ülkelerde nasıl geliştiğini ve bu geniş grup kimliğini bir arada tutan tutkalın ne olduğunu tahlil ettiğimde, bunun binlerce yıllık görkemli Ermeni tarihi yerine 1915 olaylarına ilişkin anımsanan hayali travmalar olduğunu gördüm. Söz konusu geniş grup kimliğini bir arada tutan tutkal buydu…… Tarihi tarihçilere bırakma düşüncesi gercekten çok değerli. …, arşivler açılmalı ve herkes bu arşivlere özgürce ulaşılabilmeli. İstanbul, Moskova, Ermenistan ve Boston Massachusetts’teki Taşnak arşivleri açılmalı……Ermeni diasporası tarafından yürütülen yüksek ölçüde siyasallaşmış, hatta özünde siyasal olan bir kampanyaya karşı mücadele etmek için kullanışlı bir araca sahip değiliz……Kitabımın merkezinde, ‘1915 olayları çevresinde bir kimlik inşa etme’ olgusu var. Bu kimlik temelde, Ermeni soykırımı konusundaki genel anlatıyı soykırım dışında bir kavramla tarif etmek isteyenlere muhalif. Bu bakışa açısına göre, soykırımı inkar edenler doğrudan ‘soykırım inkarcısı’ olarak etiketleniyor ve hiçbir değerleri olmuyor. Talihsiz gerçek budur…….Ermeni diasporası meseleyi yargıya intikal ettirmeyi isteyebilir, ancak yapamaz zira nihayetinde devletler dışı bir aktördür. Ermenistan Cumhuriyeti bunu yapabilir, fakat şu anda bununla ilgilendiklerini düşünmüyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nden yetkililer bu konuyu yargıya intikal ettirmeye istekli olduklarını söylediler……Ancak benim kitabımda vurgulamak istediğim asıl durum şu; mahkeme ne karar alırsa alsın kampanya devam edecek. Mesele bu. Bu sebeple söz konusu tartışmanın geleceği ya da çözüm olanakları konusunda biraz kötümserim…..( Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde ilerleme kaydedileceğini düşünüyor musunuz? Sorusuna cevaben)
Hayır. Çünkü bunun için karar mercii Erivan değil. Erivan’da iktidar sahibi olan politik aktörler mevcut. Bunlardan biri Rusya, diğeri de Ermeni diasporası. Sorun sadece Erivan ile Ankara arasında ilişki kurulmasından ibaret olsaydı. Cevabım evet olurdu…..Türkler, öncelikle Türkiye, ABD, Almanya gibi ülkelerde yayınlanmış kaynak ve materyalleri kullanarak bir anti tez geliştirmeliler…….Türk diasporası, Ermeni diasporasının çok gizli bir şekilde para harcayarak bulduğu türden güçlü figürler bulamıyor. Eksik olan şu ki; Alman ve Fransız parlamentolarındaki ya da ABD senatosundaki parlamenterler, Türklerden ziyade karşılarında onlarla görüşmeye gelen Ermeni lobi gruplarını görüyorlar…. Helsinki merkezli Sınır Tanımayan Tarihçiler …, Konferanslarına Ermeni bilim adamlarının yanı sıra Türk bilimadamlarını ve hatta benim gibi ne Türk ne de Ermeni olan bilimadamlarını da çağırabiliyorlar. Fakat yine de dediğim gibi bu çok nadir karşılaşılan bir durum…..Doğu Perinçek’in İsviçre davası ve Bernard Lewis’in Fransa’daki Ermeni Soykırımını inkar davasına kitabımda yer verdim….’ …..”