Planlarla, tertiplerle iktidar oldular…
Planlarla, tertiplerle işi götürüyorlar… Bir elleri yağda, bir elleri balda… 20 yaşlarında çocuklarının bile gemicikleri, uluslararası şirketleri var…
AKP İktidarının temelleri yeryüzünün eşkıya devleti ABD’de atıldı…
Ona uyumlu muhalefet de orada oluşturuldu ve Bahçeli bir ömür boyu kraldan çok kralcı oldu… AKP’ye koltuk değnekliği yaptı… Yani tencere yuvarlandı, kapağını buldu…
Bugüne değin kardeş kardeş, gül gibi geçindiler… Hep birlikte “Seçme – seçilme”, “Demokrasicilik oyunu” oynadılar…
Zaman oldu, birbirlerine “İP” attılar… Zaman oldu, birbirlerine “Ağza alınmayacak küfürlerle” saldırdılar… Zaman oldu tüm yaptıklarını, söylediklerini unuttular, sarmaş dolaş, can ciğer, kuzu sarması oldular…
Onurlarını ayaklarının altına aldılar.
Şimdi de bir “Referandum Oyunu”na kalkıştılar…
Milliyetçi MHP Başkanı, dün ne söylediyse bugün tersini yapıyor… Bir zamanlar cepheden saldırdığı RTE’yi bugün yere göğe sığdıramıyor…
Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı, “BİZ ŞİVAN PERVER’İZ AHMET KAYA’YIZ” diye Diyarbakır meydanında yeri göğü inletiyor, kükrüyor, PKK propagandası yapıyor; ülkücü Devlet Bahçeli ise sadece onu seyrediyor…
Ne bir tepki, ne bir eleştiri… Ne bir ses, ne bir nefes…
Gördünüz mü iktidar muhalefet uyumunu?
Ama bu arada olan vatana oluyor, halka oluyor, 1923 Cumhuriyet rejimine oluyor…
Elbirliği ile en yüce değerlerimizi yok ediyorlar…
Emperyalistlerin ve ortaklarının bir tek hedefi var şimdi: İktidarı ellerinde tutmak, iktidarı kimseye kaptırmamak, bu yolda ne gerekiyorsa onu yapmak…
Yalan söylemek gerekiyorsa, yalan söylemek… Tertip – kumpas gerekiyorsa, tertip – kumpas yapmak… Ve bu yöntemlerle hükümet olmak…
Asıl amaçları ise hep iktidarda kalmak ve iktidarlarını ölene kadar sürdürmek… Referandumdan “Evet” çıkarsa eğer, öldükten sonra da çocuklarına, torunlarına sultanlık tahtını devretmek…
Şimdiden “Damat”lar bakan yapılmaya başlandı bile… Başkanlık gelirse ne olur, artık gerisini siz hesap edin…
Yani kısaca, onlar, halkın saf, temiz din duygularını da kullanarak, mutlu, renkli bir yaşam sürmek, kendileri gibi çocuklarının ve yedi sülalesinin geleceğini de garanti altın almak istiyorlar…
Bu arada uluslararası holdinglere ve emperyalistlere destek olmak da onların en temel görevleri arasında bulunmaktadır…
Bu gelenek, yani emperyalist devletlerle birlikte, millici güçlere karşı savaşmak, onlarla işbirliği yapmak, siyasal İslamcıların Kurtuluş Savaşından bu yana değişmez geleneklerinden olmuştur…
İşte Ergenekon kumpası bunun için düzenlendi… Ordunun kolu kanadı bunun için kırıldı. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kozmik odalarına bunun için girildi. Bunun için şanlı Türk ordunsunun Genel Kurmay başkanı adi bir suçlu gibi evinden alınarak, dört duvar arasına atıldı…
Cumhuriyet döneminde rejime ve Atatürk’e isyan edenlerin durumlarını incelediğimiz zaman, arkalarında ya İngiltere’nin, ya Fransa’nın ya da başka bir emperyalist devletin desteğini mutlaka görürüz…
AKP’nin ortağı Amerika’nın amacı ise çok açık ve nettir: Ortadoğu’da devletleri din, ırk temelinde bölüp devletçiklere dönüştürmek, köleleştirilmiş halkların zengin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını dilediği gibi yağmalayarak, ülkesine taşımak…
Amerika istiyor ki bu topraklarda sadece güçlü, kudretli bir İsrail devleti kalsın ve öteki devletçikler üzerinde egemenlik kursun ve ABD’nin bir “İleri Karakol”u gibi hareket etsin…
Yoksul ülkelerin eş başkanları ise onun en büyük yardımcıları…
Amerika, İslam ülkelerine kurduğu kumpasa, uçaklarla “İkiz Kuleleri” paramparça ederek başladı. Yoksul, ama yeraltı ve yerüstü kaynakları zengin İslam ülkelerini kendisine hedef seçti.
Önce Afganistan’ın hakkından geldi. Sonra yönünü Irak’a çevirdi…
“Kitle imha silahları, biyolojik silahlar, Cehennem Topu, bilmem ne” gerekçeleriyle, Irak’a saldırdı… Ülkenin altını üstüne getirdi… Saddam’ı astılar. Sonradan bunların “palavra” olduğunu bizzat kendileri açıkladı…
Sonra Libya’yı hedefe koydular… Çünkü orası da petrol yatağı idi. Ele geçirilmeliydi… Çünkü Kaddafi emperyalist devletlere kafa tutuyor, milli tavırlar sergiliyordu. Libya liderini kendi halkına linç ettirdiler.
Sıra Suriye’ye geldi… “Günahsız çocuklara kimyasal silah kullanma” gerekçesine sığınarak onu da füze yağmuruna tutuyorlar şimdi…
Sanki “Dünden hazırlarmış gibi” bizim ABD yandaşları ise hemen emperyalizmin safında yerlerini aldılar… Saldırıyı yeterli bulmadılar… “Saddam rejimi devrilene kadar Amerika saldırıyı sürdürmeli” dediler. “Daha çok füze, daha çok füze, daha çok Tomahawk” dediler…
Ama bütün bu ülkelerden sonra sıranın Türkiye’ye geleceğinin bilincinde değiller… Öteki ülkelere yaptığı gibi, bir bahane uydurarak, ülkemize saldıracaklarının bilincinde değiller… ABD,referandumdan “EVET” çıkıp, eyalet sisteminin kurulmasını bekliyor şu sıralar…
MHP’si de AKP’si de şimdi koro halinde Esat’a ve Suriye rejimine ağızlarına geleni söylüyorlar…
AMA YAKLAŞAN TEHLİKENİN FARKINDA DEĞİLLER…
Bir yanıt yazın