Kendi Cennetlerini Kurmak İçin Dünyayı Cehenneme Çevirdiler…

Bir elleri yağda, bir elleri balda…

Çoluğunun, çocuğunun, yedi sülalesinin geleceğini garanti altına almışlar…

Dünya yansa, kıyamet kopsa umurlarında değil…  Nasıl olsa onlar, sırça saraylarını kurmuşlar, aileleri ile birlikte, Bin Bir Gece masallarını yaşıyorlar…

Ama yurttaşları zorluk içinde, güç günler yaşıyorlarmış… Harap oluyorlarmış… Ne gam!

Yoklukta, yoksullukta, savaşlarda kırılıyorlarmış… Her gün şehit geliyormuş. Ocaklara ateş düşüyormuş…

Gözyaşı, ağıt, acı hiç dinmiyormuş…

Vatan sağ olsun…

Üstüne üstlük bir de İş yok. Üretim yok. İşsizlik çokmuş…

15 yıldan bu yana tek fabrika yapılmamış…  Daha önce yapılanlar da haraç mezat, yok pahasına satılmış. Elden çıkarılmış. Çalışanlar da sokağa atılmış…

Hayırlısı olsun!…

Elbette üretim olmayınca dış satım da geriledi. Gelirler azaldı… Samanı – sapı, buğdayı, mercimeği, canlı cansız hayvanı, doğal gazı,  iğneden ipliğe her şeyi dışarıdan almaya başladık…

Bu nedenle bütçe açığını kapatmak için durmadan her şeye zam yaptık… Şu anda dünyada en pahalı benzini kullanan ülkelerin başında geliyoruz…

Oysa yeryüzünde kendine yeten yedi ülkeden biriydik bir zamanlar…

Esnaf perişan, siftah yapmadan kepenk kapatıyor… Köylü perişan, tarım girdilerinin yüksekliğinden, parasızlıktan üretim yapamıyor…

Bu yetmiyormuş gibi şimdi bir de inşaat sektörü, madenciler zeytin alanlarına göz diktiler… Elinden geldiğince AKP iktidarı zeytinlik alanları silip süpürmek, yok etmek istiyor…

Zeytinlik alanların imara açılmasını öngören düzenlemeler 2002’den bu yana 6 kez Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne getirilip, her defasında oy birliği ile reddedildiği halde, iktidar ısrarını sürdürüyor… Bu yasayı çıkarmakta kararlı…

Ne alıp veremediği varsa zeytinden, hep hedefe onu yatırıyor…

Santral kurmak istiyor; Otel, turistik tesis, inşaat yapmak istiyor, gözlerini zeytin alanlarına çeviriyor… Bir anda binlerce zeytin ağacı katlediliyor…

Oysa ülkemizde bu tarımdan binlerce aile, milyonlarca insan geçinmektedir, ülke gelirine büyük katkı sağlamaktadır…

Bazı karanlık kişiler, kış gününde orman yangınları çıkarıyorlar…

Bir süre sonra da o yanan alanlarda turistik yapıların yükseldiğine tanık oluyoruz…

Köprü yapmak iyi… Duble yol yapmak iyi… İyi olmasına iyi de, ama ne köprü, ne duble yol karın doyurmuyor… İşsizlik sorununu çözmüyor…

Evde aş, ekmek bekleyen yavruların açlığını gidermiyor…

Bütün bu gerçekleri söyledikleri için, bütün bu yolsuzlukları, hırsızlıkları ortaya döktükleri için, şimdi, aydınlara, yurtseverlere düşman oldular…

Tehditlerle, şantajlarla, baskılarla onları susturmaya çalışıyorlar…

Bir zamanlar Ergenekon silahını kullanıyor, herkesi Ergenekonculukla suçluyorlardı… Hem de bu işi Fethullah Gülen militanları ile birlikte planlıyor, onlarla birlikte yürütüyorlardı…

Sonra araya makam, mevki, çıkar kavgası girdi… Dostluk, kardeşlik bir anda yok oldu… Öküz öldü, ortaklık bozuldu…

Bu kez hedefe Fethullahçılar yatırıldı… Ergenekon davasının yerine FETÖ geçti…

Şimdi kafa bozan, tekere taş koyan gazeteciler, aydınlar, muhalifler FETÖCÜLÜKLE suçlanıp, zindanlara atılıyorlar…

Bir de gerekçe buldular:

“Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı isyanı kolaylaştırmak…”

Nasıl bir suçsa bu, nasıl işleniyorsa bu suç? Yani örgüte üye olmadan örgüt adına suç işlemek…

Nice canlara zulmettiler… “Ah” aldılar… Nice ocakların sönmesine sebep oldular…

Ama Ramazan geldi…

Nasıl olsa, artık oruç tutup, Hacca giderek günahlarını affettirebilirler… Ne güzel bir dünya bu! İşle günahı… Yap yolsuzlukları, hırsızlıkları, kıl beş vakit namazı… Tut orucu… Sonra ellerini aç tövbe et… Kurtul günahlarından…

Bu memleket fakiri, yoksulu, garibanı, aç insanı bol olan bir memleket…

Açarsın aş evlerini, kurarsın çorba çadırlarını, dağıtırsın sadakayı… Kazanırsın sevapları…

Olur, biter… Sen de memnun, mutlu, işine ve yaşantına devam edersin…

Değil mi ama,  her şeyin bir çaresi var… Demokrasilerde çare tükenmez… Hele “İleri Demokrasi”lerde hiç tükenmez…

Sen sırça saraylarda, köşklerde, güllük – gülistanlık cennet bahçelerinde yaşamını devam ettir… Sonra da “Ölen ölsün, kalan sağlar bizimdir” de…

Durmak yokkk arkadaş, durmak yokk… Yola devam…

([email protected]?

Bir elleri yağda, bir elleri balda… - 5 300x283 1

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir