DENKTAŞ ÜNİVERSİTESİ (2)
Hüseyin MÜMTAZ
Denktaş ailesi, “Üniversite Adası” olmakla övünen KKTC’de “Denktaş Üniversitesi” açmaya kalktı, kıyamet koptu.
Deveyi hörgücüyle, fili kulakları ve hortumuyla, gergedanı boynuzuyla yutanlar ayağa kalktı, “Denktaş Üniversitesi” olmazmış.
“Turgut Özal Üniversitesi”, “Süleyman Demirel Üniversitesi”, “Abdullah Gül Üniversitesi” oluyor da “Denktaş Üniversitesi” neden olamıyor?
Özal, Demirel ve Gül son derece saygın şahsiyetlerdir ama sadece “8’inci”, “9’uncu” ve “11’inci” Cumhurbaşkanları’dır.
Hâlbuki Denktaş “Milli Kahraman”dır, “Kurucu Cumhurbaşkanı”dır, “Devlet kuran son Türk”tür.
Bu yazının ilk bölümünde “KKTC’de 15 üniversite varmış, 2 tanesi de yoldaymış” diye yazmıştık, meğer öyle değilmiş.
“Yenidüzen”e göre “Güneyde 7, kuzeyde ise “bir kısmı henüz faaliyete geçmemiş” 26 üniversite var”mış.
Üniversite deyince; siz bu memlekette makale diye sanal âlem yazışmalarını alt alta sıralayan; (f)ilimsel yayın diye fotokopi/copy-paste kitap yayınlayan ne kadar çok (f)ilim adamı var, farkında mısınız?
Yine Moreket’e kulak verelim:
“Bir zamanlar her mahallenin bir bakkalı vardı. Bugünkü üniversitelerimiz de, tıpkı o mahalle bakkalları gibi her köşe başında bitiveriyor. Artık ‘eğitim yuvasından’ çok, ‘bakkal mantığı’ ile kuruluyor. Yirmiye yakın faaliyette, bir o kadarı da sırada bekliyor. Peki ama 300 bin nüfuslu bir ülkenin, bu kadar çok üniversite ve öğrenciye ihityacı var mı? Alt yapımız bu kadar çok öğrenci için yeterli mi? Bunun planını, programını yapan var mı? Eğitim Uzmanı Salih Sarpten’in dediği gibi bizim ülkemizde, ‘Üniversiteler gelir kapısı, öğrenciler de müşteri olarak görülüyor’ ne yazık ki…”
Ertesi gün de;
“Ülkede fiilen eğitim veren 17 üniversite, bir o kadar da kuruluş aşamasında bekleyen üniversite varken, hala yeni üniversite kurulmaya çalışılmasının, eğitimle bir ilgisi olduğuna inanmıyoruz. Amaç, bu pastadan pay alabilmek. Birkaçı hariç, hangi başarılarıyle övünebilirler. Kuruluş amacı eğitim olan üniversitelerimiz ne yazık ki tatlı bir rant kapısına dönüştü. Kalite yerlerde sürünüyor ama ilgili ilgisiz herkes, üniversite kurma peşinde. O zaman bu gidişe bir ‘dur’ demek gerekmez mi?” diyor.
Haksız mı?
Meğer ne çok bakkala ihtiyacımız varmış!
İtirazı olan için, bir önceki yazımızda altını çizdiğimiz satırları bir kere daha tekrarlıyoruz;
“Özgür düşünce, üniversal liberal ufuk başkadır; çalma/çırpma/üç kâğıt başka.
KKTC üniversitelerinin dünyadaki bilimsel sıralaması, akademisyenlerin hakemli dergilerde çıkan makale sayısı, yabancı ilim adamlarının makalelerinde KKTC’li akademisyenlere kaç tane atıf yaptığı da hiç bilinmez, önemli de değildir zaten”.
Buna cevap verin, şapkamı çıkaracağım.
Bu arada hiç ummadık isimler de topa girmiş…
Son söylemleriyle politik hayatımıza bir de “neopotizm” kavramını kazandırarak “Girne’de yürüdüğümde kendimi Kıbrıs’ta hissedemiyorum” diyen Doğuş Derya, Denktaş Üniversitesi’nin de “şaibeli” olduğunu söylemiş.
Limassol yahut Paphos’da mı neopotiksel rahatlık içinde oluyor acaba Derya?
“Mevcut kararı inceleme fırsatım olmadı” diyen meşhur Bayan Ombuds da Yenidüzen muhabiri Ayşe Güler’in konu ile ilgili sorusuna; “Yasa dışı, Anayasa’ya aykırı” yorumu getirmiş.
“TMT”nin dört kurucusundan biri olan Denktaş’ın ismine, “inceleme fırsatının bile olmadığı” bir konuda nasıl olup da “yasa dışı” önyargısı ile yaklaşabilir Sayın Kamudenetçisi?
Serdar Denktaş’ın boş lâflardan bunalıp bu konuda geri adım atmamasını diliyorum. “Denktaş Üniversitesi” konusunda dededen-toruna bütün Denktaş’ların yanındayım.
DENKTAŞ’ın hayatı üniversitedir; TMT, OKTY, KTFD ve nihayet KKTC de ayrı ayrı fakülteleri, KIBRIS TÜRKLERİ de doğal öğrencileri..
DENKTAŞ ÜNİVERSİTESİ, KKTC’nin göğsünde şeref madalyası olacaktır.
DENKTAŞ ismi KKTC’nin bütün üniversitelerine sınıf atlatacak, hepsine artık farklı bir gözle bakılmasını sağlayacak, “Daha önce biz bu ismi neden akıl edememiştik?” pişmanlığı yaşatacaklardır.
31 Mayıs 2017
https://www.turkishnews.com/tr/content/yazarlar/huseyin-mumtaz/
Yazıları posta kutunda oku