Nyet (Rusça):Hayır
Eski Genelkurmay Başkanı General Martin Dempsey, küresel ayaklanma momentumunun devlet adamlığı yeteneğini aştığı bu noktada,
ABD’nin dünya polis gücü olabilmesinin stratejik ayrıntıları üzerinde çalıştı.
ABD ve Rusya’nın birlikte çalışmak gerektiğini anladıklarından hareketle,
Rekabetin koordinasyonla geliştirilip bir Rus-ABD ortaklığının oluşturulması halinde;
Bölgesel krizlerin daha az tehdit oluşturacağı, bölgesel çalkantıların büyük oranda önleneceğini kurguladı.
*
Bu mesai, şimdilerde Batı’da ABD’nin Rusya ile birlikte neler yapabileceği tartışmalarına yol açmıştır.
Gerçekten de sadece bölgesel meselelerde değil, şu anda dünya düzenini şekillendiren yeni kuvvetler ve eğilimler üzerinde bir ABD- Rusya samimi diyaloğuna ihtiyaç bulunuyor.
Ancak eski zihniyetler, bilhassa Washington’daki partizan savaşı ABD’nin sorunlu bir dünyada karşılaştığı asıl meseleleri tartışmasına yardımcı olmuyor.
Bir davaya samimi olarak bakmak zaman alıyor…
*
Bugün Ortadoğu Krizinin çözümünde ABD ve Rusya ortak çalışıyor.
Öncelikle krizin çözümü için iki opsiyonel yaklaşım;
1- Bölgenin sorunlarının kaynağı ile uğraşmayı öngören “Toptancı Yaklaşım”,
2- Bölgede krize neden olan ülkelerin sorun kaynaklarıyla teker teker uğraşmayı öngören “Parakendeci Yaklaşım”; bir kenara konulmuştur.
*
Çünkü bu iki yaklaşım bir çok kez denenmiş fakat bütün girişimler başarısız olmuştur.
Bunun temel nedeni, kriz çözmeye soyunan bütün aracıların ya da arabulucuların bu krizlerde rol oynamış ayıplı kimlikleridir.
Çünkü uluslararası ilişkilerde bir aracı ya da arabulucunun;
Çelişkili taraflar arasında “tarafsız” bir konumda olması,
İhtiyaç duyulan hedeflere ulaşmak için taraflar arasında bir kaldıraç gücüne,
Bu gücü kullanabileceğine dair açık bir algılanmaya sahip olması gerekiyor.
*
Bu yüzden Başkan Obama ve yönetimi Ortadoğu Krizine çözüm bulma çabasında olamadı.
Rusya, 2011 öncesindeki Suriye’ye geri dönmek istemektedir ama taraf olması nedeniyle herhangi bir politik çözümde yetersiz kalıyor.
Hakeza BM eski Genel Sekreteri Ban Ki-moon’da her zaman bir taraftı…
*
Şimdi; ABD’de Ortadoğu’yu çok iyi tanıyan uzmanlarla çalışan ve ayıpsız Başkan D. Trump yönetimi bulunuyor.
Bu yönetimin Ortadoğu’nun meydan okumasına karşı planlanmış bir projesinin olduğu ve kararlaştırılan adımları atacağı öngörülüyor.
Bu algının dahi özel bir güç tezahürü olduğuna dikkat çekiliyor.
*
Bu noktada objektifin Rusya’ya çevrilmesi gerekir…
Rusya egemenliği; ideolojik açıdan sürekli olarak Batı demokrasisinin insan hakları ve demokratik siyasi tercihleri teşvikleriyle saldırı altındadır.
Dünyadaki konumu görmezden geliniyor ya da inkâr ediliyor.
Ama son yıllarda Rusya, Moskova’nın uluslararası boyutunu yükseltmek;
Batı’nın siyasi kurumlarıyla denk olduğunu göstermek için siyasi ve diplomatik saldırılarda bulunuyor.
*
Rusya, Batılı demokrasilere meşruiyetini göstermek çabasını siber alanda özel bir güçle yürütüyor.
Rusya’nın aktif olarak 2016 ABD başkanlık seçiminin sonucunu etkilemeye teşebbüs ettiği düşüncesi dahi bu programın başarısına kanıt sayılıyor.
*
ABD’li uzmanlara göre 2016 Başkanlık seçimlerinde, Ruslar kilit seçim bölgelerinde Rusya Today ya da Sputnik gibi devlet tarafından kontrol edilen Rus medya organlarının dezenformasyona uğratılmış haberlerini Amerikan ana akım medyasından yaymayı ve büyük bir kamuoyu oluşturmayı başardılar.
Sonra Rus hackerlar çok sayıda internet trolü ve botu kullanarak,
Bir program ya da tarayıcıya bir eklenti yüklenmesi ya da e-posta ile gelen mesaj eklerinin açılması ya da e-postalarda bulunan bağlantıların tıklanmasıyla milyonlarca sosyal medya hesabını ele geçirdiler.
Ardından kurgulanmış bir zamanda bir bilişim sistemindeki verileri bozmak, yok etmek, değiştirmek üzere;
Milyonlarca bilgisayarın bileşik gücünü, muazzam bir trafik güç ve hızıyla tek bir hedefe yönelttiler.
Trump’ı Başkan seçtiler…
*
Bugün Başkan Trump ve Rusya ortaklığı bu tecrübenin ışığında Ortadoğu Krizinin çözümünde ayıpsız taraflar oluşturmak üzere yeni bir girişim yürütüyor.
Suriye İdlib’de insanlık dışı bir kimyasal saldırı yapılmıştır.
Şimdi dünyanın her yerinde ana akım medyası, Suriye ile ilgili karşıt iki düşüncenin yayınını yapıyor.
Bir kanat mesela,
“ABD’nin, Esad’ın devrilmesini stratejik Ortadoğu planından çıkarmasıyla beraber, Beşar Esad artık kimsenin kendine dokunamayacağının farkında.
Nitekim Suriye’de iktidardaki klik, ABD Başkanı Trump’ın emriyle hayata geçirilen bu politika değişikliğini, Suriye topraklarında kalan nüfusu da keyfine göre katledebilmek için bir açık çek olarak yorumlamakta gecikmedi” düşüncesini,
Diğer kanat ise mesela,
“Bu olay beklenmedik olduğu kadar absürd de.
Beklenmedik olmasının sebebi, 2014 tarihinden bu yana Ortadoğu’nun bu kesiminde artık sinir gazının kalmamış olması gerekir.
Absürd olmasının sebebiyse, Esad rejiminin böylesine vahşi, infial yaratacak ve kanunlara aykırı bir eyleme tam da şimdi, nasıl biteceği yıllardır kestirilemeyen savaşın yavaş ama kararlı şekilde Şam’ın lehine dönmeye başladığı bir zamanda kalkışmış olmasının mantıksızlığıdır” düşüncesini dünya kamuoyuna yayıyor.
*
Aslında ilk kez Rusya ve ABD siber alanda özel bir gücü belki müşterek, belki biri diğerinden haberdar kullanıyor.
Kamuoyu en hassas olduğu noktadan yakalanmıştır ve milyonlarca sosyal medya hesabı teker teker ele geçiyor.
*
Peki ama hedef nedir?
Hedefi, Suriye Devlet Başkanı B.Esad;
“Recep Tayyip Erdoğan, şahsi çıkarları için ülkesinin tümünü feda eder. Çok şey satın alıp satarak Arap ve İslam arenasında kendilerine yer bulmaya çalıştı. Efendilerinin kendilerine biçtikleri rolü aşıp, kendilerine izin verilenin çok ötesine gitti.
Bu rolden geri adım atması gerekiyordu ama Suriye’nin rolünde ısrar etmesi sıkıntı yaratmıştır.
Bu nedenle Suriye davası, o’nun için siyasi açıdan sıkıntı yaratan ölüm kalım meselesi haline gelmiştir” ifadesiyle açıklıyor.
*
Bu sırada ABD, kimyasal silah kullanılmasını Suriye’ye yaptığı füze saldırısı ile cezalandırıyor.
Suriye trajedisinin önünde Erdoğan ise “Bu harekatı, Esed rejiminin kimyasal ve konvansiyonel silahlarıyla işlediği savaş suçlarına karşı olumlu bulduğumuzu ifade etmek istiyorum. Yeterli mi? Ben bunu da yeterli görmüyorum. İnşallah azizül intikam olan Allah bunların intikamını alacaktır” diyor.
*
Halbuki olan biten şey, insanoğlunun akli birikiminin bir sonucu olan yeni nesil savaştır ve şu dakikada ki hedefi;
Ortadoğu Krizinin siyasal çözümünde ayıpsız taraflar oluşturmak üzere elinizdeki ve milyonlarca internet makinasının daha,
Muazzam trafik gücü ve hızıyla tam da gününde 16 Nisan’da referandumunun sanal sistemidir.
“Hayır”oyları garantiye alınıyor ve işte kurşun namluya sürülmüş bulunuyor.
*
Artık partizanlık ve kişisel duyguların kapıda bırakılma zamanıdır.
Trump’un içgüdüselliğini ve bazen kaba bir tavırla Rusya ile ortaklık düşüncesini yeni bir dünya düzeni için bir strateji haline getirmenin yollarını keşfetmenin sırasıdır…
8.4.2017
Bir yanıt yazın