Yedi yıldır içsavaşa karşı adeta bir istiklal savaşı veren Esat direniyor.
Bir ay, bir yıl değil tam yedi yıldır onu kimse deviremedi.
Helal olsun.
Düşman bir olsa belki Esat onu çoktan yok etmişti ama içeridekilerden gayri 4 bir tarafını ABD ve İsrail’in besleyip büyüttüğü kalleşler sarmış.
Sabahın ilk saatlerinde televizyonlarımız açtığımızda ABD’nin Akdeniz’de konuşlandırılan iki ABD askeri gemisinden fırlattığı 59 Tomahawk füzesi
İle Suriye Hava Kuvvetlerine ait bir üssü vurduğu haberini aldık.
ABD’nin gerekçesi 30’u çocuk 86 kişinin hayatını kaybettiği İdlib’deki kimyasal saldırı güya Esat’ın komutasındaki bu üsten düzenlenmiş…
Güvenilir bilgiler (!) varmış.
Bence yalanın kuyruklusudur bu.
Hatırımızdan asla çıkmaz ve çıkmayacaktır.
ABD eski başkanlarından George Bush Saddam’ın kitle imha silahı ürettiği ve kesin kanıtları olduğu iddiasıyla 20 Mart 2003 de Irak’ı işgal etmişti.
ABD etnik ve mezhepsel bölünmeyi körüklemiş, yüz binlerce Müslüman ve masum kişi hayatını kaybederken, milyonlarca insanı da mülteci olarak yaşamak zorunda bırakmıştı.
Amerikan askerleri binlerce kadına, kıza tecavüz etmişler, erkeklere ise olmadık işkenceler yapmışlardı.
Sonra ne olmuştu, istihbaratta bir yanlışlık oldu demişlerdi.
Yani biz bu acı tiyatroyu daha evvel de görmüştük.
Amerika’da büyük bir kitle tarafından halen istenmeyen taze başkan Trump daha koltuğu ısınmadan operasyonla ilgili verdiği beyanatta ”Bu gece kimyasal saldırının yapıldığı askeri üssü hedef alan askeri operasyonun emrini verdim” dedi.
Bu da bir başka senaryodur sanırım.
Teröristleri besleyerek Suriye’yi parçalamaya çalışan, ABD böylece ilk defa kendisini ön plana çıkartmış oldu.
Pentagon da yaptığı açıklamada operasyonun bir kerelik olduğunu ve Suriye’nin kimyasal saldırı yapabilme potansiyelini azalttıklarını, Suriye ordusunun sahip olduklarına ciddi zarar verdiklerini söyledi.
İşin ucunda hep petrol var, menfaat var. Gerisi fasa fiso…
Bir de şu var tabi İsrail’i güvene almak topraklarını genişletmek.
Rusya ve Birleşmiş Milletler (BM), Suriye’ye askeri müdahale konusunda ABD’yi uyarmış.
Sadece uyarmışlar…
Oysa Amerika ‘nın Suriye’ye saldırması savaş suçudur.
Bu uyarıda ne derece ciddiyet vardır düşünmek gerek…
Ne malum ABD ile Rusya’nın gizli bir anlaşmaları olmadığı…
Bu da bir ihtimaldir.
İnsanın aklına daha kötü şeylerde gelmiyor değil.
Eğer anlaşma yoksa 3.bir cihan harbine doğru gidiş mi oluyor?
Bildiğimiz kadarıyla Rusya Suriye’ye güçlerini yığmış ve Esad’ı korumaya almıştı.
Neyse bu konuyu yetkili ağızlara bırakmam gerek.
Benim canımı sıkan Türkiye’den ABD’yi destekler nitelikte yanıt çıkmasıdır.
Cumhurbaşkanlığı sözcüsünün Suriye’ye yapılan saldırı hakkında,
“ ABD’nin Şaryat Hava Üssü’ne yönelik bu sabah gerçekleştirilen hava saldırısını, Esad rejiminin savaş suçlarına karşı verilmiş olumlu bir cevap olarak değerlendiriyoruz.
Şaryat Hava Üssü’nün kullanılamaz hale getirilmesi, sivillere yönelik kimyasal ve konvansiyonel saldırıların cevapsız kalmaması açısından önemli bir adım.”demesidir.
Dışişleri Bakanlığı da yaptığı açıklamada “Operasyonu olumlu buluyoruz “dedi.
Topyekûn ABD ye destek veriyoruz.
PKK’yı PYD ve uzantılarını desteklediklerini ve vatan için onlarca şehit verdiğimizi her şeyi unutuyoruz.
Yazıklar olsun…
Halen Amerikancıyız ve halen hata üzerine hata yapmaktayız.
İleri görüşümüz yok.
Suriye parçalanırsa sıra kime gelecek düşünen yok.
Bir Esat düşmanlığıdır, bir de ille başkanlıktır gidiyor…
TünaySüer
8 Nisan 2017