Hep mağdurları oynadınız…
Hep mağdur oldunuz, duygu sömürüsü yaptınız…
Hep seçimleri kazanmaya odaklandınız…
Koltuk, makam, mal, mülk, para sevdası hiç peşinizi bırakmadı…
Her şeyi, her olayı, hatta hatalarınızı bile bu yöntemle lehinize çevirmeye çalıştınız…
Bir de bu mağduriyetlere sadaka gösterilerini ve din sömürüsünü eklediniz, sonunda başardınız…
Ama bu millet şimdiye dek hiç görmediklerini sizin zamanınızda gördü, hiç yaşamadıklarını sizin zamanınızda yaşadı…
Hangisini anlatayım? Hangisini sayayım? Hangisinden başlayayım?
O kadar çok ki…
Sıralasam, yazsam, kitaplara sığmaz…
Bu milletin zaferden zafere koşan şanlı ordusunun başına çuval, tarihte ilk kez, sizin zamanınızda, geçirildi, ne var ki siz sadece baktınız, seyrettiniz…
Tarihte ilk kez, ülkesini parçalamak, bölmek, ayrı bir devlet kurmak isteyen teröristleri Habur sınır kapısında davullarla, zurnalarla siz karşıladınız… Ayaklarına yargıçlar, savcılar, götürüp çadır mahkemeleri kurdunuz… Mahkemenin duvarlarından Atatürk posterlerini, Türk bayraklarını indirdiniz…
Türkiye sınırları içerisinde, çeteci eşkıya yol kesti, kimlik kontrolü yaptı, gönderden Türk bayrağını indirdi, siz sadece seyrettiniz… Üstelik bir de valilere, komutanlara, emniyet müdürlerine “Bölgede yol kesme ve öteki eylemlere müdahale edilmemesi” talimatını da bizzat siz verdiniz…
Nice canlar telef oldu, olmaya devam ediyor…
Ocaklara ateş düştü, aileleri mağdur ettiniz…
Tarihte ilk kez yedi bin yıllık Türk devletinin adını devlet tabelalarından siz kaldırdınız, yurtseverler yeniden yazdılar…
Tarihte ilk kez bir iktidar döneminde bu kadar çok fabrika, kamu malı, orman arazisi, vatan toprağı satıldı… Adalarımıza Yunanlılar el koydu…
Üretim durdu, istihdam, yani iş imkânları yok oldu… İşsizlik yüzde 20’lere gelip dayandı…
Samanı bile dışarıdan alır olduk…
Deresini, ormanını vermek istemeyen köylü kadınları genç – yaşlı demeden yerlerde sürüklediniz…
İşsizler ordusu yarattınız ve insanlarınız aç biilaç, açlık sınırının altında yaşarken, Suriyeli mültecilere maaş bağladınız, öğrencilerimiz üniversite kapılarında ömür tüketirken, okullarımızı yabancı öğrencilerle doldurdunuz…
Şimdi de bütçe açığını kapatmak için dolaylı – dolaysız vergilere durmadan zam yapıyorsunuz… Bu ülkenin gariban insanları sayenizde dünyanın en pahalı benzinini, mazotunu kullanıyor…
İçeride, dışarıda herkese, her şeye meydan okudunuz… Kabadayılık yaptınız… Halkın milli duygularını galeyana getirerek yandaş toplamaya çalıştınız… Durup dururken Suriye’yi ve onun Başkanını düşman ilan ettiniz… İşte bu nedenle yabancı diyarlarda kınalı kuzularımız şehit oluyor şimdi…
Hiç gereği yokken, Rus uçağını düşürdünüz… Sonra da “Pardon” deyip, özür dilediniz… Ama olan Antalyalılara oldu, turizm sektörüne oldu, günlerce tesisler sinek avladı… İşverenini, işçisini mağdur ettiniz…
Yani çevremizde dost ülke bırakmadınız…
Şimdi de yeni kabadayılıklar, yeni kavgalar peşindesiniz… Çünkü Türkiye’de yeni bir seçim var… Referandum oylaması yapılacak… Halkın kahramanlık, kin, öç alma duygularını harekete geçirmek gerekiyor…
Suriye’nin yerine bu kez hedefte Almanya, Hollanda var… Şimdi onlara diyorsunuz ki “Ayağınızı denk alın, sonra oraya gelirsek görürsünüz…”
Halkımız yakında “Hollanda ineklerini” kesmeye başlarsa hiç şaşmayalım…
Bu yolla, bu dayılıklarla Turizmi bitirdiniz, yabancı gemiler limanlarımıza uğramaz oldu… Kıyılarımıza yaklaşınca yön değiştirmeye başladılar… Bakalım bu kez kimler mağdur olacak? Hangi turizm şirketleri kapısına kilit vuracak…
Gariban gurbetçilerimiz, yaban ellerinde, yabancı devletlerin hangi yaptırımları ile karşılaşacak?
Nasıl perişan edilecek…
Umurunuzda mı?
Daha 17 – 25 Aralık yolsuzluklarına, ayakkabı kutularına ve bir de “Ergenekon Davası” adı altında mağdur olan, hastalanan, intihar eden, yıllarını zindanlarda tüketen komutanlara gelmedim, çünkü yerim bitti…
Şimdi elinizi vicdanınıza koyarak, söyleyin bakalım. Mağdur kim? Siz mi, Türk milleti mi?