DENKTAŞ ÜNİVERSİTESİ
Hüseyin MÜMTAZ
KKTC’de 15 üniversite varmış, 2 tanesi de yoldaymış.
Gömlekçiler, kolonyacılar, oto tamircileri, kurs yöneticileri patron kılığına girip üniversite sahibi olurlar.
Adı sanı duyulmamış Afrika, Ortadoğu üniversitelerinin meselâ “Kurbağa Bilimleri” bölümlerinden profesörlük ünvanı alanlar rektör olmaya çalışırlar. (Rahmetli Kotak’ın kulakları çınlasın.)
Parayı bastıran kaydını yaptırır. Parayı bastırdığı sürece okur da okur.
Kaydı olduğu sürece, oturma iznine gerek duyulmadığı için “başka işte” çalışır.
“Her türlü iş”te çalışır.
Kara para, gri surat, beyaz kadın.
Esrar, eroin, uyuşturucu.
PKK/PYD/YPG’li ve Kuzey Irak’lı peşmerge öğrenciler her ne hikmetse hep hukuk okurlar, ücretleri de İsviçre bankalarından trink ödenir. (Kerkük plakalı lüks araçları Türkmenlerin mi kullandığını zannediyorsunuz?)
Nijeryalı öğrenciler, nüfus bakımından 1571 ve 1974 göçmenlerinden sonra üçüncü sırada olup her türlü kirli işin içindedir.
Girne’de son defa minibüse bindiğimde benden başka bütün yolcular “yabancı”, çoğu da Afrikalıydı.
Nijerya’nın Ankara Büyükelçisi’nin bile “Bunları kontrol edemezseniz başınız belaya girer” uyarısı yaptığı söylenir.
Üniversite patronları kazanır, öğrencilere ev kiralayan sterlinciler kazanır, gece kulüpleri kazanır, kumarhaneler kazanır, meyhaneler kazanır.
Devlet kazanır mı/kaybeder mi işte o pek bilinmez.
Bakın Mehmet Moreket ne yazıyor;
“Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun’un babası olan Ata Atun’a üniversite kurma izni verildi. İddia o ki, ‘Uluslararası Aydın Üniversitesi’ isminde kurulan üniversitenin oraklarından birisi olarak gözüken Atun’a bir kıyak da hükümetten gelmiş ve İskele’de üç bin dönüm arazi verilmiş. Üniversiteler adası olma iddianızı anlayışla karşılıyorum da ülke, bu kadar çok üniversite ve öğrenciyi taşıyamaz duruma geldi. Sosyal düzenin bozulmasıyla birlikte, suç çeşitlenmesi, suç oranındaki artışlar ve kaçak işgücünün nedenlerinden birisi de, denetimsiz bir şekilde kurulan üniversiteler. Bu iş artık ticarete döndü…”
Özgür düşünce, üniversal liberal ufuk başkadır; çalma/çırpma/üç kâğıt başka.
KKTC üniversitelerinin dünyadaki bilimsel sıralaması, akademisyenlerin hakemli dergilerde çıkan makale sayısı, yabancı ilim adamlarının makalelerinde KKTC’li akademisyenlere kaç tane atıf yaptığı da hiç bilinmez, önemi de değildir zaten.
Devlet üniversiteleri ile Türkiye üniversitelerinin kampüslerini bu saydığımız “özelliklerden” ayırıyoruz.
Bütün bunlar olur, kimse ses çıkarmaz, parmağını oynatmaz ama DENKTAŞ ÜNİVERSİTESİ’nin açılacağı duyulunca yer yerinden oynar.
Askerî bölgeymiş, Newyork’un Central Park’ını andıran yeşil alanmış, bakanların bile haberi yokmuş.
Bakanların, “bakacakları” için atanmadan önce “gerektiğinde kullanılmak üzere” boş kâğıt imzalamaları kendi bilecekleri iştir.
Bakanların, bırakınız haberi olmamayı; adı Denktaş olunca böyle bir projeyi kurul olarak, devlet olarak desteklemeleri lâzımdır.
Çakma ilim adamlarının açtığı gecekondu üniversitelere hiç bir şey demeyip Çıkarma Plajı kumarhane olmak üzere “kiralanınca” çıt bile çıkarmayanların; Alman turist otobüslerinin güneyden gelirken “işgal bölgesine gider” levhası asmalarını görmezden gelenlerin; tarihî konakların/binaların yıkılıp gökdelen yapılmasına bir şey demeyenlerin askerî bölgeye pek meraklıymış gibi Denktaş Üniversitesi’nin arazisine kıyameti koparmaları ciddiyetsizliktir, samimiyetsizliktir, kötü niyetliliktir.
Bu memlekette ne araziler, ne kıyılar, ne ormanlar kimlere 1000 yıllığına kiralandı biliyor musunuz?
Ercan havaalanı vergileri neden uçtu, millet Antalya’ya gideceğine neden Larnaka’dan Rodos’a gidiyor farkında mısınız? “Adalı” anakaraya yüzerek mi, uçarak mı gitsin?
Onlara tık yok…
Yeter ki Denktaş adı hiç kullanılmasın.
Bu memlekette üniversite açılacaksa, üniversite gibi üniversite açılacaksa, adına bir üniversite açılacak tek kişi varsa o da DENKTAŞ’dır.
Dereboyu’nda, Girne antik limanda silueti bozan otel yapılacağına Denktaş Üniversitesi’nin bir fakültesi olmalıydı.
Daha ileri gideceğim; Ledra Palas yakınındaki eski Bayraktarlık ve Elçilik binaları sahibinden devletçe alınıp Rektörlük binası olmak üzere DENKTAŞ Üniversitesi’ne hibe edilmelidir.
Üniversitenin fakülte binaları için de eski Lefkoşa Sancağı binası uygundur.
Yakışır.
Hırsınız, linobambaki suratınızın arkasında gizlediğiniz kimlik probleminiz, DENKTAŞ düşmanlığınızın arkasına saklamaya çalıştığınız TÜRK/TÜRKİYE/Türkiye’nin memuru/askeri/suyu düşmanlığınız nereye götürecek sizi?
Daha ne kadar götürecek?
“Goşdurun”…
Anca gidersiniz. 28 Mayıs 2017
https://www.turkishnews.com/tr/content/yazarlar/huseyin-mumtaz/