HESAP GÜNÜ YAKLAŞIYOR

Suriye İç Savaşı, önünde-sonunda ulusal bir misak çerçevesinde egemenlik, bağımsızlık, toprak bütünlüğüne tutunan yeni bir Suriye ile barışa doğru gidecektir.
Barışın kilit noktasını, Suriye’de anayasa ve yargı sistemini öne koyabilmek için savaş ve insanlık suçları işleyenlerin ayırt edilmesi:
İşlenen suçların BM güvencesinde savaş ve terörle mücadele hukukunun gelişmesi doğrultusunda kategorize edilmesi belirleyecektir.
Bu durum; ABD’nin siyaseten BM’deki egemenliğinin eksileceği,
Hukuken kimi Demokrat elitlerin yargı noktasına taşınacağı bir sürece yakın olunduğu anlamına geliyor….

*
Bu yüzden,Washington’da Cumhuriyetçi ve Demokrat egemenler arasında bir ölüm kalım savaşı yaşanıyor.
İşte, ABD eski Dışişleri Bakanı ve başkan adayı Hilary Clinton, Donald Trump politikalarıyla mücadele etmek,
Onu destekleyen kuruluşların finansmanıyla ilgilenmek üzere yeni siyasi grup için donörler ve yatırımcılar arıyor…

*

Bu sırada Başkan D.Trump, ABD başkanlık seçimlerine Rusya’nın müdahale ettiği iddiasına bağımsız bir soruşturma açan FBI Direktörü James Comey’i görevden alıyor.
Siyasi arenada önemli bir ismin görevden alınmasıyla Washington’da sanki anayasa  krizi yaşanır gibi bir hava oluşuyor…

*
Comey, şu ana kadar H.Clinton’ın başkanlık seçimi mağlubiyetiyle Demokrat tarafından sert bir dille eleştiriliyordu.
Clinton, başkanlık seçimlerinden bir ay önce Comey’in  kendine bir soruşturma başlatmasının zaferi kaybetmesine neden olduğunu söylüyordu.
Ama Demokratlar, belki daha etkili olur diye, Comey’in görevden alınmasını Moskova-Trump ilişkisine bağladılar…

*
Rusların, Çinlilerin, İranlıların ya da başka birilerinin Clinton’ın bilgisayar sunucusuna girip girmediği şu dakikada bilinmiyor.
Bilinen şey, Dünya’nın temel bir esasa dayandığıdır.
Buna göre tek egemenliğin, tek efendinin olduğu bir dünya onu elinde bulunduranlar için de ölümcüldür.
Tek kutuplu dünyanın kabul edilemezliği yanı sıra modern uygarlık için ahlâkî bir temeli de yoktur.
Çünkü kontrol kaybedilmeyecek, güç sarhoş etmeyecektir…

*

O nedenle ABD’nin,”Tehlikede olan şey, Amerika’nın dünya haritasında yalnızca bir yer edinmesini sağlayan değil,
Aynı zamanda tüm dünyayı aydınlatmasını sağlayan liderliğini sürdürüp sürdüremeyeceğiyle ilgilidir” özetindeki Askeri Stratejisine,
Mesela Rusya,”SSCB’nin dağılması ve Soğuk Savaş’ın sona ermesi ardından Batı’da bize karşı oluşan hırsın ve tek kutuplu dünyanın sağırlık döneminin;
Sözde değil uygulamada sona ermesi gereklidir” özetindeki Askeri Doktrini ile karşı çıkıyor…

*
Nitekim, ABD’nin uluslararası sistemini oluşturan Avrupa-Atlantik odaklı işleyişine karşı,
Rusya yakın çevre politikası ve Avrasyacı dış politika kalıpları doğrultusunda çok kutupluluk söylemini meşrulaştıracak bir yapılanma oluşturmanın savaşını sürdürüyor…
Bu savaş, Suriye temelinden bütün dünyayı tehdit ediyor…

*
Bu noktada ABD Başkanı Trump, elbette Suriye İç Savaşına siyasi bir çözüme katkısı olmasının da gereği için;
Eski Başkan Obama döneminde bütün istihbarat kurumlarının, mesela Merkezi Haber Alma Teşkilatı’nın (CIA),
Sahada nerede olursa olsun bir şahsın yerini bulduğunu : Onu ortadan kaldırabildiğini: Gizli hapishaneler kurduğunu : Buralarda işkencenin bininin bir para olduğunu: Beyaz Saray’ın işine gelmeyen rejimleri yıktığını : Herşeyin hukuk dışı olduğunu ve CIA’nın mütemadiyen suç işlediği iddiasını değerlendiriyor.
Başkanlık görevini üstlenmesiyle birlikte kampanyasında da vaad ettiği güvenlikle ilgili kurumların denetim altına alınması,
Obama döneminin sorgulanmasıyla istihbarat servislerinde kapsamlı bir reformun yapılmasına yol açıyor.

*
Bu perspektifte, CIA  istihbarat servislerinde sahada çalışan ajanlarla merkezdeki analistler arasında uyum sağlanmasını:
Sahada istihbarat yürütenlerin tam yetkili Ulusal İstihbarat Direktörüne bağlanmasını:
Dağınık istihbaratın merkezileştirilmesiyle siyasal ve askeri istihbarat niteliğinin yükseltilmesini sağlamayı öngörmüştür.
Bu suretle güvenlikle ilgili kurumlarda “En iyinin, birincinin yerini alması” süreci başlayacaktır.
Rusya ve Çin’i ezmeye kalkışmak yerine onlarla bir ortaklığa gidilmesinin önü açılacaktır…
Bu reform süreci hali hazırda sürdürülüyor…

*

Ama bir başka güvenlik kuruluşu FBI; başkanlık seçimleri kampanyası sırasında, eski Dışişleri Bakanı Hıllary Clinton’ın devlete ait yazışmaları kişisel e-mail hesabından yaptığını tesbit etmiş,
H.Clinton’ı resmi belgeleri sızdırmakla suçlamıştır.
FBI Temmuz’da  Clinton’ın maillerini incelemiş, herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığını açıklamıştır.
Sonra Clinton’ın seçim kampanyası çalışanlarından Huma Abedin’in eski eşinin bilgisayarına cinsel saldırı kapsamında el koyulmasıyla,
Bilgisayarda Clinton’a ait bir çok mail bulunmasının ardından Clinton hakkında yeniden soruşturma açılmış ama FBI Direktörü Comey, Clinton’un yargılanmasını talep etmemiştir.

*

29 Ekim’de H.Clinton’ın, kişisel elektronik posta hesabında devlete ait gizli bilgiler içeren 65 bin adet yazışmanın Rusya’nın eline geçtiği söylendi.
Postalar, ABD ve NATO’nun Libya’dan başlayarak, 2011’de Esat’ı devirmek ve ardından Irak’a saldırmak için Suriye’ye geçen IŞİD teröristlerinin nasıl finanse edildiğini, silahlandırıldığını ve operasyonlara nasıl görevlendirildiklerine ilişkin herşeyi ortaya koyuyordu.
Pentagon’un, Batılı ülkelerin, Körfez’deki devletlerin ve Türkiye’nin; Suriye’yi denetimleri altına almaya çalışan bu güçleri nasıl desteklediğini de belgeliyordu.

*
Elektronik posta olayı çıktığında Başkan Trump, Obama ve H. Clinton’a  verip-veriştirmeye, ağır eleştirilerde bulunmaya başladı.
“IŞİD’i Obama kurdu. IŞİD’in kurucusu o. Yardımcılığını da ezik Hillary Clinton yaptı. IŞİD Obama’yı onurlandırıyor. Obama’nın ikinci ismi Hüseyin’dir” ifadesiyle tepki koydu.
Ortadoğu’daki kargaşadan Obama yönetimini sorumlu tuttu, sorumluların yargılanmalarından bahsedilmeye başlandı.

*
Bugün H.Clinton’un “Gizli olan bir şeyi ne gönderdim ne aldım” ifadesinin bir yalan olduğu anlaşılmıştır.
Cumhuriyetçiler, Clinton aleyhindeki FBI bulgularının  ortaya çıkarılması için sorgu oturumları tertiplemiş,bulgular kayıda alınmıştır.
Bu konuda  Başkan Trump “Eşit muamele “isteyen Amerikalıların baskısı altındadır.
Mesela, Clinton Aile Vakfı’nın dürüst çalışıp çalışmadığı, hatta yasalara uyup uymadığı sorgulanıyor.
Soruşturmayı yürüten FBI ajanları birer birer tahkik ediliyor…

*.
Bütün dünyada, ABD’nin kendini “Şirket” olarak adlandıran CIA ve FBI mensuplarının kendilerine bir imparatorluk oluşturduğunu,
Uçaklar, bombalar, suikastler, rejim değişiklikleri, ekonomik şantaj, isyan ederlerse bertaraf edileceğini bilen faşist kuklalarıyla  bir hayalet ordu gibi Amerikan şirketlerine ve kendilerine mali kazanç sağlamanın görevini yaptığı,
Sonra bütün bu hizmetleri dünyaya “Demokrasi” adıyla kakaladıkları artık biliniyor.
Başkan Trump şimdi ABD’nin bu kötü imajını olabildiğince silmeye çalışıyor.

*
H.Clinton’un postalarında, Türkiye’nin de Libya’dan başlayarak, 2011’de Esat’ı devirmek,
Ardından Irak’a saldırmak için Suriye’ye geçen IŞİD teröristlerini nasıl silahlandırdığı ve operasyonlara nasıl görevlendirildiklerine ilişkin çok fazla bilgi bulunuyor.
Türkiye, İslamcı bir hükümetin bu görevleri hem de  Batı Medeniyetinden ayrılmak ve İslam Medeniyetine dönmeyi hedefleyen vizyonuyla yaparken,
Şimdi Suriye kuzeyine Müslüman Kardeşlerin uzantısı  Sünni Arapların yerleşmesini, sonra Barzani Kürdistan’ı sayesinde hidrokarbon kaynaklarına çok yakın olmayı isteyen bir politika yürütüyor.
Bu politikasıyla  Türkiye hem geleneksel dış politikasından, hem reel politikada bütün dostlarından kopmuştur.

*

Üstelik ABD’den gelen bilgilerde hesap vaktinin yaklaşmakta olduğunu gösteriyor.
işlenen savaş suçlarının  bilgisi ve  belgeleri de ABD ve belki kimi ülkenin elindedir…
Bu durumda savaş suçları herkes tarasfındasn bilinen İslamcı hükümetin yargılanmaktan kurtulması için eski Başkan Obama ve H.Clinton’un Demokrat katarının arkasına takılmaktan başka çaresi yoktur.

*
Nitekim Suriye İç Savaşına siyasal çözüm bulunması yolunda ilerlenirken;
ABD Başkanı D.Trump, YPG ‘nın da içerisinde yer aldığı Demokratik Suriye Güçleri’ne ağır silahlar verilmesi kararını uygulamaya sokuyor.
İslamcı hükümet, ABD’nin Suriye’de Demokratik Suriye Güçlerine silah tedarik etmesini ” kabul edilemez” olarak ilan ediyor.
“ABD yönetiminin bu hatayı durduracağını ve ondan geri döneceğini umuyoruz” açıklaması yapılıyor.

*
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Başkan D.Trump ziyaretini iptal edebileceği söylentisi çıkıyor.
ABD Dış İlişkiler Konseyi Başkanı R.Haass, “Erdoğan ziyaretini iptal ederse,otoriter rejimi ve Suriye’deki yararsız rolü göz önüne alındığında büyük bir kayıp olmaz” açıklaması geliyor

*
Erdoğan, eski Başkan Obama’nın katarında, ABD demokratlarından himmet beklemektedir.

12.5.2017

* - 161107120239 01 trump parry super 169

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir