NECDET BULUZ
Suriye, Irak ve içinde bulunduğumuz coğrafyadaki gelişmelerde Amerika ile olan ilişkilerimizi değerlendirirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’nin eski Başkanı Obama için şunları söylemişti: “Obama, bizi hem oyaladı, hem de yanıltı…”
Obama sonrası görevi devir alan Trump ile gerilim yaşanan Türkiye-Amerikan ilişkilerinin iyileşebileceği söyleniyor. Bu konuda özellikle Trump-Erdoğan görüşmesinin önemi üzerinde de duruluyor.
Ancak şu kadarını söyleyelim:
Trump’un da Obama’dan geri kalan bir hali yok. Gelişmelerden bunu rahatlıkla okuyabiliyoruz.
Hatta Trump’un görevi devir almasından sonra yazdığımız bir yazıda “Amerika’da devamlılık önemlidir. Özellikle dış politikalarda pek değişikliğe gidilmez. Bu konuda fazla iyimser olmayalım” demiştik.
Bugün Suriye’de ve bölgemizde gelinen noktaya baktığımızda bu tabloyu bütün çıplaklığı ve hatları ile görebiliyoruz.
Trump, yaptığı açıklamalarda Türkiye’nin yanında olduğunu söylüyor. Türkiye’nin bölgede önemli bir müttefik olduğuna da değiniyor. Bunları duyunca hiç kuşkusuz memnun oluyoruz. Gelecekte ilişkilerimizin gerginlikten çıkabileceği hesaplarını bile yapıyoruz.
Ancak, bu sözler ne kadar inandırıcıdır?
Bir yandan yanımızda olduğunu söyleyenler, öte yandan Suriye’de PKK’nın uzantısı ve sınırımızda güvenliğimiz tehdit eden YPG/PYD’ ye kalkan oluyorlar. Bu satırlar yazılırken, Mardin sınırımıza kadar Amerikan zırhlıların gelip, konuşlandığı haberleri geliyordu.
Erdoğan’ın “Bir gece ansızın gelebiliriz” açıklamalarına da ABD ‘li komutanlar tarafından adeta küstahça yanıtlar geliyor. Adeta “Buradayız gelin” denilmek isteniliyor.
Dostluktan ve müttefiklikten söz ediliyorsa, bu gerginlik neyin nesidir?
“Türkiye’nin yanındayız” diyenlerin PYD’nin yanında olmaları her şeyi açıkça ortaya koymuyor mu?
Bizim en büyük sıkıntımız şimdi Suriye’de olup bitenlerdir. Yanı başımızda bir “Kürt Koridoru”nun oluşması, gelecekte de burada Bağımsız bir Kürt Devleti’nin kurulması çalışmaları Amerika’nın inandırıcılığına gölge düşürüyor. Bütün bu olup bitenler karşısında “İnandırıcılıkları var” denilebilir mi?
Amerika sorunlarımız bu kadarla da sınırlı değil.
FETÖ terör örgütü Lider Gülen’in Türkiye’ye iadesi konusunda da Obama dönemindeki oyalamalar Trump döneminde de devam ediyor. Yapılan tüm çağrılara, taleplere, görüşmelere rağmen Amerika Gülen’in iadesine bir türlü yanaşmıyor. Umut da vermiyor.
Amerika’ya doğrudan kalkan uçaklara bazı ülkeleri içine alan aşağılayıcı duruma Türkiye’nin de bir Ortadoğu ülkesi konumuna sokularak alınması da ABD-Türkiye ilişkilerine gölge düşüren bir başka olay olmuştu.
Zarrab’ın tutuklanması, Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısının tutuklu olarak içinde bulunduğu durum da ayrı bir tartışma konusu olarak masada duruyor.
İki ülke arasındaki soğukluk Trump döneminde de sürüyor.
İki liderin bir araya gelip görüşmesi ile burada sıraladığımız konulara bir anda çözüm bulunabilir mi, sanmıyoruz. Temennimiz ön görülerimizde yanılmış olmamızdır.
Bugüne kadar iki ülke üst düzey yetkilileri defalarca bir araya geldi. Konular enine boyuna masaya yatırıldı. Sıkıntılar anlatıldı, ancak çözüm bulunamadığı gibi, gerginlikler Obama yönemini bile aratabilecek şekilde daha da büyüdü, halen de büyümeye devam ediyor.
Çünkü ABD Liderlerinin de yöneticilerinin de inandırıcılıklarının olmadığını sürekli görüyoruz.
Bugüne kadar da ne söyledilerse hep tersini yaptılar, ne vaat ettilerse ortaya aksi çıktı. Oyalama ve zaman kazanma konusunda da ne kadar deneyimli olduklarını gördük.
İlerleyen zaman diliminde “Obama’da olduğu gibi Trump da bizi yanıttı” dememek için bugünlerde önlemlerini almak durumundayız. Bunların da neler olabileceği bir başka yazımızda.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın