KIBRIS’A BAHAR GELMİŞ! (2)
Hüseyin MÜMTAZ
Ertesi gün ilaçlarımı almak için 25 yıllık eczacıma uğradım, kapıdan girer girmez; “Abi, yavru vatan bu kadar mı kötüydü?” diye sordu.
Gece yazımı okumuş.
https://www.turkishnews.com/tr/content/2017/04/07/kibrisa-bahar-gelmis-huseyin-mumtaz/
“Yazdıklarımın hiç biri kendi gözlemim, ifadem değil” dedim, “Hiç yorum yapmadan yerel gazetecilerden alıntı yaptım”.
Aslında az bile yazmışız…
Üç gün önce öyle bir olay olduydu ki evvelkilere rahmet okutur. Ama üç gün boyunca kimsede “tık” yoktu, herkes görmezden-bilmezden-duymazdan geldi, nihayet bugün bir tek Moreket yazdı.
“GRAMI 50 TL: 30 Mart’ta 1 gram uyuşturucu ile yakalanan Türkiye’nin tanınmış tiyatrocularından Yurdaer Okur, mahkeme tarafından 50 TL para cezasına mahkûm edilmiş. Okur’a verilen 50 TL’lik ceza kafaları karıştırdı. Demek ki, ülkemizde uyuşturucunun her gramının cezası 50 TL imiş. Ancak, Barbaros Şansal 5 gram ile yakalandığında 250 TL para cezası yerine 1 ay hapislik almıştı. Adaletin terazisi de bazen şaşabiliyormuş…”
Bu kadar ucuz mu yahu?
“Rehabilite ve tedavi etmek” için neden ilgili merkeze bir süre tedaviye almamışlar?
Böyle yaparsanız yavru vatanın uyuşturucu cenneti olduğunu nasıl yalanlayacaksınız? Gençleri nasıl caydıracaksınız? Bunun ve daha başka bir sürü şeyin ticaretini yapan Nijeryalıları nasıl korkutacaksınız?
İki ay önce Ercan’da yüklü miktarda madde ile yakalanan (!) Nijeryalı herkesin içinden koşarak kapıdan çıkıp kaçmamış mıydı?
Devam ediyor Moreket;
“CASİNOLARI BASSANIZA: Polis, Girne’de iki spor kulübünde izinsiz tombala oynatıldığını gerekçesiyle kulüplerin işletmecileri hakkında yasal işlem başlatmış. İyi de yapmış ama diğer tarafta otel casinolarında her gece milyonlar dönüyor, birçok Kıbrıslı Türk yasak olmasına rağmen orada kumar oynuyor ama polis bunları (arada bir göstermelik üç-beş kişi yakalıyorlar) tespit edemiyor. Kusura bakmayın ama büyük balık dururken, küçük balıklara uğraşmak neyin nesi…
BEKLENEN OLDU: Girne Kaza Mahkemesi’nin Şubat ayında ‘31 Mart’a kadar yıkılsın’ diye emir verdiği Kaya Grup’a ait oteldeki izinsiz katın yıkımını, Şehir Planlama Dairesi’nin başlattığı yeni İmar Planı Yasası çalışması nedeniyle askıya almışlar. Zaten kimse o kaçak katların yıkılacağına inanmamıştı. Niyetleri olsa çoktan yıkarlardı. Zamana oynayıp, kaçak katları yasallaştıracaklar, zaten otel sahipleri bunu çok önceden açıklamışlardı. Bu ülkede adamını bulursan, ne yasa, ne emirname sana işlemez… Suçu işlersin, iktidar sana kılıf bulur…”
Demek Besim Tibuk haklıydı!
Daha geçen hafta, “Dünyanın her ülkesinde rüşvet var ama Kıbrıs’ta rüşvet yok. İnanamazsınız. Poliste; trafikte, adliyede, bürokraside, kim olursanız olun bir milim bir şey yapamazsınız” dememiş miydi?
Fotoğraf karesinin diğer köşelerinde başka şeyler de var.
Son Cenevre masasının tam da dağıldığı gün ve saatlerde Turizm ve Çevre Bakanlığı Müsteşarı İsmet Esenyel, bakanlığın Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki Larnaka Havalimanı’ndan ülkeye getirilecek turistlere 1 Ocak 2017 tarihi itibarı ile turist başına 20 yuro teşvik vereceğini açıklamıştı.
“Yeter ki bu adaya turist gelsin” demişti.
“Bu adaya” demişti.
“Sen ‘adalı’ mısın birader? Sen ‘yurtdışına’ Larnaka’dan mı uçuyorsun? Larnaka’dan hangi pasaportla uçuyorsun? Uzunca bir süredir bakanlığın yurtdışı tanıtım afişlerinde geçen ‘North Cyprus’ neresidir, ne saçma bir isimdir bu, yukarıdaki ‘adalılık’ fikrinin eseri midir, böyle bir ülke var mıdır?
Kaldı ki ‘Larnaka’lıların seni zaten ‘adalı’ saymadıkları ‘Mon Peleron’da belli olmamış mıydı?” diye sormuştuk biz de.
Ülkesini tanımayıp, adını kullanmayıp, sadece “bir coğrafi bölge”nin reklâmını yapan bir bürokratla nereye kadar?
Bu inanılmaz pası alan KITSAB Başkanı Orhan Tolun daha ileri gidiyor… “Türkiye’de son bir yıl içinde artan terör olayları, Türkiye turizmini etkilediği gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) turizmini de etkiledi. Ülkeye gelen turistlerin genellikle Türkiye’deki havaalanları üzerinden gelmesi ve KKTC’nin Türkiye coğrafyası içerisinde gösterilmesi nedeniyle birçok kişi KKTC’ye gelmekten çekiniyor” dedikten sonra…
“Larnaka’ya önem vermemiz lazım. Larnaka’nın teşviklendirilmesi gerekir ki turistler Larnaka’dan gelsin. Biz hâlâ broşürlerde Türkiye’ye yakın olduğumuzu gösteriyoruz. Rum tarafı ise Avrupa coğrafyasının içinde olduğunu söylüyor. Avrupa güvencesinde olduğunu dile getiriyor. Bu nedenle de onlarda yüzde 40 artış var. Türkiye’den kaçanlardan faydalanıyorlar. Bizim bundan faydalanmamızın yolu da Larnaka’yı kullanmamızdır.”
Sadece broşürlerde değil kafa olarak da Yunanistan’a yakın olduğunuzu gösteriyorsunuz.
Grivas da “Kıbrıslıların” sadece “Elen” olduğunu söylememiş miydi?
Elinizden gelse siz de Girne’yi, Pire’ye bağlayıp onun ilçesi yapacaksınız.
Bunu yapacağınıza daha kolay, daha basit problemleri çözseniz…
Ercan, Türkiye’deki bütün hava alanlarından daha yüksek çıkış vergisi almıyor mu?
İstanbul/Ankara uçuşu 190 lira iken İstanbul/Ercan nasıl 411 lira oluyor?
İdeolojik saplantı/önyargılarınızdan kurtulup biraz akılcı/mantıklı düşünmeye; ekonomik problemleri, ekonomik bakış açısıyla çözmeye ne dersiniz?
Çok isterseniz yine gidin “uzo”nuzu “İskele”de için.
Ama “ena bodiri” değil, “bir kadeh”…13 Nisan 2017
https://www.turkishnews.com/tr/content/yazarlar/huseyin-mumtaz/