Anayasa değişikliğinin referandumda “evet” mi, yoksa “hayır” ile mi karşılaşacağının tartışmaları hızlandı. Son yapılan anketlerden çıkan sonuç ve yapılan açıklamalarda “Kilidi açacak parti Milliyetçi Hareket olacak” deniliyor.
Şu anda bıçak sırtında görünen referandumda “kilit parti” olarak görülen MHP tabanının vereceği karar öyle görünüyor k, sonuçları etkileyecek ve belirleyecektir. Kamuoyu araştırma gruplarının yöneticileri de “Biz de açıkça referandumun sonucunu milliyetçi oyların etkileyeceğini görmekteyiz. “evet” için milliyetçilerin oyları çok büyük önem taşıyor” diyor.
Nitekim “evet” oyu için çalışanların son günlerde gözlerini ve söylemlerini milliyetçilik üzerine çevirmeye başlamış olması da buna yorumlanıyor.
MHP Genel Başkanı Bahçeli ve yönetiminin AK Parti yanında yer alıp “evet” oylarını artırmaya yönelik çalışmaları ve açıklamalarına rağmen, ülkücülerin % 80’ine yakın bölümünün “hayır” oyu vereceği söyleniyor. Bu nedenle parti içindeki muhalif kanadın çalışmalarına yönelik engellemelerin sürdüğünü de görmekteyiz.
Bahçeli, referandumda 11 ilde miting düzenleyecek. Bu mitinglerde beklenen kalabalığın olmasından ve tepkilerden çekiniliyor. AK Parti yönetiminin Bahçeli’nin düzenleyeceği mitinglere katılımın fazla olması için teşkilatlarını bilgilendirdiği yolunda da çalışmalar yaptığı söyleniyor.
1980 öncesi ülkücü hareketin eski başkanları, geçmiş dönemde MHP İl Başkanlığı yapmış olan isimleri, eski milletvekilleri, muhalif isimlerin ve tabandan çok önemli bir bölümünün Bahçeli karşıtı duruşunun partinin geleceğinin belirlenmesine de damga vuracağı görülmelidir.
Referandum, bu nedenle “Bahçeli ve ekibi için de bir oylama niteliği taşımaktadır” deniliyor.
Burada asıl üzerinde durulması konu bizce şu olmalıdır:
Bahçeli’nin ülkücüleri bölüp, birbiri ile çatıştırmaya yönelik sözleri son derece tehlikeli ve tahrik edicidir.
Muhaliflerden Sinan Ogan’ın aracının lastiklerinin patlatılmasından sonra Bahçeli’nin “Lastiklere sıkanlar, beyinlere de sıkar” demesi parti içi tartışmaları hızlandırdı. Bu nedenle de Bahçeli’yi suçlayanlar “Milliyetçileri çatışmaya sürüklüyor” uyarısı yapıyor.
Bahçeli daha önce de “ülkücü hiçbir işi yarım bırakmaz” diyerek tahrik edici bir açıklama daha yapmıştı.
Bütün bunları alt alta koyduğumuzda özellikle parti içinde böylesine kışkırtıcı ve ateşleyici açıklamaları tehlikeli buluyoruz.
Daha açık ifade ile bu açıklamalar parti tabanında tam aksine tepki görüyor. MHP’li muhalif cepheden gelen açıklamalarda “Sandığa gitmeyeceğini söyleyenler şimdi sandığa gideceğini ve oyunu “hayır” yönünde kullanmaya karar verdiğini söylüyorlar” açıklamaları geliyor.
İşte en önemli nokta da budur.
Kararsızların ve sandığa gitmeyeceğini söyleyenlerin sayısındaki artışın erimeye başladığı da kamuoyu araştırmalarında ortaya çıkıyor. Bu da referandumda oyunu kullanacakların sayısının artmaya başladığını gösteriyor.
Kamuoyu araştırma gruplarının yöneticilerinin ortak görüşünü de özetleyelim:
“Katılımın fazla olması referandumun sonucunu da etkileyecektir. Bu etkileme “hayır”ları çoğaltır. Daha önceki seçimlerde katılımın azlığı hep iktidar partisinin lehine olmuştu. Rüzgâr tersine esebilir.”
Anayasa değişikliği konusunun Meclis’e gelmesinden bu yana zaten Milliyetçi hareketin tabanının buna karşı olduğu biliniyor. Bu konuda yapılan açıklamalarda değişikliğe neden karşı olunduğu da açıklanmıştı. Bunları yinelemeye gerek görmüyoruz.
Çatışmalardan, kin ve nefret söylemlerden uzak durulması gerekiyor. Bu bir seçim değil, Türkiye’nin geleceğinin oylanacağı bir referandumdur. Kimin ne oy vereceği o kişiyi ilgilendirir. Baskı, tehdit ve korkutma ile kişilerin yönlendirilmesini doğru bulmuyoruz. Bu, özellikle ülkenin milliyetçi hareket gibi köklü bir partisine hiç yakışmaz.
Sonuç ne olursa olsun, burada en büyük yarayı alacak parti Milliyetçi hareket olacaktır. MHP’nin bu duruma düşmemesi gerekiyordu. Öyle görünüyor ki, referandum sonrası parti içinde hesaplaşma çok daha önemli bir konuma gelecektir.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz