DİNDAR OLAN KİNDAR OLMAMALI

DİNDAR OLAN 
KİNDAR OLMAMALI!..
Sevgili okurlar, bu hafta sonu Pazar günü Türkiyemizin kaderi belli olacak.
Anadolu insanı sağduyuludur.
İstiklal savaşında ümmet olan bir toplum, Kuvayı-Milliye ruhu ile ve Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, Anadolu topraklarını düşman çizmeleri altında çiğnenmekten kurtarmış, vatan hainlerini de defedip kovmuştur.
Dindar insan kindar olabilir mi?
Olmamalıdır.
Ancak; dini dar açıdan görenler, kendilerinden başkalarının Müslüman olmadıklarını zannederler ve onların cehennemlik olduklarını sanarak, kin ve nefret içerisinde olabilirler.
Hâlbuki Dinimiz son derece hoş görülü ve geniştir. İnsanlar birbirlerine düşman olmamalıdır.
Şu an, referandum sebebiyle Evet’çiler ve Hayır’cılar diye toplum ikiye ayrılmıştır. Evet diyenler hayır diyenleri dinsizlikle bile suçlayabilmektedirler.
Kutsal dinimiz siyasete alet edilmektedir. Tek amaç vardır o da Referandumda Evet oylarının Hayır oylarından fazla olmasıdır.
Evet ve Hayır referandumu bir kişinin geleceği değil, ülkenin geleceğini belirleyecektir.
Türkiye Cumhuriyeti laik ve demokrat prensipler üzerine kurulmuştur.
Türkiye’nin geleceği bir kişinin mutlak idaresi ve kararları ile yönetilmemelidir.
Mustafa Kemal Atatürk’e bağlı olanlar, vatanına bağlı, bayrağına saygılı, dinine, imanına da düşkün, çağdaş ve modern bir devlet olmanın çabası içerisindedirler. Onlar, rüşvet yemez. Hırsızlık yapmaz. Yalan söylemezler. Devletin bütünlüğü ve güçlü olması için çaba harcarlar. Kendi şahsi menfaatleri hiçbir zaman ön plana çıkmamış, devletin çıkarları ön planda tutulmuştur.
Ülkelerinin geleceği için kimseyi aldatmamışlardır. Ancak, aldatıldıkları çok olmuştur.
Bizim gibi olanlar, emekli olsalar da, halen rızıkları peşinde koşmaktadırlar.
Yurtta sulh, cihanda sulh onlar için önemlidir.
16 Nisan 2017 gerçekten ülkemiz için çok önemli bir dönüm noktasıdır.
İktidar partisi 15 yıllık iktidarını ebedileştirmek için elinden geleni yapmaktadır.
Hazırlanan Anayasa taslağı ile tüm kararlar bir kişide toplansın ve o kişi istediğini yapsın istenilmektedir. Bunun sakıncaları sağduyulu kişilerce çok iyi bilinmektedir.
İstanbul’da Rizeli birkaç kişi ile görüştüm. Dedikleri aynen şu: “Ya biz seni (Recep Tayyip Erdoğan’a söylüyorlar) Belediye başkanı yaptık, Başbakan yaptık, Cumhurbaşkanı yaptık, ha bu yetmiyor mu, bu b…k yemek nereden çıktı, daha ne istiyorsun. Bu nedenle bizim çoğumuz hayır, diyeceğiz” dediler. Ancak, başka bir tanıdığım Rizeli’de Atatürk hayranı olmasına rağmen, Kılıçdaroğlu’na kızdığı için, evet diyeceğini söyledi.
Sevgili okurlar, Türkiye geneline bakarsak, kesinlikle hayır sandıktan çoğunlukla çıkması gerek.
AKP yanlısı bazı kişiler ise % 54.9 Evet çıkacak diyorlar. Bu kadar net tespit nasıl yapılıyor onu da anlamak mümkün değil. Yoksa her şey planlandı mı?
Devletin tüm kaynakları ve kurumları iktidarın emrinde. Bilgisayarlarda istediklerini yapabilme gücü var ise, her şey olabilir kuşkusu da milletin içinde yaşıyor.
Bu referandumun en önemli hususlarından biri de, Türk Kadınının geleceği. Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti üzerinde yaşayan kadınlara tanıdığı özgürlük ve bağımsızlık haklarının yavaş yavaş ortadan kalkabileceği kuşkusu da duyulmaktadır.
Her ne olursa olsun, millet kendi kaderini kendisi belirleyecektir.
İnançlı olan bizler her şeyin hayırlı olmasını dileriz.
HAKKIMIZDA NE HAYIRLI İSE O OLUR İNŞALLAH.
***
Zekeriya Tümer
DİNDAR OLAN 
KİNDAR OLMAMALI!..
Sevgili okurlar, bu hafta sonu Pazar günü Türkiyemizin kaderi belli olacak. Anadolu insanı sağduyuludur.
İstiklal savaşında ümmet olan bir toplum, Kuvayı-Milliye ruhu ile ve Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, Anadolu topraklarını düşman çizmeleri altında çiğnenmekten kurtarmış, vatan hainlerini de defedip kovmuştur.
Dindar insan kindar olabilir mi?
Olmamalıdır.
Ancak; dini dar açıdan görenler, kendilerinden başkalarının Müslüman olmadıklarını zannederler ve onların cehennemlik olduklarını sanarak, kin ve nefret içerisinde olabilirler.
Hâlbuki Dinimiz son derece hoş görülü ve geniştir. İnsanlar birbirlerine düşman olmamalıdır.
Şu an, referandum sebebiyle Evet’çiler ve Hayır’cılar diye toplum ikiye ayrılmıştır. Evet diyenler hayır diyenleri dinsizlikle bile suçlayabilmektedirler.
Kutsal dinimiz siyasete alet edilmektedir. Tek amaç vardır o da Referandumda Evet oylarının Hayır oylarından fazla olmasıdır.
Evet ve Hayır referandumu bir kişinin geleceği değil, ülkenin geleceğini belirleyecektir.
Türkiye Cumhuriyeti laik ve demokrat prensipler üzerine kurulmuştur.
Türkiye’nin geleceği bir kişinin mutlak idaresi ve kararları ile yönetilmemelidir.
Mustafa Kemal Atatürk’e bağlı olanlar, vatanına bağlı, bayrağına saygılı, dinine, imanına da düşkün, çağdaş ve modern bir devlet olmanın çabası içerisindedirler. Onlar, rüşvet yemez. Hırsızlık yapmaz. Yalan söylemezler. Devletin bütünlüğü ve güçlü olması için çaba harcarlar. Kendi şahsi menfaatleri hiçbir zaman ön plana çıkmamış, devletin çıkarları ön planda tutulmuştur.
Ülkelerinin geleceği için kimseyi aldatmamışlardır. Ancak, aldatıldıkları çok olmuştur.
Bizim gibi olanlar, emekli olsalar da, halen rızıkları peşinde koşmaktadırlar.
Yurtta sulh, cihanda sulh onlar için önemlidir.
16 Nisan 2017 gerçekten ülkemiz için çok önemli bir dönüm noktasıdır.
İktidar partisi 15 yıllık iktidarını ebedileştirmek için elinden geleni yapmaktadır.
Hazırlanan Anayasa taslağı ile tüm kararlar bir kişide toplansın ve o kişi istediğini yapsın istenilmektedir. Bunun sakıncaları sağduyulu kişilerce çok iyi bilinmektedir.
İstanbul’da Rizeli birkaç kişi ile görüştüm. Dedikleri aynen şu: “Ya biz seni (Recep Tayyip Erdoğan’a söylüyorlar) Belediye başkanı yaptık, Başbakan yaptık, Cumhurbaşkanı yaptık, ha bu yetmiyor mu, bu b…k yemek nereden çıktı, daha ne istiyorsun. Bu nedenle bizim çoğumuz hayır, diyeceğiz” dediler. Ancak, başka bir tanıdığım Rizeli’de Atatürk hayranı olmasına rağmen, Kılıçdaroğlu’na kızdığı için, evet diyeceğini söyledi.
Sevgili okurlar, Türkiye geneline bakarsak, kesinlikle hayır sandıktan çoğunlukla çıkması gerek.
AKP yanlısı bazı kişiler ise % 54.9 Evet çıkacak diyorlar. Bu kadar net tespit nasıl yapılıyor onu da anlamak mümkün değil. Yoksa her şey planlandı mı?
Devletin tüm kaynakları ve kurumları iktidarın emrinde. Bilgisayarlarda istediklerini yapabilme gücü var ise, her şey olabilir kuşkusu da milletin içinde yaşıyor.
Bu referandumun en önemli hususlarından biri de, Türk Kadınının geleceği. Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti üzerinde yaşayan kadınlara tanıdığı özgürlük ve bağımsızlık haklarının yavaş yavaş ortadan kalkabileceği kuşkusu da duyulmaktadır.
Her ne olursa olsun, millet kendi kaderini kendisi belirleyecektir.
İnançlı olan bizler her şeyin hayırlı olmasını dileriz.
HAKKIMIZDA NE HAYIRLI İSE O OLUR İNŞALLAH.
***
Zekeriya Tümer
Ulusalhaber1881@gmail.com - kilicdaroglu partisinin grup toplantisinda konustu 111777 5

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir