Dünya üretiminde Dünya’da ikinci ilk sırada olan zeytinciliğimiz biz Türkiye’yi gurur kaynağı yaparken;zeytinlik alanlarımızın tarumar edilip AVM,Otel gibi taş yapıya döndürmek ne sanayiciliktir ne de istihdam sağlamaktır.
İkibin yıllık zeytin olarak ham maddeyi yok etmek ve bu ham maddeden fabrikalar olarak üretime geçip zeytinyağı ve zeytin çıkartmak zaten üretim,istihdam,gelir demektir.Üstelik doğayı iklimi doğal olarak korumayı sağlamaktır.
Kısacası zeytinlik alanlarını imha etmek ,hamile kadının karnındaki doğmamış bebeğini katletmektir.
“Sen doğma çocuğum;ne anne ol evlat büyütme ne baba ol askere gitme.”
Oteller var içinde barınacak tatile gelen turistler yok.
AVM’ler var cepte para yok,giyinme kuşanma.
Fabrikalar var ama üretecek ham madde yok;hayvan yok,saman yok,tütün yok,pancar yok gelsin genetiği değiştirilmiş ithal mallar sen çalışma otur evinde üretme..
“Hazıra dağ dayanır” kim demiş “hazıra dağ dayanmaz” diye..
Toprak kaydı gidiyor ellerimizden,kotalar konmuş her karış toprağa..Sen dağ papatyası çıkma öyle kendi kendine yumul toprağının içine;seni toplayacak insan yok.
Bu Dünya’ya tüm canlılar bir görev olarak gelmiştir.Tüm canlıları Tanrı adına korumak kollamak ister hayvan ister bitki olsun biz insanların asli görevidir.
İnsan ol..Bu,Dünya’ya yeter..
Ben bir zeytin ağacıyım yeşilim yaz kış yemyeşilim..
Gel otur yanıbaşıma,seni serinleteyim..
Karnın mı acıktı,ısır meyvemden doyur karnını,sık yağımı iç,aç bırakmam hiç seni;
Yeter ki toprağımda yaşayım..
Refhan irtem