NECDET BULUZ
Suriye ve içinde bulunduğumuz coğrafyadaki kargaşadan en çok istifade eden kişinin Barzani olduğu görülüyor. Türk ve Türkiye düşmanı Barzani, yıllardır Bağımsız Kürdistan için gün saydığını her fırsatta dile getirmişti. Ortadoğu uzmanları da Barzani’nin ortaya çıkan kargaşadan en fazla yararlanan isim olduğu konusunda görüş birliğinde olduklarını açıkladı.
Ortadoğu’daki gelişmeler, uluslararası ilişkiler ve devletlerarası hukuk konularında Almanya’da en çok başvurulan isimlerden siyasal bilimler Profesörü Norman Paech, Barzani konusunda yaptığı açıklamada “Bölgedeki kaos ortamı Barzani’nin çıkarınadır” diyor.
Barzani’nin Bağımsız devlet ilan etme girişimini de değerlendiren Paech,40 yıldan bu yana Ortadoğu’daki gelişmeleri anında takip eden bir uzman olarak da tanınıyor.
1991’deki Körfez Savaşı’nda ABD’nin bölgeye müdahale etmesiyle başlayan ve ardından 2003’te Saddam’ın devrilmesine için yapılan Irak savaşıyla devam eden kaosun IŞİD terör örgütünün saldırılarıyla birlikte zirve yaptığına dikkat çeken Prof. Paech, “Aslında IŞİD’in Haziran ayındaki şiddetli saldırılarının ardından bölgedeki 25 yıldır süregelen kaos, özellikle de Sünni-Şii çatışması içinden çıkılmaz bir hale geldi. Artık Ortadoğu çıkılması zor, derinleşmiş bir kaos ortamına sürüklenmiştir” şeklinde görüşlerini yansıtıyor.
Bölgenin sürüklendiği kaos ortamının Mesut Barzani yönetiminin planları için çok uygun bir zemin hazırladığına dikkatleri çeken Prof. Paech, ifade etti.
Alman sosyal bilimci, bölgedeki son savaş ve IŞİD başta olmak üzere terör kaynaklı çatışmaların beklenmedik zararları, Barzani yönetimi açısından “olumlu” yeni süreçlerin kapısını araladığını belirtti.
” Bölgenin sürüklendiği kaos ortamı Mesut Barzani yönetiminin planları için çok uygun bir zemin oluşturuyor. Irak ve Suriye’deki ‘collateral damage’, yani ‘maksadını aşan zararın’ bağımsızlığı ilan etme aşamasında olan Barzani yönetiminin çıkarlarına uygun geliştiğini görmekteyiz. En son Kosova ve Kırım’da da görüldüğü gibi bağımsızlık süreci; oldukça hassas ve tehlikeli, hatta hesaplanmayan yeni çatışmalara da kapı aralayacak cinsten. Çünkü öncelikli olarak ayrılacak bölgenin merkezi hükümetin onayını alması gerekiyor. Şayet bu olmazsa beklenmedik krizler kapıda demek. Bu durum Barzani yönetimi için de öyledir. Erbil yönetimi en başta Bağdat hükümetiyle anlaşarak ayrılma girişimlerinde bulunmalı. Bunun için de hassas bir müzakere süreci gerekiyor”
Mesut Barzani’nin önünde aşması gereken iki büyük engelin de Türkiye ve İran olduğunu söyleyen Prof. Paech, olası bir bağımsızlığın domino etkisi yaratabilecek olmasının Türkiye ve İran için büyük bir endişe kaynağı olduğunu da söyledi. Prof. Norman Paech, Barzani yönetiminin Türkiye ve İran engelini diplomasiyle aşması gerektiğini de ifade etti.
Bilindiği gibi Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin danışmanı Muhammed Hacı, bağımsızlık referandumunun Ağustos ayında yapılmasının planlandığını açıklamıştı. Açıklama öncesi bir grup Amerikalı ve İsrailli yetkilinin Kuzey Irak’ta Barzani ile bir görüşme yaptıkları da biliniyor.
Muhammed Hacı, Kürt Bölgesi Yüksek Seçim Komisyonu’na referandum düzenlenmesi için çağrı yapmaya hazırlandıklarını anlattığı açıklamalarında Mesut Barzani’nin Kürt siyasi partilerinden bağımsızlık çabalarına liderlik yapacak olan ortak komisyona temsilcilerini belirlemelerini istediğini de anımsattığının altını çizelim.
Mesut Barzani de 2 Mayıs’ta Fransız Le Figaro Gazetesi’nde yayımlanan mülakatında “Kürtlerin bağımsızlığı ilan etmesi zamanı geldi. Ancak biz, Irak’tan barışçıl biçimde diyalog ve müzakere yoluyla ayrılmak istiyoruz” demişti.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz:
Barzani, yıllardır beklediği Bağımsız Kürt Devleti için her şeyi yapacak kapasitede biridir. Amerika ve İsrail’in kuklasıdır. Bize yakın göründüğüne aldanmamak gerekiyor. Kuzey Irak’ta her şeyi işine geldiği gibi yapıyor. Dikkat edilecek olursa bugün Kerkük’ün yapısını değiştiren, Türkmenleri bölgeden göçe zorlayan ve her şeyi kendi çıkarları için düzenleyen Barzani’den başkası değildir. Gücü de Amerika ve İsrail’den alıyor.
Daha önce de yazdığımız gibi, bölgedeki mücadele enerji kaynaklarına sahip olma, bunları işletme ve Avrupa’ya naklini sağlıklı biçimde sağlayabilmek mücadelesidir. Kuzey Irak’ta kurulması hedeflenen suni devlet ile Amerika’nın bunu elde edebileceği hesaplanıyor.
Bu durum aynı zamanda İsrail’in güvenliği açısından da son derece önemli.
Şimdi bütün bu gelişmeleri alt alta koyup değerlendirdiğimizde Barzani’nin bölgede “çıban başı” olduğunu ve her an savaş çıkarabilecek adımları da atabileceğini söyleyebiliriz.
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın