“Games of Intelligence” : FBI, CIA, NSA ve BND
Prof. Dr. Kemal İnat
info
İstihbarat kuruluşları giderek artan bir şekilde siyasetin parçası oluyorlar. Amerika’da NSA (National Security Agency), CIA (Central Intelligence Agency) ve FBI (Federal Bureau of Investigation) ve Almanya’da BND (Bundesnachrictendienst) son zamanlarda bu ülkelerin iç ve dış politikalarına ilişkin gelişmelerde çok fazla konuşulan kurumlar hâline geldiler.
Pazartesi günü Amerikan Temsilciler Meclisi’nin İstihbarat Servisleri Komisyonu’nda dört saat boyunca ifade veren FBI Başkanı James Comey ile NSA Başkanı Mike Rogers, Amerikan Başkanı Donald Trump’ın önceki Başkan Obama’nın emriyle bürosunun ve konutunun dinlendiği yönündeki iddialarının doğru olmadığını açıkladılar. FBI Başkanı Comey, Rus hükûmetiyle Trump’ın seçim ekibi arasında görüşmeler olduğuna dair iddiaların ise araştırıldığını ifade etti. Comey ayrıca, “Amerikan demokrasisine zarar vermek isteyen” Rusya’nın Amerikan seçimlerine müdahale ettiğini ve bu müdahalenin Demokratların adayı Hillary Clinton aleyhine olduğunu da söyledi. Yani Obama’yı aklayıp Trump’ı zan altında bırakan açıklamalar yaptı.
Peki, FBI Başkanı Comey, Rusya’nın Amerikan seçimlerine müdahalesine dair iddiaları araştırdığını neden başkanlık seçimleri öncesinde söylememişti. Çünkü aynı FBI Başkanı, seçimlerden kısa bir süre önce Clinton aleyhine “E-Mail skandalı” nedeniyle soruşturma başlattığı için seçimleri manipüle etmekle ve Demokratların seçimi kaybetmesinde rol oynamakla suçlanmıştı.
Trump tarafından atanan Mike Pompeo’dan önceki CIA Başkanı John O. Brennan da Amerikan iç siyasetine müdahale konusunda isim yapmış birisi. Donald Trump aleyhine sözler sarf eden Brennan, görevi başındayken “Rusya’nın Amerikan başkanlık seçimlerine müdahalesi konusunda şüphesi bulunmadığını” ifade etmiş bir isim. Amerikan Başkanı istihbarat kurumlarının bu konuda kendisine yönelik uyarılarını dikkate almamasını da eleştiren Brennan, Trump’ın ülke güvenliğini tehlikeye attığını ileri sürmüştü. 2006-2009 yılları arasında CIA başkanlığı yapan Michael V. Hayden ise Donald Trump’ı “Rusya’nın kullanışlı bir aptalı” olarak suçlamıştı.
Amerikan istihbarat kurumları ülke içerisindeki güç mücadelesinin parçası olmuşlar. Fakat sadece Amerika içerisinde değil müttefik ülkelerde de çok sayıda skandala isimleri karışmış. NSA’nın Almanya Başbakanı Angela Merkel’in telefonunu da dinlediği 2013 yılında ortaya çıktığında anlaşıldı ki, Amerikan gizli servisi uzun yıllardan beri Alman politikacıları ve üst düzey bürokratları dinliyor. Angela Merkel’in “dostlar arasında dinleme olmaz” sözü hatırlanırsa, NSA’nın bu “düşmanca” faaliyetine karşı ülkesinin liderlerini korumakla görevli olan Alman istihbarat servisi BND’nin, Almanya’daki istihbarat faaliyetlerinde NSA’ya yardımcı olduğunun ortaya çıkması ise daha büyük bir skandal oldu. NSA’nın Alman ve Avrupalı politikacılara, kurumlara ve şirketlere yönelik dinleme faaliyetlerine BND’nin yardımcı olması ve uzun süre bunu kendi hükûmetinden gizlemesi eski NSA çalışanı Edward Snowden tarafından sızdırılınca ortaya çıktı.
Alman Federal Meclisi’nde kurulan NSA Araştırma Komisyonu’na geçen ay ifade veren Merkel, NSA’nın BND yardımıyla Almanya’daki istihbarat faaliyetlerinden 2015 yılında haberi olduğunu açıkladı. Bir yabancı istihbarat servisinin kendi ülkesindeki faaliyetlerine çanak tutan ve bunu başbakanından gizleyen BND, Alman hükûmeti için ne kadar güvenilir bir bilgi kaynağıdır?
BND Başkanı Bruno Kahl’ın geçen hafta, 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında FETÖ’nün olduğuna ikna olmadıkları yönündeki sözleri ne anlama geliyor? BND’nin yaptığı birçok şeyden haberi olmayan Merkel’in bu sözlerden haberi var mı? Haberi varsa, BND başkanının bu tür demeçlerine izin vermesi artık Türkiye ile ilişkileri yürütmek üzere onu görevlendirdiği anlamına mı geliyor? 15 Temmuz’un arkasında FETÖ ve onun destekçileri olduğu gerçeğinin bu şekilde inkârı, Almanya’nın bu örgütü himaye edeceğinin işareti olarak mı okunmalı?
Onlarca yıldan beri Türkiye’yi dinlediği ortaya çıkan BND’nin bundan sonra bu illegal dinlemelerle elde ettiği bilgileri, Merkel’le olmasa bile FETÖ örgütüyle paylaşacağı anlamına mı geliyor Kahl’ın bu açıklamaları?
Nihayetinde FETÖ’yü “dinî ve seküler eğitim için bir araya gelmiş sivil bir oluşum” olarak tanımlıyor BND başkanı. Kim bilir, bu bilgiye ulaşmak için ne kadar sıkı istihbarat faaliyeti yürütmüşlerdir!
Bu “müthiş” istihbarat bilgisini de Merkel’den gizlediler mi bilinmez, ancak Alman Başbakanı “böyle isabetli tespitler yapan” bir istihbarat servisine sahip olduğu için gurur duyuyor ve rahat uyuyordur herhâlde!
Bir yanıt yazın