14-15 Mayıs’ta Çin/Pekin’de, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı ”Kuşak ve Yol Uluslararası İşbirliği Forumu” düzenlendi.
Forum; fikir alışverişinde bulunmak, kazançlı çıkmak, ortak kalkınma aramak amacında katılımcı ülkelere daha fazla destek vermeleri ve harekete geçmeleri için bir platform oldu.
Kuşak ve Yol girişimi dünyanın mali krizden tamamen kurtarılamadığı, birçok ülkenin hala bu çukurdan çıkamadığı bir dönemde açıkça umut ve iyimserlik getiriyor.
İlkeleri pratiktir, zengin ya da fakir her ülkenin girişimde yer almasına ve kaynaklarını tam olarak kullanabilmelerine fırsat veriyor…
*
Girişimin işbirliği ve kapsayıcılık fikri hem karada hem denizde geliştirilen yeni ticaret yolları boyunca projelere ve yatırımlara finansman sağlıyor.
Rekabete ve diplomatik güç oyunlarına dayanan eski modellerin terk edilmesine ve barış, katılımcılık ve serbest ticaret yolunda ilerlemenin kaydedilmesine yeni fırsatlar yaratıyor.
Dünyada açık kalkınmanın şartlarını oluşturan adil, makul ve şeffaf küresel ticaret ve yatırım kuralları sistemlerinin kurulmasını teşvik ediyor.
Çin tek başına girişime 124 milyar dolar, dünyaya ise jeo-ekonomik devrim vaad ediyor…
*
Girişimin gerçekleştirilmesi önkoşullarında, ulaşım altyapısının güçlendirilmesi ve bölge içi lojistik bağlantılarının geliştirilmesi öne çıkıyor.
Türkiye, Avrupa’yı Asya’yı bağlayan nadide güzergâhta, “Kuşak ve Yol” projesinde transit ülke konumundadır.
Bu konumla Asya-Pasifik’te önemli bir oyuncu olarak rolü de artacaktır.
*
Çünkü Türkiye, Gürcistan ile ortak gümrük kapılarında basitleştirme sağlamış,
İstanbul’un Finans Merkezi yapılması, Galataport, Kanal İstanbul projesi, Marmaray, Yavuz Selim Boğaz köprüsü, 3.Hava Liman projesi,
Kalkınma Ajansları ve Serbest Ticaret Bölgeleriyle de bu girişime katılımın alt yapısını oluşturmuştur.
Şimdi Türkiye, İran’da 2020-2025’te faaliyete geçecek ; Çin’den Myanmar, Bangladeş, Hindistan, Pakistan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, İran, [Türkiye’de Yavuz Selim Boğaz Köprüsü], Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Avusturya, Almanya, Belçika, Fransa, İngiltere güzergahına sahip yüksek hızlı treni bekliyor.
*
Girişimin öngördüğü yeni demiryolu hatları her iki yönde de önemli miktarda yolcu ve yük hacmi taşıyacaktır.
Böylece, önemli ekonomik işbirlikleri temelinde bölge ülkeleri arasında karşılıklı güvenle yakın ikili ilişkiler gelişecektir.
İkili ekonomik ilişkilerle, ulusal para birimlerinde iki yönlü ticaret sayesinde ABD doları değerindeki dalgalanmaların rahatsız edici etkilerinden korunulacaktır.
*
Türkiye, kıtalararası ulaşım yollarının merkezinde enerji kaynakları, tarımsal ürünler, diğer ham maddeler ve ticaretin önemli bir demiryolu koridorunda olurken,
Bu mega projenin rotasındaki eksik bağlantıları tamamlanmasında, intermodal ulaşım fırsatlarında, lojistik ve koridor yönetim kapasitelerini geliştirmede ve özellikle sınır geçişlerinde dar boğazları gidermekte de önemli avantajlar bulacaktır.
Özetle, “Kuşak ve Yol” projesi, Ankara’nın ekonomik ve siyasi etkisini arttırmasında ve Avrasya alanında en iyi oyun kurucu olmasını sağlayacak potansiyel bir kaldıraçtır.
*
Bununla birlikte, bu girişimin uygulanması hâlâ bazı zorluklarla karşı karşıyadır.
Bunlardan biri ve en önemlisi güvenlik sorunudur.
“Kuşak ve Yol” projesi rotasındaki bazı ülkelerin çeşitli nedenlerle ulusal güvenlik durumları istikrarlı değildir.
Uluslararası topluluğun ortak terörle mücadele çabası, gelecek bir kaç yılda sözde İslam Devleti’ni (IŞİD) ortadan kaldırsa bile birçok İŞİD mensubu aşırılıkçı;
Kafkasya, Orta Asya, Güney ve Güneydoğu Asya’ya akmaya devam edecektir.
Bunun neden olduğu siyasi karışıklıklar, dini çatışmalar, terörist saldırılar projenin ilerlemesini ciddi biçimde engelliyor…
*
Bu noktada Çin; en fazla Cumhurbaşkan Erdoğan’ın liderliğinde radikal İslamcıların, Türkiye’yi son büyük İslam imparatorluğunun merkezi olan Osmanlı Devleti gibi yeniden İslam’ın merkezi haline getirmeleri düşünden endişelidir.
Şimdiki Türkiye’nin bu kimliği, militan Uygurların kurduğu İslamcı ayrılıkçı ve terör grubu olan Doğu Türkistan İslami Hareketi’ne esin kaynağı oluşturmanın yanında onlara bir barınak sağlayabileceği anlamına geliyor.
Bu ayrılıkçılar Avrupa’ya girmek için Türkiye’yi transit merkez olarak kullanıyor.
Çin, Suriye krizinin siyasal çözümünde bir an önce tarafların müzakere masasına oturmasına çalışırken,
Türkiye’den transit Suriye’ye geçen ve burada savaşan yaklaşık 5 bin Çinli militan ve bunların Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki varlıklarından büyük kaygı duyuyor.
*
ABD’de “Kuşak ve Yol” projesini engellemek üzere, mesela son yıllarda Güney Çin Denizi’nde bir dizi adımlarla kasıtlı olarak gerginlikler yaratıyor.
Dahası, Dünya’yı iki farklı alana bölmek ya da iki ayrı yönetimin olduğu tek bir dünya oluşturmak,
Bir tarafta ABD’nin yönettiği tek kutuplu bir dünya, diğer tarafta Rusya ile Çin’in çevreleriyle kendi aralarında işbirliği yapan devletlerin dünyasını kurmak,
İki farklı dünya arasında çok az geçişle küresel serbest ticarete, ekonomik küreselleşmeye bir ara vermenin alt yapısını oluşturuyor.
*
ABD’nin geçen 28 Ekim’de BM Güvenlik Konseyi’nden, Birleşmiş Milletlerin Rusya ve Çin’in fiili olarak içinde yer aldığı Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ile çalışmasını reddeden bir karar çıkarması bu amacı güdüyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın küreselleşmeyi önleme politikası eğilimi, uluslararası güvenlik durumuna daha fazla belirsizlik getiriyor…
“Kuşak ve Yol” rotasındaki bütün ülkeler kötü etkileniyor.
Bunlara ek olarak, bölgedeki ticaret ve alt yapı bağlantılarının ilerlemesi ardından ulusötesi hareketler daha sık hale gelecek, bu da sınırları aşan örgütlü ve daha karmaşık suçları da beraberinde getirecektir…
*
O yüzden, girişimin katılımcı ülkelerinin uluslararası terörle mücadele mekanizmalarını güçlendirmeleri, terörizme karşı ortak bir acil sürüm kuvveti ve istihbarat paylaşım platformu kurmaları için güvenlik işbirliklerini yükseltmeleri gerekiyor.
Bu bağlamda Çin, bölgedeki ülkelerle eşitlik ve karşılıklı güven temelinde bir güvenlik düzeni oluşturmak için çalışmayı öngörüyor.
Şanghay İşbirliği Teşkilatı ve Büyük Mekong Alt Bölge Ekonomik İşbirliği Programı da dahil olmak üzere mevcut bölgesel güvenlik işbirliği mekanizmaları geliştiriliyor.
*
Bu noktada Şanghay İşbirliği çerçevesinde Çin ve Orta Asya ülkeleri arasındaki güvenlik işbirliği ve yeni Çin-ASEAN güvenlik işbirliği platformları;
ABD merkezli NATO ve ABD-Japonya-Güney Kore askeri ittifakı gibi güvenlik ittifaklarından farklıdır.
Onlar Batı’nın hakim olduğu küresel güvenlik düzeninin güçlendirilmesi amacını taşıyor.
Ama “Kuşak ve Yol” projesinin kurucusu Çin’in; girişimin sorunsuz ilerlemesi ve bölgesel ülkelerin güvenliğini sağlamak üzere kaçınılmaz hale gelen misyonuyla oluşturulacak ittifak ise;
Küreselleşmeye bir ara veren ABD’nin arzusu hilafına dünyayı gerçekten iki ayrı kutba bölüyor…
*
Bu sırada, Suriye Krizinin siyasal çözümüne engel olduğu için istenmeyen ama ABD için Kafkasya’da, Orta Asya’ da ve Çin’de pek revaçta olan pan-İslamcı ve Osmanlıcı Cumhurbaşkanı Erdoğan,
Başkan D.Trump ile görüşmek üzere Washington’dadır…
16.5.2017
Yazıları posta kutunda oku