MK ULTRA PROJESİ : ELEKTROMANYETİK MİKRODALGANIN VE ZİHİN KONTROL TEKNOLOJİSİNİN ASKERİ KULLANIMI

ELEKTROMANYETİK MİKRODALGANIN VE ZİHİN KONTROL TEKNOLOJİSİNİN ASKERİ KULLANIMI - image001 14

ELEKTROMANYETİK MİKRODALGANIN VE ZİHİN KONTROL TEKNOLOJİSİNİN ASKERİ KULLANIMI

Dr. Armen Victorian

Lobster Magazine’den.

‘Bu zavallı iblisler ıstırap vermeyi ancak ruhunuzu kaybettiğinizde durdururlar.’

Psikotronik Çağ

Eski Sovyetler Birliği, Batı dünyasında psikotronik olarak bilinen, enerji biliminde ve psiko-enerji teknolojisinde uzun bir programlar tarihine sahipti. Son zamanlara kadar, bu teknolojiyi temellendiren başlangiç çalişmalarinin büyük çoğunluğu Batı’da yapıldı ve Sovyetler Birliği’ne kaçırıldı. Yıllarca Batı’nın bilimsel toplumu, Moray, Abrams, Hieronymous, Tesla, Dela Warr, Down ve Reich gibi kişilerin çalışmalarını önemsemeyerek, Sovyetler’e psikotronik silahlardaki durumlarını pekiştirmek için en azından 30 yıllık bir öncelik verdi. Brejnew, 1978 SALT görüşmelerinde, ‘ insan aklının kavrayabileceğinden daha korkunç ’ silahların yasaklanmasını önerdiğinde Başkan Carter’in önerilen şey hakkında bir fikri bile yoktu.

Pandora Projesi

Moskova’daki Amerikan Elçiliği 1960 dan 1965 e kadar orada çalışan Amerikalı personel arasında, Amerikan Elçisi’nin daha sonra ölmesini de içeren, çok çeşitli fiziksel ve zihinsel hastaliga neden olan elektromanyetik ve migrodalganin bir karişimi ile kuşatıldığında, Amerikan yönetimi psikotronik gerçeğine uyandı. Bir zamanlar Savunma Bakanlığı’nın Bilim Danışmanı, şimdi emekli olan, Dr. Stephen Possony bana dedi ki:

‘ Moskova ’daki elçinin ve diğer çalışanlardan bir çiftin, lösemi nedeniyle orada ölmesinden sonra orada ne olduğuna çok dikkatle araşrırmamız için ani bir emir geldi. Dev bir proje yürürlüğe girdi. Bu tümüyle PANDORA Projesi olarak bilinen hale geldi ve bu CIA’ yı, İleri Araştırma Proje Ajansı ( ARPA ) yı, Devlet Departmanı’nı, Donanma’yı ve Ordu’yu da içeren TUMS, MUTS, ve BAZAR Projeleri gibi çok sayıda paralel projeyi ihtiva etti. Bunlar yayılan Sovyet mikrodalgalarının hayvanlar ve insanlar üzerindeki etkilerini incelemek için görevlendirildi. Sonradan ‘ Moskova Sinyaleri ’ olarak adlandırılan elektomanyetik sinyaller, Moskova’daki Amerikan Elçiliği’ni her gün hedefledi. Kısa ‘ S ’ ve uzun ‘ L ’ spektromda bu sinyaller bazıları rastgele olan gelişme örnekleri ile karmaşık modülasyona sahipti. ARPA’nın 20 Aralık 1966 tarihli Çok Gizli notu bu projenin önemini gösteriyor. Tehtidin ne olduğunu belirlemek için Beyaz Saray, Birleşik Devletler Haberalma Heyeti ( USIB ) vasitasiyla, Devlet Departmani, CIA ve Savunma Bakanligi için de bir araştirma çalişmasinin yürütülmesi için direktif verdi. Ulusal Programin koordinasyonu “ TUMS ” kod adıyla Devlet Departmanı tarafından yapıldı. ARPA insan üzerinde düşük seviyeli elektromanyetik radyasyon etkileri bulunan potansiyel tehditlerden birisiyle ilgilenen tüm programın seçilmiş bir kısmında temsil edilmekte ve bunun üzerinde araştırma yürütmektedir. Bu not PANDORA diye adlandırılan bu programdan elde edilen ilk sonuçları özetlemektedir.

1976 yılında Devlet Sekreteri Henry Kissinger Amerika’nın Moskova’daki Elçiliği’ne Moskova Sinyali ile ilgili çalışmaların sonuçlarını özetleyen aşağıdaki telgrafı gönderdi.

Konu: Radrasyon ve Ultra Yüksek Frekans ( UHF ) ve Elektromanyetik Tehlikeler 16 Nisanda AFSA başkani John Hemenway AFSA’nin yönetim kuruluna aşagidaki raporu sunmuştur. 1960 dan başlayarak Sovyetler Birligi Amerika’ nin Moskova Elçilgi’ne akli kaybettirmeyecegi hesaplanan fakat personel üzerinde psikolojik etkilere neden olan yüksek frekansli radrasyon huzmesi gönderdi. Sovyetlerin çalişan personelde ( en azindan 1960 a kadar ) başarmayi hesapladigi etkiler, (A) Kırıklık – keyifsizlik, (B) Sinirlilik – alınganlık, (C) Aşırı yorgunluk – bitkinlik hallerini içermektedir. Bu zamanlarda Sovyetler neden olunan etkilerin geçici olduğuna inandılar. Daha sonra bu etkilerin geçici olmadığı doğrulanmıştır. Böyle radrasyona ve Ultra Yüksek Frekanslı / Çok yüksek Frekanslı ( UHF/VHF ) elektromanyetik dalgalara kesinlikle bağlanan şeyler: (A) Katarakt, (B) Kalp atışını etkileyen kan değişmeleri, (C) Habis urlar (D) Dolaşım proplemleri, ve (E) Sinir sisteminin sürekli gerginlği. Birçok durumlarda, sonraki etkiler ışın verildikten on yıl veya daha uzun süre sonra aşikar hale gelir.

1974 yılında V. P. Kaznacheyev ispat etmiştir ki, ölüm uzak bir mesafeden ultraviyole ışınlar kullanılarak nakledilir. Aynı yılda, bir Çek mühendis, Robert Pavlita böcekleri uzak bir mesafeden psikotronik cihazlkar kullanarak öldürebildiğini gösterdi. Amerikan Haberalma Servisinin raporuna göre Pavlita – güçlü ve kontrol edilemez heyecanlara, hastalık nöbetlerine, felce ve ölüme neden olacak kapasiteye sahip olan biri 320 km. diğeri daha uzun mesafeden etkili olan iki psikotronik silah geliştirdi. O zaman Pavlita’nın psikotronik üreteçlerin yapımı konusunda 30 yılık bir tecrübesi olduğu rapor edildi. Benzer işlerin delilleri Batı’da ortaya çıkmaya devam etti.

1979 yılında değişim programıyla Prag Üniversitesi’nde çalışan bir Amerikalı biyofizikçi fazla bir süre önce dedi ki, “ Benim varmamdan hemen önce bir Doğu Alman yüksek lisans öğrencisi süper iletken dalga klavuzu ( büyük bir hassaslıkla radyodalgalarını hedefleyen ve onları sıraya sokan ve soğutucu bir mahlutla soğutulan bir cihaz ) kullanan bir projede çalışırken öldürüldü. Asıl şaşırtıcı olan bundan sonra olandır. Sovyetler fizik laboratuarının tüm duvarlarını yıktılar, soğutma cihazlarını, dalgaklavuzlarını ve diğer donanım Çek- SSCB sınırı yakınındaki bir kaleye nakledildi ” . Biyofizikçi dedi ki, “ Projeye yardım eden diğer proföserlerden öğrendiğime göre birkaç ay sonra Sovyet bilim adamları bir kilometre ötedeki bir mesafeden keçileri öldürebilmişler ve keçilerin kafasının görünüş açisina bagli olarak iki kilometreden fazla bir mesafeden keçilerde yanlış yönlenme ve kapasite düşüklükleri etkilerine neden olmuşlardır ”.

Sovyet ‘ Ağaçkakan ’ sinyali. ‘ Moskova Sinyali’nden sonra Amerika’da alarma neden olan ve ‘ Ağaçkakan ’ sinyali olarak adlandırılan ikinci Sovyet aktivitesi ilk olarak 1975 in sonlarında keşfedildi. Ülkedeki 21 MHz. de yayın yapan radyolarda toplanabilen bu yüksek frekanslı sinyaller bir ağaçkakanın çıkardığı sesler gibi ‘ tak, tak, tak ’ seslerine haizdi. Bunların kaynaklarının en sonunda Riga, Latvia’daki üç istasyonda izi bulundu. Yayılan sinyaller 7-7,5 Hz olan yerkürenin doğal zemin elektromanyetik alanından 25-30 defa daha kuvvetli olabilmekteydi. Dünyadaki memelilerin beyni tabii olarak 7-7,5 Hz. lik frekansla yüklüdür. Fakat memelilerin %25 nin beyinleri Ağaçkakan sinyallerinin 10 Hz. lik modülasyonlarıyla etkilenebilir. Sıra ile bu modülasyonlar doğrudan insan beynine yollanacak bir mesaj tipini taşimak için adapte edilebilirler. Yayın frekansında olduğu gibi yayınlanan pulsun karakteristiğinde sık sık vuku bulan değişmeler birilerine bunun uzaktan kontrol veya telemetri için kullanılabildiği fikrini verdi. Bununla birlikte Savunma Haberalma Servisi tarafından toplanılan istihbarat gösterdi ki; ‘ Ağaçkakan ’ Sovyetlerin – ufuk – radarı ( OTHR ) üzerindeki geliştirmelerinin ilk teşebbüsleriydi. Ilk radar sitesi 1975 yılında inşa edildi. Atölye testleri başladi ve birkaç yıl sürdü. Elektromanyetik sinyallerin Kutup İyonosferi’nden geçerken zayıfladığı ortaya çıktı. Atılan 10 füzeden, radar yanlızca birkaçının keşfini ( bulunmasını ) garanti eder. ‘ Ağaçkakan ’, daha sonra Bilimsel Araştirma Enstitüsü ( N I I )’nın direktörü olan, baş tasarımcı F. Kuzminsky’nin beyninin ürünüdür. Kuzminsky ile bir teknik bilim danışmanı olan Vladimir Ivanovich Markov arasındaki güç mücadelesi projeyi bir durma noktasına getirdi. Sistemin problemlerini açıkca çözmesine rağmen, Kuzminsky Sovyet rejiminin desteğini almayı başaramadı ve onun sistemi asla tamalanmadı.

‘ Ağaçkakan ’ sistemi üzerine DIA’ nın raporu bir ‘ silahlar sistemi ’ olarak Kuzminsky’nin çalışmasına defalarca atıfta bulunmasına rağmen, şimdi ‘ ağaçkakan ’nın insan beynini bozmak için düşünülerek tasarlanmadığı açıktır. Bunun henüz keşfi üzerine, bunun ‘ dünyanın iklimini kontrol etme veya SSCB dışındaki insanların üzerinde fiziksel ve psikolojik etkiler yaratmak için ’ bir araç olacağı farzedildi.

Benzer mesnetler şimdi Amerika’da Alaska’da inşa halinde olan Amerikan Savunma Bakanlığı’nın HAARP programına atfedilmektedir.

Savunma Bakanlığının Programları

Arkadan yetişmeye çalişan Amerikan Ordusu ve Donanması elektromanyetik, mikrodalgalar, radyo frekansları v.s. üzerine yoğun araştırma programları başlattı. Bu programların çoğu çok gizliydi ve hala öyle olmaya devam ediyor. Başlangicta gizli olmayan bazı bölümler 1970 lerin sonunda gizli hale getirildi. Bu programlarla ilgili alanlar nerede ve ne zaman varsa CIA oraya ayağını bastı ve bunları fonlayarak araştirmanin boyutlarını genişletti ve sonuçlarını paylaşti. Kamu tarafindan yapilacak soruşturmalari önleyecek kanunlar getirildi. Bu programlarla meşgul olan akademik elemanlarin üniversite yetkilileri tarafindan sorgulanmasi önlendi. Egitim değerleri ve ahlak yersiz hale geldi. Benzer bir durum bazı İngiliz Üniversiteleri’nin kampüslerinde de görüldü. Bazı deneysel programların sonuçları şok ediciydi. Çeşitli askeri ve haberalma kuruluşlarının iyonlaştırmayan radyasyonun ve mikrodalgaların insan üzerindeki mümkün zaralı etkileri konusunda şüpheleri vardı. Savunma Haberalma Servisi, CIA ve Ordu, eski Sovyetler Birliği tarafından yapılan ilerlemeleri ve onların uydularını yıllarca gözlüyordu. Elektromanyetik Frekanslar ( EMF )’nin ve mikrodalgaların zaralı etkileri üzerine istihbarat raporlarına rağmen, onlar gerçekleri kendileri tesbit etmeye çalışmaya karar verdiler. PANDORA Programı neticede bir atlama taşiydi.Genişletilmiş deneyler anlaşma yapilan müteahhit kuruluşlar vasitasiyla veya kendi laboratuarlarında Ordu’da, Donanma’da, Hava Kuvvetleri’nde ve CIA’ da gerçekleştirildi.

Müteahhitler onlara gönülsüz insan deney standını tedarik ettiler. Bazı askeri anlaşmalar oldukça tehlikeli çevrelerdeki çalışmaları ihtiva etti. Bazıları hala böyle devam etmektedir. Bazı zamanlar, onların çalışanları bunun farkına vardılar ve hala bunun devam etmesine izin veriyorlar. İki ana sebep vardı: ( a ) karlı anlaşmanın maddelerine razı olmak; ( b) radyasyonun insan üzerindeki etkileri hakkında veri toplamak. Seneler sonra habersiz kurbanlar tarafından getirilen davaların bolluğu bir kez daha ciddi soruyu seslendirdi: son, araçların suçsuzluğunu ispatlayacak mı? Hepsinden sonra, çeşitli durumlarda sorumlu olanlar gerçekten elektromanyetik alanın zararlı etkilerinin farkına vardı ve hala gerçekleri kurbanlarından ve çalışanlarından kasden gizlediler. Birçok hayat kaybedildi, henüz kuruluşlar ve onlarin müteahhitleri tarafindan hiçbir sorumluluk kabul edilmedi.

Amerikan Ordusu’nun elektromanyetiğe olan ilgisi iyi tayin edilmiştir. Üç- Servisli Elektromanyetik Danışma Paneli ( TERP ) Amerika’daki üç askeri servisin hepsinin ilgilerini temsil etmektedir.

TERP’in 1990 durumları ile ilgili anlayışını gösteren notu: AMAÇ:

Bu Üç – Servisli Panel, İyonlaştırıcı olmayan Elektromanyetik Radyasyon ( EMF )’ nin insan üzerindeki biyolojik etkileri üzerine yürütülen araştirma ve geliştirme çalişmalarini yapan ve herbirinin genel ve kendisine özel gereksinmeleri olan askeri bölümlerin çalişmalari arasinda görünür ve etkili bir koordinasyon saglamak için yeniden yapilandi ve imtiyaz verildi.

AMACA AİT:

a. Üç askeri bölüm için ortak olan iyonlaştırmayan elektromanyetik radyasyonun biyolojik etkilerini ilgilendiren tıbbi araştırma ve geliştirme çalışmalarını ve her ayrı bölümün göreve özel ihtiyaçlarını, teşhis etmek ve periyodik olarak gözden geçirmek.

b. Askeri operasyon kuvvetlerinin, sistem geliştiricilerinin ve askeri bilimsel ve teknik toplulugun ihtiyaçlariyla ilgili tibbi araştirma ve geliştirmeleri teşhis etmek.

c. İmkanların, malzemenin, personelin ve ihtiyaç duyulan araştirma ve geliştirmenin zamanında ve etkili bir şekilde tamamlanması için ayrılan fonların koordinasyonu.

d. İyonlaştırmayan elektromanyetik radyasyonun insan üzerindeki etkileri üzerine devam eden araştırma ve geliştirmelerin bütün yönleri üzerine servislerarası bilgi değişimini sürdürmek için işlemleri geliştirme.

e. Üç askeri bölüm ile diğer servisler tarafından bu alanda yapılan araştırma ve geliştirmelerin koordinasyonu için işlemler geliştirmek. TERP, Ordu, Donanma, Hava Kuvvetleri ve Deniz Şirketleri tarafından seçilen asker ve sivilllerden oluşan üç full-time gruptan müteşekkildir. Panel daha ileri tavsiye ve gelişmeler için bilimsel toplumun temayüz etmiş üyelerini düzenli olarak davet eder. TERP Savunma Sekreterliği Dairesi ( OASD )’ nin içindeki diğer dairelere istişare heyeti olarak hizmet verir. TERP araştırmalarını orduyla sınırlandırmaz, ulusal araştırmalara karşı da aktif bilgisi vardır. TERP’in araştirmasi 1990’ da geniş bir alani kapladı. Örneğin, Ordu’nun nükleer olmayan elektro-manyetik pulsların bioetkilerine ilgisi şu gibi alanlarda çalışma ve araştırmayı başlatmıştır:

İnsan dozimetrisi ve maksimum yüksek pulslu elektromanyetik alanların biyoetkileri, ve çevresel nükleer-olmayan elektromanyetik hasar veri tabanının gelişmesi.

Bunları başarmak için böyle alanların insanlar üzerinde sahip olduğu etkileri öğrenmek hayati önemdedir. Şimdiden hem Avrupa’da hem de Amerika’da çok sayıda sivil bu alanda yapılan gizli deneylerin hedefleri oldular, fakat onlar kendilerine yapılan bu yanlış muamelenin kaynağını teşhis etmekte başarısız kaldılar. Bunların kendi politikacılarından ve Uluslararası Af Örgütü ve İşkence Kurbanlarının Himayesi için Tıbbi Kurum gibi değişik uluslararası kurbanları destekleme kuruluşlarindan destek almak için sarfettikleri çabalar bir sonuç vermedi.

Amerikan Hava Kuvvetleri * Milimetre dalga sistemi ile oluşturulan gözle görülebilir hasarlar * Alçak mikrodalga bölgesinde ( S bandında ) ki Yüksek Güçlü Mikrodalganın Biyoetkileri, üzerine araştirma yürütmekteydi. 27/28 Şubat 1987 de, Teksas, Brooks Hava Üssü’ndeki Hava Kuvvetleri, Hava ve Uzay Tıbbi Okulu’nda devam eden Üç – servisli Elektromanyetik Radyasyonu İstişare Paneli ( TERP )’in tutanakları davranış kontrolüne verilen önemi gösterdi. Sayfa 2 de şunları buluruz: ‘ Walter Reed Army Araştirma Enstitüsü ( WRAIR ) deki Radyo Frekansi Radyasyonu ( RFR ) davraniş programi yüksek öncelikle müteala edilir.’

Her askeri servis tarafından Los Alamos, Lawrence Livermore’da Sandia Laboratuarı’nda gelitirilen, Yüksek Güçlü Mikrodalga ( HMP ) nin kullanılması herkesin bildiği bir şeydir. 10-13 Şubat 1986 da yapılan TERP toplantısıyla ilgili 18 Mart 1986 tarihli bir mektup işaret etmektedir ki, ‘ Ordu, Sandia Laboratuarında geliştirilen 2,5 GHz.lik bir sistemin 3 Mart 1986 da teslimini isteyecektir.’ Yine aynı mektup işaret etmektedir ki, ‘Biyoılojik çalışmalar göz, kalp ve davranış üzerinde ısrarla duracaktır.’ Savunma bölümü bu alandaki tıbbi araştırmaların peşini bırakmamaktadır. TERP’in 1 Mayıs 1989 tarihli toplantı tutanakları, yararlanabilirlik, hayatta kalabilirlik ve Elektro-manyetik Işinlarin Etkileri Üzerine ‘ herhangi bir tıbbi kriterin ’ araştirmanin neticesinde nihai rolü rolü oynamasini tavsiye etmektedir. Amerikan Donanmasi servislerin en ilgilisi gibi görünmektedir. Donanma Araştirma Bakanligi Dairesi ( OCNR ) tarafından verilen elektromanyetik dalgaların biyolojik etkileri üzerine programların listesi muazzamdır. Nisan 1989 da yalnızca fihrist beş ciltten oluşuyordu.

Bu programlar, – Çok Düşük Frekans ( VLF ) li ve Çok Yüksek Frekans ( VHF ) li yayinlarin absorbiyon oranlarini tayin etmek için vücut akiminin kullanilmasi, manyetik alanlarin biyolojik etkileri, etkili elektromanyetik alan gözetiminin geliştirilmesi ve elektromanyetigin genler ve DNA üzerindeki etkilerinden, Elektro taşima – elektroportation – ( teleportation kelimesiyle anlamdaş bir kelime ) gibi bilim kurguya benzer mevzulara kadar degişmektedir. Bilimsel bir degeri bulunmayan bu çalışmaların maksatları ve sonuçları saldırı amacıyla kullanılmak üzere modifiye ( tadil ) edilirse bunun korkutucu neticeleri olabilecektir. Elektromanyetik Alan ( EMF ) teknolojisinin avantajını kullanarak, değişik haberalma servisleri müthiş yetenekler geliştirdiler. NSA, EEG den celbedilen potansiyeli uzaktan izlemek için geliştirilen teknolojilere büyük ilgi gösterdi.Böyle bir teknoloji geliştirilmeli mi, hedeflenen bir bireyin EEG si kodlanmalı mı? Bu gizli servise yalnızca hadeflenen bireyin düşünce işlemlerinin çalışması imkanını vermekle kalmayıp aynı zamanda bu hedeflerin karar verme işlemlerinin düşünce örneklerini de etkileyebilir. Halihazırda ön ilerleme yapıldı. Konuşma güçlerini kaybetmiş olan, zihnine tesir edilmiş kurbanlara yardim etmek gayesiyle, Missuri Üniversite’sinden bir noropsikolog olan Dr. Donald York ve bir konuşma patolojisti olan Dr. Thomas Jensen özgün beyin dalga örneklerindeki 27 kelime ve heceyi teşhis etmeyi ve kodlamayi başardilar. Onlar, 40 kurbanda, bu EEG örnekleriyle hem konuşulan kelimeler hem de sessiz düşünce kelimeleri arasindaki karşilikli ilişkiyi kurabildiler. Onlar beyin dalga lugatiyla bir bilgisayar programi yaptilar.

Uzaktan Görüntüleme programlarının tepesinde bulunan, CIA, Ordu ve DIA gibi birkaç haberalma teşkilati uzaktan izleyen kişilerin EEG leri üzerine yoğun çalışma başlattılar. Fikir, gözleyen kişiler tarafından bilginin nasıl elde edileceğini ve işlemin tersine çevrilmesiyle, gözleyene verilen bilgilerin hedefi etkilemek için ona (hedefe ) geçirilip geçirilemeyeceğini tahkik etmeye çalışmaktı. Los Alamos Ulusal Laboratuarı ( LANL ) bu alanda geniş araştırma programları yürüttü.

Modern elektromanyetik saçılma teorisi, insan beyni vasıtasıyla saçılan çok kısa pulsun, merkezi sinir sisteminin canlanma ( uyanma ) derecesinin güvenilir bir hesabını yapmak için kullanılabilecek yansıtılan sinyallerle sonuçlanabileceği, ümidini uyandırmaktadır. Bunun gerisindeki kavram; “ Uzaktaki EEG ” hareket potansiyellerini veya daha büyük sinir sistemi bölgesindeki hareket potansiyelleri topluluğunu saçmalıdır. Maharetlerimizin nasıl tesir bıraktıklarını ve nasıl hatırlandıklarını anlayacağımızı varsayarak bu kavramı bir adım daha ilerletmek ve diğer bir bireyde bulunan bir deneyimi kopyalamak mümkün olabilir. Bir “ oradaydı – bunu yaptı ” bilgi tabanı sağlama ümidi, uzmanlık eğitimi için bizim yaklaşımımızda devrimci bir değişim temin edebilir. Başarının pekişmesi zihni ürkütecektir. Son yıllarda, öldürücü olmayan silahlar kavramıyla birleşen çok sayıda zihin kontrol programları geliştirildi. Böyle bir rol için adaylar arasında bulantıya, kusmaya ve karnında spazma neden olan Çok Düşük Frekans ( VLF ) ile ve Radyo Frekansı ( RF ) ile birleşen infrases silahları vardır. 1969 a kadar Fort Believer, Virginia’daki Amerikan Ordusu Hareketlilik Donanım Araştırma ve Geliştirme merkezi infrasonik sistemlerin insan üzerinde sahip olabilecekleri etkilerini detaylandırdı: Bu etkiler sinir sisteminin bozulmasından ölüme kadar uzanmaktadır.

Kayıtlar göstermektedir ki Los Alamos Ulusal Laboratuarı 1994 te Amerikan ordusu Araştırma, Geliştirme ve Mühendistlik Merkezi ( ARDEC ) in destegiyle Migrodalga silahların tasarımı ve yapılması üstüne bir araştırma ve geliştirme programı yürüttü.

Bu silahlardan bazıları evvelce Amerikan servisleri ve bölümleri tarafından Amerika’da ve İngiltere’de gizli olarak kullanılmış olabilir.

Bundan başka, akustik ( ses ) jeneratörleri ( personele karşi ve malzemeye karşi), yüksek güçlü mikrodalga jeneratörler, sinir gerici ve telsiz sersemletici teknolojiler için Bilginin Hareket Özgürlügü dilekçelerimden, 1994 yılından beri cevaplandırılmayan, bir tanesine Amerikan Savunma Departmanı’ndan son zamanlarda gelen bir cevapta araştirdigim bilginin şimdi, daha önceden bilnmeyen, Öldürücü Olmayan Silahlar Müdürlügü’nün sahasında olduğu konusunda aydınlatıldım.

16-17 Kasım 1993 te Amerikan Savunma Hazırlık Derneği’nin desteğiyle, Los Alamos Ulusal Laboratuarı tarafından organize edilen gizli bir konferansta, aşagidaki konuşmacilar yeni – öldürücü olmayan silahlar kavramının bir bölümü olarak zihin kontrolünün değişik konuları üzerinde makaleler sundular:

Dr. George Baker ( Savunma Nükleer Ajansı – – şimdi Savunma Özel Silahlar Ajansı, DSWA ): Radyo Frekans Silahları – – çok çekici bir öldürücü olmayan tercih…

Dr. John Derring ( Bilimsel Uygulamalar Araştima Birligi – – SARA ): ‘ Akustik Teknolojisi ’.

Dr. Clay Easterly ( Oak Ridge Ulusal Laboratuarı: ‘ Aşiri Düşük Frekans ( ELF ) Alanlarinin öldürücü olmayan silahlara uygulanması ’

Ms. Astrid Lewis ( Birleşik Devletler Ordusu Kimyasal Araştirma ve Geliştirme Amiri ) ‘ Kimyasal / Biyolojik Anti-Terorizm’.

Birleşik Krallik’ta savunma meseleleriyle ilgili mikrodalga çalışmalarında rol oynadı. Kraliçe Elizabeth Koleji’nden Profösör E. H. Grant ve Dr. R. J. Sheppard bu alanda çalışıyordu. Grant Amerikan Hava Kuvvetleri, Sheppard ise Donanma tarafından tayin edilen çok sayıda iş yaptı. Grant, NATO İleri Araştırma Grubu’nda şef bilim adami olarak çeşitli konferanslar verdi. 1983-4 süresinde Sheppard, Amerikan Hava Kuvvetleri, Toory Araştirma Istasyonu ve GEC. Ltd. Şti. ile çalişiyordu. Savunma meselelerinde pulslanmiş mikrodalgaların kullanışı ile ilgili mevcut programlar hakkında Genel Haberleşme Karargahı ( GCHQ ) na sorduğum sorular, uzun bir aradan sonra, böyle programların çeşitli üniversitelere teslim edildiği ve GCHQ’ nun bu konularda bağımsız hiçbir araştırma yürütmediği konusunda beni aydınlatan Vthe Yabancı ve Memleket Halkı Dairesi ( Vthe Foreign and Commonwealth Office ) tarafından cevaplandırıldı. Birleşik Krallık’taki Amerikan Üslerindeki Cruise mevzilerinin tepesinde Greenham Commen’da barış mücadelelerini silme, kadın barış mücadelecileri Amerikan Üslerinin dışında bir dizi barışcıl protesto eylemi gerçekleştirdiler. 1985 in sonunda Greenham Common’ daki barış kampında yaşayan kadınlarda – değişik baş agrilari, menapozdan sonra zamansiz adet kanamalarindan – geçici felç nöbetleri ve hatalı konuşma koordinasyonuna kadar gelişen alışılmamış hastalık örnekleri görülmeye başladı. İki tane de erken bebek düşürme olayı – beşinci ayda – görüldü, elektromanyetik biyolojik silahların kullanıldığı şüphesiyle, yardım aradılar. Elektronics Todey dergisi birçok ölçüm yaptı ve raporu Aralık 1985 de yayınladı. Raporun sonucu şöyledir: Geniş alanlı bir sinyal güç ölçeri ile yapılan ölçümler, hastalık etkilerine maruz kaldıklarını iddia ettikleri bir zamanda, kadın kamplarının birisinin yakınında zemin sinyal seviyesinde önemli bir artış olduğunu göstermiştir.’ Kadınlar gürültü yaptıkları ve karışıklık çıkardıklarında, sinyallerin aniden yükseldiğine işaret edilmiştir.

10 Mart 1986 tarihli Guardian’ da ‘ Barış Kadınları Üs ’de elektronik silmeden korkuyorlar, Gareth Parry demektedirki, Amerikan Ordusu’nun ( Greenham Common’da ), çitin çevresinin yakınında hareket eden bir insanın vücudundan radar dalgalarını sektirmek için oldukça yüksek bir frekansta çalışan, Üs Tesisi Emniyet Sistemi ( BISS ) oarak adlandırılan rahatsız edici bir dedektör sistemi vardır. Amerikan Temsilciler Meclisi Tahsisatlar Komisyonu’nun 1985 yılı için Askeri İnşaat Altkomisyonundan önceki bir oturumda, General Schnidel Greenham Common’da mikrodalga teknolojisinin kullanılması ihtimalini ima etti.

‘ Bizim operasyon mefhumumuz üsde bulunan en yüksek değerli kaynakları korumaktır… Biz, garnizonda ve savaş zamanında tesisat mevzilendirildiği ve operasyonel hale getirildiği zaman bunun emniyetini sağlayacak bir takım anlayışına sahibiz… Sistemin gereksinilen algılayıcılar, çitler ve ışıkla tamamen techiz edilmediği durumlarda insanlar bunun yetersizliğini telafi etmek için görevlendirilecektir.’ ( eklenen şiddet )

Mikrodalga emniyet sisteminin yerleştirilmesinden sonra, tesisi korumakla görevli Amerikan personeli sayisinda önemli bir azalma oldu. Bu emniyet yayilmasinin ölçüsü daha sonra Hava Kuvvetleri Karargahı Departmanının 501. Güvenlik Polis Grubunun yıl sonu raporu vasıtasıyla dolaylı olarak teyit edilmiştir: ‘ Geerham Common nizamnamesi tatbik edildi, süper çitler inşa edildi… ( eklenen şiddet )

Greenham kadınlarının bir mikrodalga silahıyla mı hedeflendikleri yoksa mikrodalga emniyet çitine uzun süre yakın durmaları nedeniyle mi radyasyona maruz kaldıkları açık değildir. Fakat Greenham’daki Amerikan yetkilileri böyle bir çitin tehlikelerine karşi protestoculari uyarmadiklari için ayni şey çok sik görülmeltedir. Iyonlaştirmayan radyasyonun insan üzerindeki etkileri Amerikalı yetkililer tarafından iyi bilinmektedir.

Uzun yıllar barış mücadelesi yapan ve Greenham Common’u sık sık ziyaret eden Kim Besly 30 Ekim 1986 tarihinde yazılan elektromanyetik radyasyon üzerine raporun sonucunda sordu, ‘ Biz “ çirkin bir kanıt ” için üç nesil beklemek zorunda mıyız? ’

Peace ve Emergengy’ den Liz Westmoreland son zamanlarda bana Greenham Common’dan birkaç kadın barış mücadelecisinin değişik kanser tiplerinden ıstırap çektiklerini söyledi. Amerika’nın soğuk savaştaki bir muhalifinden ögrendiği dersi en yakın müttefiklerinden birisinin vatandaşlari üzerine geçirmiş olmasi mümkün mü?

Sessiz ses- Birçok kişinin işitmesi için beyinde sesler yani elektronik teknolojisinin yardimiyla insan zihnini degiştirme ve/veya etkileme teknolojisi, batıdaki özellikle Amerika’daki askeri ve haberalma teşkilatlari tarafindan yürütülen çeşitli projelerin ve programlarin konusu olmuştur. İşte bazı örnekler:

Psiko – Akustik Projektör

Yaygın olarak bu açıklama mücadele durumları sırasında, düşmanda işitsel psikolojik karışıklıklar ve kısmi sağırlık üretmek için bir sisteme yöneltilir. Esasen yüksek bir yönlendirilmiş huzme farkli güç çeviricilerin birlikteliginden yayilir ve bir gürültü, şifre veya konuşma vuru sinyaliyle tadil edilir. Buluş degişik biçimleri faydalı kılabilir, bir araca monte edilen hareketli yayıcıları ve tesbit edilmiş bir frekansa göre akustik huzmesini tadil etmek için kullanılan vasıtaları içerebilir.

Şuur Degiştirme Için Metodlar ve Sistem

Savunma Departmanı değişik projeler ve programlar vasıtasıyla evvelce bu teknolojiyi kazanmıştı. Böyle bir programdan hülasa: ‘ insan şuurunun durumlarini degiştirmek için bir sistem; katli dürtülerin, tercihan degişik frekanslara ve dalga şekillerine haiz seslerin eşzamanli uygulanmasini içerir ’ demektedir. Bir diğerinden: ‘Araştirmacilar, hususi beyin dalga ritimleri göstermek ve bu vasitayla bireyin şuur durumunu degiştirmek için beyni tahrik etmek için bir sistemler çeşidini kurdular’.

Sessiz Şuuraltı Mesajları

Dr. Oliver M. Lowry, Amerikan Yönetimi için askeri ve haberalma dünyasında Sessiz Ses Yayılma Spektrumu ( SSSS ), bazen de SQUAD olarak adlandırılan değişik gizli projeler yaptı. Sistem Irak’ a karşi mevzilendirildi. ‘Esir alınan ve firar eden Iraklı askerlerin söylediklerine göre, en fazla harap eden ve en fazla moral bozan programlama, ultra – yüksek – frekanslı, “ Sessiz Sesler ” veya “ Sessiz Şuuraltilar ” olarak bahsedilen şuuralti mesajlarin yeni ileri teknoloji tipinin bilinen ilk askeri kullanımıydı. İnsan kulağına göre tamamen sessiz olmasına rağmen, Psikolojik Operasyon ( Psy Ops ) psikologları tarafından işitsel programlamanın yanında bulunan bantlara yerleştirilen olumsuz ses mesajları, Iraklı askerlerin şuuraltı zihinleri tarafından açık olarak algılandı ve sessiz mesajlar onların moralini tamamen bozdu. Onların zihinlerine sürekli bir korku ve ümitsizlik duygusunu tamamen yerleştirdi.

Oliver Lowry bu sistemin daha teknik tanımını kendi patetinden veriyor:

‘ İçinde işitsel taşıyıcılar olmayan, çok düşük veya çok yüksek ses frekansı sahasında veya komşu ( bitişik ) ultrasonik frekans spektrumunda, bir sessiz iletişim sistemi arzulanan bilgi ile yükseltilir veya frekans modülasyonuna ( tadilatina ) ugratilir ve beyinde tahrik için akustik olarak veya titreşimle yayilir. Tadil edilen (modulasyona uğrayan ) taşıtıcılar gerçek zamanda doğrudan nakledilirler veya dinleyici için tehir edilmiş veya tekrarlanan yayınlar için, mekanik, manyetik veya optik ortamlarda uygun şartlarda kaydedilir veya saklanır.’

Özel bir dalga şekliyle modulasyona ugrayan ( tadil edilen ) 100 ile 10.000 Mhz. Aralığındaki mikradalgalarla kafayı ışınlayarak, bir insanın kafasında ses hasıl edilebilir. Dalga şekli frekans modulasyonlu patlamalardan ibarettir. Her patlama, birbiriyle çok sıkı gruplanmış on ya da oniki taneden oluşan muntazam sirali pulslardan tertip edilmiştir. Patlama genişligi 500 nanosaniye ile 100 mikrosaniye arasindadir. Puls genişligi 10 nanosaniye ile 1 mikrosaniye sinirlari içindedir. Patlamalar, kafasi işinlanan kişide işitme meraki uyandirmak için ses girdisiyle sik sik module edilirler.

EEG Klonlama

Korku ve zihin kontrolu teknolojisindeki en son gelişme, hedeflenen herhangi bir kurbanin veya gruplarin zihninin kontrolu amaciyla insan EEG sin i klonlamadir. Güçlü bilgisayarlarin kullanilmasiyla öfke, aci, endişe, küçümseme, ümitsizlik, dehşet, sikinti, kiskançlik, korku, hayal kirikligi, keder, günahkarlik, kin, ilgisizlik, kizginlik, merhamet, hiddet, pişmanlik, gücenme, üzüntü, utanç, garez ve terörü içeren insani duyguların kısımları teşhis edilmiş ve ‘ duygu imza kümeleri ’ olarak EEG den ayrılmıştır. Bunların ilgili frekansları ve genlikleri ölçülmüştür ve sonra muayyen frekans / genlik kümesi sentezlenip ve diğer bir bilgisayarda biriktirilmektedir. Bu olumsuz duyguların her biri uygun bir şekilde ve ayrı ayrı etiketlenmektedir. ‘ Bunlar daha sonra Sessiz Ses Taşiyici frekanslara yerleştirilir ve diger bir insanda bazi temel duygularin ortaya çikmasi için tetiklenecektir.’

Kafasında sesler duyduğunu iddia eden, birçok zihin kontrol kurbanının psikiyatrik yardıma ihtiyaç duymasına yol açılmıştır. Fakat eldeki kanıt ‘ kafada sesler ’ üretmek için gerekli teknolojinin mevcut olduğu fikrini vermektedir. Benim burada tanımladığım şey muhakkak ki ordunun geliştirmiş oldugu veya halen geliştirmekte oldugu şeylerin bir kismidir.

Her akılı insanın uyandırılması ve gerçeklerin teslim edilmesi bizim için önemlidir. Gerçek ‘ Mançuryalı Aday ’ çağı şimdiden buradadır. Verdiği destekler ve deneme yazısında yer alan bazı bilgiler için, Resonance’den Judy Wall’a teşekkür ederim. Zihinleri degiştirmek için ön lop lobotimisini tatbik eden ilk kişi Dr. Walter Freeman’dır. Freeman 3.500 den fazla lobotomi yürütmüştür. Lobotomi, bugün hala geniş ölçüde İskoçya’da ve İsveç’te kullanılıyor. Bilhassa V. P. Kaznachayev ve arkadaşları, ‘ İki Hücre Grubu Arasında Görülür Bilgi Aktarımı ’, Psiko-enerjik Sistem, Cilt 1, Aralık 1994 ve ‘ İki Doku Kültüründen Oluşan Bir Sistemde Farklı Hücrelerarası Etkileşimler ’ , Psiko-enerjik Sistem, Cilt 1, Sayı 3, Mart 1996. Ölümcül Olmayan Silahlar kavramının kurucusu olan John Alexander’ın da bu konuya ilgisi kuvvetlidir. Uzak mesafeden hastalığa neden olan imkanları inceleyen, değişik Amerikalı araştırmacılarla yaptığı kaydedilmiş konuşmalarından bazıları, benim Savunma Haberalma Servisi Raporum, DST-1805-387-75, ‘ Sovyet ve Çekoslavak Parapsikoloji Araştirmalari ’,1988 de verilmiştir.

4 The Atlantic, Cilt 259, Mart 1987, sayfa…

Ticari radyo sistemlerinin yayınlarını bozan güneş lekelerinin faaliyete geçtiği onbir yıllık güneş döneminin başlangıcında çalıştırılmaya başlanan ‘ Ağaçkakan ’ sinyalleri kendi zirve noktasındadır. Bunun, ‘ Ağaçkakan’ı güneşin bu faaliyeti ile gizlemek için Sovyetler tarafından yapılan bir teşebbüs mü yoksa Ağaçkakanın etkilerini arttırmada güneş faaliyetinin katalizör rolü mü oynadığı bilinmemektedir.

5 Savunma Haberalma Servisi Raporu, Sovyetler Birliği; Askeri İşler, 3 Mayıs 1991, F. C. Judd, ‘ Rus Ağaçkakanı: Bu soyu tükenmiş bir tür mü oldu?’ Short Wave Magazine Mart 1991.

Lawrence Livermore Ulusal Laboratuarları ( LLNL )’in bu programının bazıları insan zihnini etkileyen öldürücü-olmayan silahların geliştirilmesi için sarfedilen gayretlerle daha uyumlu olduğu görünse bile, acayip bir şekilde, LLNL’nin de ‘ Ağaçkakan ’ ismi verilmiş bir programi vardir. ( Lawrence Livermore ile muhtelif muhabereler Ingiliz Ordusu’nun üniversitelerdeki faaliyetleri üzerine daha fazla bilgi için Kampüs Bağlantısı- – Kampüste Askeri Araştirma, Rob Evans, Nicola Butler ve Eddie Gonsalves, Ögrenci Kanada, Londra 1991 – -’na bakın.

Pensacola, Florida’daki Donanma Uzay ve Hava Tıbbi Araştırma Laboratuarı, Clam Lake’te SANGUINE Projesi’nde gerçekleştirdikleri deneyler sonucunda, SANGUINE anteninin, 45-75 Hz. araligindaki aşiri düşük frekansli alanin manyetik bileşenine maruz kalmanin aşiri alkol tüketiminde karşilaşilana benzer bir strese yol açtigini tespit etti. SANGUINE Projesinde yapilan ölçümler Amerikan Donanmasi tarafindan bu makalenin yazarina verildi. Robert Becker, Cross Currents, Jeremy P. Tarcher Inc., Los Angeles, USA, 1990, sayfa 202 ye de bakın. Benim Open Eye sayı 3, 1995 te yayınlanan ‘ Robert Strom’un Öldürülmesi ’ isimli yazıma bakın. Strom’un hikayesi, 5 Mart 1989 da David Aummel tarafından yapılan CBS haberlerinin ‘ Altmış Dakika’sında, ‘Strom Boeng’e karşi’ da verildi. TERP kurulduğu zaman 21 Temmuz 1980 tarihli ilgili muhtıra, askeri temsilciler tarafından imzalandı.

Uluslararası Af Örgütü’nün Merkezi ve İşkence Kurbanlarının Himayesi için Tıp Kurumu ( the Medical Foundation For the Care of Victims of Torture ) ile olumlu sonuçlar vermeyen mektuplaşmalarimiz oldu. Arşivimde, elektromanyetik araçlarla günlük işkencelere maruz kalan ve bazi durumlarda hala bu işkencelere maruz kalmaya devam eden, üstün zekali bazi kişilerin dosyalari vardir. Bugüne kadar hiçbir organizasyon bunun sorumlulugunu kabul etmemiştir. Bunlarin kötü hali hiçbir kurbanlara destek organizasyonu tarafindan dinlenmemiştir.

TERP’in toplantı Raporu, 1 Mayıs 1989

İyonlaştırmayan Elektromanyetik Radyasyonun Biyolojik Etkileri, cilt XII, sayılar 1 den 5e , Aralık 1988; Donanma Araştirma Başkanlığı Dairesi, Arlington,Virginia, Nisan 1989 da yayınlandı.

Bir bilim-kurgu tipi proje örneği, 441k708-04 Proje kodludur.

Elektronakil ( Elektroportation ): Temel Mekanizmanın Teorisi – İlerleme: nicel teori, iki tabakalı zarın büyük elektrik pulsuna bağlı olarak tersinir elektriksel çöküntüsünü ve küçük pulsa bağlı olarak yüklerin alıkonması ile pasif yüklenmesini başarıyla tanımlar.

Bir nükleer araştirma merkezi olan Lawrence Livermore Ulusal Laboratuarlarındaki bilim adamları, böyle şeylerden nükleer silahın enerjisini tutabilen ve bunu elektromanyetik spektrumun daha düşük ucunun seçilme kısmına odaklayabilen ve bu enerjiyi düşmanın beynini etkilemek içn kullanabilen beyin bombaları olarak söz etmektedir. Düşünce düşman askerlerine kendi izlerini ziyaret ettirecektir. ‘ The Atlantic, cilt 259, Mart ’

‘ Bir İnfrases Sistemi ’ , B. D. Ordu Hareketlilik Donanım Araştırma ve Geliştirme Merkezi, Fort Believer, Va, 1969. ‘ Etkiler İnsan ’ bölümüne bakın.

Yakında çıkacak olan kitabı, Gelecek Savaş’ta – öldürücü olmayan silahlar kavramının destekçilerinden, önde gelenlerinden ve kurucu babalarından birisi olan – John Alexander bu yıkıcı silahların iktisabını ve mevzilendirilmelerini meşrulaştırmak için çalışmaktadır. LA-CP-94-0061, Mikrodalga Silah Tasarım ve İcra Zarfı; B. D. Ordu Araştırma Geliştirme ve Mühendislik Merkezi ( ARDEC ), Picatinny Arsenal, New Jersy – tarafından desteklenen iş.

Yüksek Güç Mikrodalga Teknolojisi Konferansı ( Harry Diamond Laboratuarı, Aldephi, Maryland, 1-3 Mart 1983)’na sunulan LA-UR-83-150, ‘ Los Alamos Ulusal Laboratuarı’nda Mikrodalga İle İlgili Çabalar ’

Deniz Kuvvetleri Sistemler Komutanlığı vekili William A. Longwell’den yazara gelen ve 1994 te dosyalanan bir istekle ile ilgili 2 Ekim 1997 tarihli mektup. Inside the Air Force’daki ‘ öldürücü – olmayan Teknolojilerdeki önceliği tayin etmek için Pentagon: Hava Kuvvetleri programları, tedarik ve politika oluşturma üzerine gizli haftalık rapor-Cilt 5, sayı 15, Nisan 1994e bakın. Grant, sağlık için tehlike yaratabilecek yerlerde mikrodalga kulesinin yerleştirilmesine müsaade etmek için Manchester Şehir Konseyi tarafından verilen red cevabına karşı 1971 Şehir ve Kır Planlama Hareketi altındaki başarili temyizinde Mercury Haberleşme Ltd. Şirketi’nin başlica bilimsel şahidiydi. FCO’dan yazara mektup, 1993

Donanma Satıh Silahlar Merkezi, USN’de çalışan bir bilimadamı olan Eldon Byrd, mikrodalganın etkileri üzerine 1986 da verdiği bir konferansta şunları söyledi: ‘ Biz dokuların, hücrelerin, organların ve bütün organizmanın davranışını değiştirebiliriz… Laboratuar hayvanlarında altı kat daha fazla cenin ölümlerine ve doğum kusurlarına neden olabilirsiniz ve bu manyetik alanlar öyle zayıftır ki bunları güçlükle sezebilirsiniz… Genetik mühendisliği yapmak için sık sık uygulanan mikro-cerrahi teknikleri olmaksızın, ELF ( aşırı düşük frekans ) li zayıf manyetik alanlarla genetik mühendisliği yapabilirsiniz. İnsan hücrelerinde ölümcül hastalıkların nasıl hasıl edildiği ve bunların nasıl iyileştirildiği bilinmektedir. İnsanın beyin dalgalarını bir odanın içinde çok düşük bir manyetik alanla dolaştırabilirsiniz.’ Yazar’ın mülkünde teybe kaydedilen konferanslar

Ön Rapor-Arka plan malumatı

Mikrodalga / Elektromanyetik Kirlilik: az bilinen bir tehlike

Ekim 1986, güncelleştirilmiş Haziran 1988

Besly 1996 da kanserden öldü.

30 Psiko- Akustik Projektör, Patent 3, 566,347, B. D. Patent Dairesi, 23 Şubat 1971

31 32 33 Şuuru degiştirmek için Metod ve Sistem, Patent 5, 123, 899, 23 Haziran 1992 tarihli

34 ‘ Yüksek Teknolojik Psikolojik Savaş Orta Dogu’ya ulaştı ’, Bülten, 23 Mart 1991, ITV ( Londra ) News Bureau Ltd.’’en. Newsweek 30 Temmuz 1990, sayfa 61

35 Sessiz şuuralti Takdimi, Patent 5, 159, 703, B. D. Patent Dairesi, 27 Ekim 1992

36 Bu paragraf, ‘ Sentezlenmiş Sessiz Beyindalga Demetleri TM ’, – Silent Sound Inc., 5188 Falconwood Court, Narcross, GA 30071, USA’dan alınan iktibasların bir tefsiridir.

Digi-Security Service


Yazıları posta kutunda oku


“MK ULTRA PROJESİ : ELEKTROMANYETİK MİKRODALGANIN VE ZİHİN KONTROL TEKNOLOJİSİNİN ASKERİ KULLANIMI” için bir yanıt

  1. askerliğimi yaptığım kırklareli 55. mekanize piyade eğitim tugayında bu tip cihazların kullanıldığına dair tecrübelerim var . askeriye gerçekten bu teknolojiyi hala ne amaçla kullandıklarını bilmediğim kişilere uyguladığına şahit oldum . ulaşmak isteyen mailimden benimle görüşebilir . nvidia3355@gmail.com

    başıma geldiğinden biliyorum yaklaşık 2008 yılından beri bu pisliklerin tacizini çekiyorum insan aklına hayaline gelmeyecek gerçek görülmeyecek gibi görünsede yaptıklarını bir bir anlatabilirim . abuk subuk gibi görünen fakat gerçek şeyler . bu askeri birlikte başımıza gelmeyen kalmadı ve hala amaçlarını bilmediğim halde pislik orospu çocuğu bu kurumun tacizine uğruyorum . herşeyi açıklıycam ve bu pislikleri sonunda rezil edip türk halkının gerçekleri görmesine yardımcı olucam . bazı acemi birliklerinde birliğin disiplinine uymayacak hal ve hareketleri olan erleri göndermek ve daha fazla başlarına dert vermelerine engel olmak için önce birliklerinde komutanların emriyle abuk subuk sahte oyunlar oynanıyor ( işte mesela yanındaki bir ere bu adamın ismini söyleyip küfredeceksin diye emir veriyor
    ) sonra eğitimde sen bu küfrü duyduğunda öyle birşey yok sen hayali şeyler görüp duyuyorsun diyerek istanbul GATA ya psikolojik rahatsızlığı var şeklinde yalan beyanla sevk ediyorlar orada bir kaç hafta ne bokuna yattığın da belli olmadan kalıp askeri heyete çıkıyorsun . askeri heyet de seni çürüğe ayırmak ve senden kurtulmak için sahte bir şizofren raporu düzenliyor . bunlar benim başıma geldi tek suçum ise biseksüel yada feminen hareketlerimin olduğunun görülmesi yada öyle iddia ediyorlar . ben eşcinsel değilim fakat ne biliyim biraz takıntılı olmakla birlikte feminen bir yürüyüşe sahip olduğumu iddia ettiler hatta koca birlikte bununla alakalı onlarca kişinin alayına maruz kaldım sonuçta gerçekten orada adam bile denemeyecek bir sürü orospu çocuğu er ile komutan bile denemeyecek şereefsizlerin alayına maruz kaldım . sonuçta ne mi oldu . birlikte heyet gördü dedim yürüyüşümde feminen biçimler olduğu iddia ediliyor birlikte doktor dedi evladım başın kel senin neren feminen . yani kıssadan hisse sadece yürüyüş problemi olduğu için istanbul GATA ya gönderdiler orada 6 7 metrekare hücreye 13 15 kişiyi tıktıklarını gördüm çok aşşağılık bir yerdi . ne bokuna yattığımı da bilmiyorum en ufak psikolojik rahatsızlığım yok . sanırım gata ya gönderilmeden önce bana verdikleri zarf ta da büyük olasılık psikoseksüel zeminde bozukluk tanısı yazmışlar ve İSTANBUL GATADA BİR KAÇ GÜN YATTIKTAN SONRA ACEMİ BİRLİĞİNDE BANA YAPTIKLARI ABUK SUBUK OYUNLARI DAYANAK GÖSTERİP SEN HAYALİ ŞEYLER DUYMUŞSUN İYİ DEĞİLSİN GİBİ YAFTALAMALAR AŞŞAĞILAMALAR YAPILARAK SAHTE ŞİZOFREN RAPORU DÜZENLENDİ VE BÖYLECE ÇÜRÜĞE AYRILDIK . ÇÜNKÜ NORMAL BİR İNSANIN SUDAN SEBEPLERLE ÇÜRÜĞE AYRILIP BİRLİĞİNDEN TESKERESİZ GÖNDERMENİN MÜMKÜNATI PEK YOK . KISSADAN HİSSE DİYECEĞİM EŞCİNSEL OLMADIĞIM HALDE FEMİNEN YÜRÜYÜŞ GİBİ İDDİALAR YÜZÜNDEN BİR DE SAHTE ŞİZOFREN RAPORU VERDİLER VE ÇÜRÜĞE AYIRDILAR . SANIRIM BİSEKSÜEL HAREKETLERİN VAR SEVİYESİ NE OLURSA OLSUN FEMİNEN HAREKETLERİN OLDUĞU İÇİN BİRLİKTE SENİ TUTAMAYIZ GÖNDERİLMEN GEREK ASKERİ GÖREVİNİ YAPMAYA ELVERİŞLİ DEĞİLSİN DİYEREK SURATIMA SÖYLESELERDİ DAHA ONURLU OLURDU .
    BEN EŞCİNSEL DEĞİLİM FAKAT EŞCİNSEL OLUP DA MUAYENEDEN GEÇTİKTEN SONRA BİRLİĞE SEVK EDİLECEKLER DİKKATLİ OLSUN EN UFAK HATANIZDA ÖYLE PİSLİK OLAYLARA MARUZ BIRAKILIYORSUNUZ Kİ BEN NE TÜRK ASKERİYESİNE NE DE KOMUTANLARINA NE DE AŞŞAĞILIK ERLERİNE YAKIŞTIRAMADIM . İNANIN DOĞUDA ASKERLİĞİMİ YAPIP KURŞUN YİYİP YARALANSAM DAHA ONURLU OLURDU . NORMAL İNSANA FEMİNEN YÜRÜYORSUN DİYEREK PSİKOSEKSÜEL ZEMİNDE BOZUKLUK TANISIYLA GATAYA SEVK EDİLİYORSUN ORADA DA EN UFAK PSİKOLOJİK RAHATSIZLIĞIN OLMADIĞI HALDE ÇÜRÜĞE AYRILABİLMEN İÇİN YANİ KISACA BAŞLARINA BELA OLUP SORUNLARIN BÜYÜMEMESİ İÇİN SAHHTEE EVET BASTIRA BASTIRA TEKRAR SÖYLÜYORUM SAHTEE ŞİZOFREN RAPORU DÜZENLİYORLAR . BU ŞEKİLDE ANCAK ASKERİ GÖREVE ELVERİŞLİ OLMADIĞIN BEYAN EDİLİYOR . YOKSA BUNALIMMIŞ YOK EFENDİM FEMİNEN YÜRÜYORMUŞSUN KİMSENİN UMRUNDA OLMAZ .
    EŞCİNSEL OLMADIĞIM HALDE ÇEKMEDİĞİM KALMADI BU KIRKLARELİ 55. MEKANİZE PİYADE EĞİTİM TUGAYINDA AMA HEPSİNİN BOYUNUNDA BİR GÜNAH GİBİ ASILI ASLA DA HAKKIMI HİÇ BİRİNE HELAL ETMİYORUM . HEPSİYLE GÖRÜŞÜCEZ .

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir