1.. Armenpress’ te ve Tert.am’ de yer alan haberde Kanada Başbakanı Justin Trudeau’ nun Ermeni <sözde> soykırımının anılması ile ilgili olarak ulusunun Ermenilerle dayanışmasını vurgulayarak yayımladığı mesajı yer alıyor. Trudeau, özetle şunları söylüyor; “ Bugün, bir asır önce Ermeni halkına karşı vuku bulan üzücü olayı anmak üzere vakur biçimde toplandık…2015 Yılında Temsilciler meclisi oybirliği ile 24 Nisan’ ı Ermeni <sözde> soykırımı Anma Günü olarak kabul etti…Bugün, hayatlarını adil olmayan biçimde kaybetmiş ve acı çekmiş kişilerin hatıralarını onurlandırmaktadır….Onlara ve artık Kanada’ da yaşamakta olan torunlarına takdirlerimizi sunuyoruz……”
http://www.armenpress.am/eng/news/887801/‘we-pay-tribute-to-armenian-genocide-victims-and-their-descendants’-–-justin-trudeau.html
- Tert.am’ de yer alan habere göre, Ermenistan Ulusal Arşivi, Ermeni <sözde> soykırımının 102 nci anma yılına ithafen yeni baskılar yayımlayacak…Cumartesi günü bir basın konferansında konuşan Arşiv Direktörü Amatuni Virabyan, üç ciltlik bir derlemeyi ve önemli kayıtları içeren bir dijital arşivi tamamlamak üzere olduklarını bildirdi….
- Tert.am’ de yer alan habere göre, Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi üst düzey üyesi Brad Sherman (D-CA) , Yönetimi ve Kongreyi Ermeni <sözde> soykırımını uygun biçimde tanınmaya davet etti… (Not: Bugüne kadar bize ulaşan bilgiye göre oldukça fazla sayıda Kongre Üyesi bu çağrıda bulundu…,o.t.)
- Armedia.am’ de yer alan habere göre, daha önceki haberlerde yer almış olan Soghomon Tehlirian’ ın adının bir meydana verilmesi gerçekleşti. Söz konusu meydan, Marsilya’ da Vallon De Montebello ve Cambodia caddelerinin kesiştiği yerde…( Not: Bu habere verdiğim ve yayımlanan yorumum aşağıda…, o.t.)
“Orhan Tan ·
Welldone France’ s leaders for their support given to a murderer.”
- Mirrorspectator.com’ da Edmond Y. Azadian’ ın “ Geciken Adalet” başlıklı başyazısı yer alıyor… Yazıdan Özet şöyle : “ Bağımsız yargı güücü, özellikle uluslar arası ilişkilerde, bazen çelişkilidir….Çoğu zaman hukuki davaya politika karar verir. Uluslar arası hukuk bir ayakkabıya benzer, kuvvetli ve güçlünün ayağına uyar…. Türkiye veya Osmanlı Türkiyesi yerli etnik guruptan kurtulur, üçte ikisini <sözde> katleder, onların anavatanlarını ellerinden alır ve sağ kalanları sürer, lakin, bir asır sonra uygar ülkeler arasında saygın bir üye olarak yer alır, kurbanlar ve sağ kalanlar katillere karşı baş vurulacak yasal bir yer bulamaz…..Uluslar arası yasal bütün yollar herhangi bir yere götürmez….Politik çıkar mantığa meydan okur ve tariihi gerçeklerin yerini alır. Bugünün problemlerinin pek çoğu bu şekilde, yani güçlünün çıkarlarına göre çözülür…(Not: Yazının bundan sonraki bölümünde yalnız bahsedilen konular belirtilecektir. Tamamını tercümeye maalesef yeterli zaman yoktur…,o.t.) Bahsedilen örnekler; Yugoslavya’ nın dağılışı ve Avrupa’ daki radikal İslamın arkasındaki NATO’ nun desteği, Hocalı katliamı, Nahçivan, Karabağ ve AGİT……. Türkler, soykırım konusunu kimliklerini birbirlerine bağlayan tek hedef olduğuna inandıkları için Ermenileri kınamaktadırlar ki doğrudur ve tarihin sonuna kadar doğru kalacaktır. Ancak, bu yalnız Ermeniler için geçerli değildir……Yaşayan bir organizmada bir yara varsa sağlıklı kan hücreleri bu yarayı iyileştirmek üzere oraya gider…..Türkiye, <sözde> soykırımı tahrif eden Osmanlı Teğmeni (veya Osmanlı Subayı) filminin yayın hayatına girişini finanse etti…..Filmin prodüktörü Stephen Joel Brown film konusunda şunları söyledi :’ 1 inci Dünya Savaşında neler olduğu konusunda daha önce ele alınmamış bir konuyu tarafsız ve saygın biçimde her iki tarafın da çektiği acıları izleyiciye göstermek üzere filmin çekimini yaptık….’ ….Bu sözler Erdoğan ve Davutoğlu’ nun daha önce söyledikleri gibi ‘ortak acı, bu acıya hangi tarafın neden olduğunu ve hangi tarafın daha çok acı çektiğini söylemeye gerek yok’ sözleri ile aynı…… Bu filmle ilgili olarak bu hafta Daily Beast’ te yer alan makalenin başlığı ; ‘ Hollywood’ un yeni Ermeni <sözde> soykırımı İnkarının Destanı’….. Yazar, bu filme karşı Söz filmini ileriye sürüyor. Makale şu cümlelerle sona eriyor; ‘ Adalet sağlanıncaya kadar mücadele edeceğiz. Çünkü geciken adalet adaletin inkarıdır.” (Not: Bu web sitesinin yorum yayımlayıp yayımlamadığını belirlemek üzere bir test yorumu yazdım, yayımlandı. Bu konuda uzman üyelerimizin makaleye mümkünse yorum yazmalarını, yayımlanmazsa Edmond Y. Azadian’ ın e-posta adresine göndermelerini, yapmakta olduğumuz mücadele için gerekli mütalaa ediyorum.., o.t.)
Orhan Tan ·
Isn’ t yet there any comment so that I could reply?
- Ermeni Radyosu, Senatör Edward Markey’ in, son günlerde Kongre üyelerinin yapmakta oldukları çağrılara uyarak, Başkan Trump’ ı bir milyondan fazla Ermeni’ nin öldürüldüğü olayı. daha önce Ronald Reagan’ ın ifade ettiği gibi, 20 nci yüzyılın ilk soykırımı olarak ilan etmesini talep ediyor. (Not : Ermeni Radyosu web sitesi yorumlarımızı yayımlıyor…,o.t.)
- Ermeni Radyosu web sitesi, Fresno Belediye binasında Cumartesi günü öğleyin bir tören yapılarak Ermenistan bayrağı çekilecek….(Not: Bu haberde de yine asılsız Ermeni iddialarına yer verilmiş. Haberi okuyanların incelemesi düşüncesi ile verdiğim yorum yayımlandı …, o.t.)
Orhan Tan ·
Is there any one who remembers the USA Constitution or any law giving authorization to a City Council to raise a foreign country’ s flag, with the exclusion of a visiting foreign presedent’ s country flag ???
- Ermeni Radyosu ve Asbarez.com’ da yer alan haberde; “Wyoming Valisi Matthew H. Mead, bir karar yayımlayarak Wyoming’ in Ermeni <sözde> soykırımını tanıdığını ilan etti…Bu karar ile Wyoming, ABD’ nin Ermeni<sözde> soykırımını tanıyan 45 inci eyaleti oldu. Wyoming Valisi, kararında Ermeni ve Yahudi Holokostlarının her ikisi de tahayyül edilemez düşmanlıklardır diye tanımlayarak Ermeni topluluğunun çalışmalarına teşekkür etti….” (Not: Bu habere de yorum verilmeli.., o.t.)
- Armenpress’ te yer alan habere göre, “Söz” filminin yardımcılarından Hollywood aktörü James Cromwell, kendisi ile film ve <sözde> soykırımla ilgili olarak yapılan bir söyleşide şunları söyledi ; “ Bu konuda Türklerin büyük baskısı olduğu için, söz konusu filmin çekileceğini beklemiyordum….Bu konunun geride kalması için yalnız Türkiye’ nin değişiklik yapması değil, aynı zamanda bizim de Amerikan yerlileri ve siyahilerle ilgili olarak kendi konularımıza da bakmamız gerekir….”
http://www.armenpress.am/eng/news/887823/‘turkey-should-make-amends’-–-hollywood’s-james-cromwell’s-interview-on-armenian-genocide-epic.html
- Armenpress’ te yer alan habere göre, Ermenistan Ulusal Bilimler Akademisinden Armen Manukyan;“ Herhangi bir ülke liderinden açıklama beklemeksizin Ermenistan, Ermeni <sözde> soykırımı sonuçlarının üstesinden gelinmesi için gerekli sürecin koordinasyonunu üstlenmelidir..” dedi..
http://www.armenpress.am/eng/news/887811/armenia-must-assume-coordination-for-process-of-overcoming-armenian-genocide’s-consequences-–-armen.html
- Panarmenian.net’ te yer alan habere göre, Jennifer Lopez ‘Söz’ filmi için açılan #KeepThePromise’ e twit atarak kampanyayı desteklediğini, insan haklarına saygı gösterilmesini ve ‘Söz’ filminin desteklenmesini istedi. (Not : Benim kısıtlı sayıda olmakla beraber tanıdığım ABD’ li hemen bütün şarkıcı ve sinema yıldızları ‘ Söz’ filminin reklamını yapma peşindeler…, o.t.)
- Agos Gazetesinde yer alan haberin başlığı : “ 1915’ten beri muhatabını arayan mektup.” Haberden bazı alıntılar ; “ Taşnaksutyun Partisi merkez yöneticilerinden Hayg Tiryakyan’ın, namı diğer Hraç’ın Osmanlı Parlamentosu’nda Taşnaksutyun Partisi’nden milletvekili olan Hovhannes Serengülyan’a (Vartkes) gönderdiği mektuba el konulduğu ve bu tarihi belgenin Osmanlı arşivinin tozlu raflarından 95 yıl sonra indiği görülmektedir. Osmanlıca yazılan bu mektup ilk kez 2010 yılında İngilizceye çevrildi, 2013’te ise Nesimi Ovadya İzrail’in ‘24 Nisan 1915’ adlı kitabında Türkçe olarak yayınlandı. Aqunk Net sitesi de geçtiğimiz günlerde bahsi geçen mektuba önce Ermenice, ardından da Diran Lokmagözyan’ın çevirisiyle Türkçe olarak sitesinde yer verdi….. 24 Nisan 1915 tarihinde gözaltına alınan, tutuklanan ve ardından sürgüne gönderilen Ermeniler, bulundukları hapishanelerden, tren istasyonlarından ailelerine, dostlarına iki satır da olsa mektup yazdılar.… Sürgüne gönderilen Ermeni aydınları uzun süre hapishanelerde kalmadı. Kısa bir konaklama sonrası tekrar yola çıkarıldılar ve en yakın yerde de katledildiler…….1915 sonrasında kaleme alınan tanıklıklardan, nadiren de olsa hapishane yöneticilerinin mektup yazma izni verdiğini ve idarenin kontrolünden geçtikten sonra söz konusu mektupların gönderildiğini okumaktayız. ….. ……Hatıratlardan, sürgüne gönderilen siyasi parti yöneticilerinin önemli bir kesiminin olup biteni anlamakta zorlandıkları, son ana kadar geri dönme umutlarını koruduklarını okumaktayız. Tiryakyan’ın mektubu özenle okunmalı. İçerdiği görüşler bir propaganda, ajitasyon malzemesi olarak görülmemeli. Zira Tiryakyan’ın dile getirdiği bu düşüncelerin o tarihlerde binlerce karşılığı, pratiği bulunmaktadır. Balkanlar’da, Kafkaslar’da Osmanlı Ordusu içinde her meslekten Ermeninin varlığı ve pek çoğunun bizzat <sözde> soykırımı örgütleyen Enver, Talat, Cemal tarafından dahi onlarca kez taltif edildikleri dikkate alındığında bu mektupların vuruculuğu bir kez daha anlaşılır.” (Not: Bu tutuklu gurup içinde yer alan ismini şimdi hatırlayamadığım, uzun süre önce mesajlarımda yer verdiğim tanınmış bir Ermeni’ nin yaya yürüyüşü sırasında bacağının kırıldığı ve Ankara’ daki devlet hastanesinde tedavi edildikten sonra salıverildiği bir Ermeni gazetesinde yer almıştı. O olayı bu haberde yazılanlarla birlikte mütalaa ettiğimizde orta düzeyde akla sahip olan kişilerin böyle bir soykırım olamaz kararına ulaşacakları kesindir. Bu bilgiler toplanıp düzenlenir ve akademisyenler için “Bu Nasıl Soykırım” başlığı ile bir tez konusu olabilir., o.t.)