NECDET BULUZ
Katar’a karşı başlatılan ambargodan sonra yazdığımız bir yazıda şu vurguyu yapmıştık anımsayalım:
“Özellikle Araplar arasında başlayan kavgalarda taraf olmak, bizi bir anda boşluğa düşürebilir. Bugün kavga edenler yarın birden barışır ve ortada kalabiliriz. Bu nedenle bize düşen tarafsız kalmak, arabuluculuğa soyunmak olmalıdır.”
Öncesine de bakalım:
Trump ilk yurt dışı seyahatini Suudi Arabistan’a yapmış ve bu ülke ile 380 milyar Dolar’lık bir anlaşmaya imza atmıştı. Amerika, bu anlaşmada Suudilere 110 milyar Dolarlık silah satışını da gerçekleştirdi. Daha sonra Katar’la da silah satışı üzerinden anlaşma yapmak istedi ama Katar buna yanaşmayınca kıyamet de koptu. Zaten araları iyi olmayan Suudiler ile Katar, Amerika’nın da desteği ile ipleri kopardı.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn, Mısır ve Yemen, 5 Haziran’da “teröre destek vermekle suçladıkları” Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini kestiklerini duyurmuştu. Ülkelerinin hava sahasını Katar’a kapatan Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn, Katarlı diplomatların 48 saat içinde ülkelerinden ayrılmasını istemişti. Suudi Arabistan ayrıca Katar’ın tek kara sınırını da kapatmıştı.
Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır, söz konusu kararlardan birkaç gün sonra yayımladıkları ortak bildiride ise Katar tarafından desteklendiği öne sürülen, aralarında Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf el-Karadavi’nin de yer aldığı 59 kişi ile 12 hayır kuruluşunun “terörle irtibatlı” olduğu iddiasıyla “terör listesine” alındığını açıklamıştı.
Daha sonra Katar ile Amerika arsında başlayan görüşmelerde Katar’ın Amerika’dan yüklü silah alımı yapmaya hazır olduğu haberleri gelince Dışişleri Bakanı Rex Tillerson bir açıklama yapıp, Suudiler’in başını çektiği Körfez ülkelerin Katar’a uyguladıkları ambargoyu yumuşatmalarını istemişti.
Şimdi bugüne gelelim:
Katar’ın resmi haber ajansı QNA’da yer alan Katar Savunma Bakanlığının açıklamasında, 12 milyar dolarlık F15 savaş uçağı alımı için ABD ile anlaşma imzalandığı duyuruldu. Anlaşmanın imza töreni için Katar Savunma Bakanı Halid bin Muhammed el-Atiye’nin Washington’da ABD Savunma Bakanı Jim Mattis’le bir araya geldiği belirtildi. Söz konusu anlaşmanın “ABD’de 42 eyalette 60 bin kişiye istihdam sağlayacağı” bilgisinin paylaşıldığı açıklamada, anlaşmanın “Bölge ve ötesinde barış ve istikrarı destekleyeceği ve aşırılığa karşı yakın stratejik iş birliği sağlayacağı” da ifade edildi.
Anlaşma, bazı Arap ülkelerinin Katar’a yönelik 5 Haziran’da diplomatik ve ekonomik abluka uygulamasının ardından geldi. ABD Başkanı Donald Trump da körfezdeki krize ilişkin yaptığı açıklamalarda Katar’a abluka uygulayan ülkelerin adımlarını desteklemişti. Trump, Doha yönetimini “terör örgütlerine finansman sağlamakla” suçlamıştı.
Şimdi soruyoruz:
“Terör örgütlerine destek veriyor” gerekçesi ile diplomatik ve ekonomik abluka uygulanan Katar’a satılan bu silahlar kime karşı kullanılacak? Teröre destek veren bir ülkeye silah satılır mı? Amerikan silah sanayini hızlandıracak olan bu satışlar, aynı zamanda Amerikan ekonomisi için de yararlı olacak.
O halde, terör suçlamaları veya diğer konular işin başka yönü. Burada önemli olan Amerika’nın Körfez ülkelerini haraca bağlama konusudur. Suudi Arabistan sanki sütten çıkmış ak kaşık mı? Suudiler’in de terör örgütleri ile ilişkileri yok mu?
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan “Katar’a yapılan ambargoyu haklı bulmuyoruz” açıklaması ile doğruları işaret etmiştir. Ancak, yazımızın başımda da değindiğimiz gibi taraf tutarak Suudileri ve diğer ülkeleri karşımıza almamamız gerekiyordu.
Amerika ile Katar arasında yapılan bu anlaşmadan sonra bölgede dengeler değişir mi? Değişebileceği görüşündeyiz. Amerika, bölgede ne isterse o olacaktır. Kısa zaman sonra Suudiler’in başını çektiği Körfez ülkelerinin Katar konusunda geri adım atabileceklerini düşünüyoruz.
O zaman tablo şöyle gelişebilir:
Araplar da Amerika’nın destek ve katkısı ile barışırlar. Körfezde her şey kısa zamanda eski haline ve normale dönüşür.
İşin sıkıntılı kısmı şu olabilir:
Suudiler ile Katar arasında Katar’ı destekleyen Türkiye ile Suudiler arasında eski muhabbet ve dostluk yerini güvensizliğe ve kırgınlıklara bırakır. Suudilerin bu taraf tutma konusunda Türkiye’ye kin tutabilecekleri de unutulmamalıdır.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın