Tam bir değil, iki değil, üç değil, tam dört kez Manisa’da ki askerlerimiz yemekten ya da yemeğin suyundan zehirlendi.
Özel yemek fabrikasında ki şirkete sormalı neden dört kez şirketinin adını değiştirdin.
Aynı şirket olarak başka hangi kuruluşlara yemek anlaşman var, kimlere gönderiyorsun, gönderdiğin diğer kuruluşlarda da aynı yemek zehirlenmeleri hem de dört kez tekrarlandı mı?
Diyarbakır’da ki askerlerimizde de bir kez yemek zehirlenmesi olmuştu, sizin şirketiniz mi yoksa bağlı olduğunuz adına ortaklığınız var mı?
Gönderdiğiniz yemeklerden fabrika çalışanlarınız aynı yemekten mi yiyorlar öyle ise fabrika çalışanlarınızın da yemek zehirlenmeleri olması gerekir; çalışanlarda böyle bir zehirlenme yoksa, çalışanlarınıza ayrı tablidot mu uyguluyorsunuz?
Ayrı tablidot uygulanıyorsa aynı suyla pişen yemeklerde neden zehirlenme etkisi olmuyor?
Fabrika bünyenizde ne kadar çalışanınız var, kaç personel?
Yoksa çalışanı daha az, daha küçük bir lmd. şirketi mi şayet öyle ise az pesoneli olan çalışanlarına ayrı yemek pişirme ayrı bir külfet olmuyorsa niye onların aş’ larında zehirlenme olaylarına tanık olunmuyor?
Tüm bunlar gösteriyor ki göz bebeğimiz ordumuz, vatana emanet Mehmetçiklerimiz karargah dışındaki aş evlerine emanet edilemez.Asker kendi yemeğini kendi aşçı askerlerden yapar öğrenir; mecburi acemi birliğinden sonra geldiği meslekle vasıflı veya vasıfsız hizmetine devam eder.
Kurda kuzu nasıl teslim edilmezse, kimin kurt kimin kuzu olduğu belli olmayan Fetö Kumpasları hala devam ederken; karıncalar gibi,pireler gibi, sinekler gibi her yerde her ortamda varlar, öyle ise var olmalıyız tedbir olarak her zaman.
Refhan İrtem
Yazıları posta kutunda oku